Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Eylül '10

 
Kategori
Siyaset
 

Türkiye değişiyor

Türkiye’ de referandum sonuçlarını içlerine sindirmeye çalışan toplum kesimleri bir yandan da yeni oluşan duruma ayak uydurmaya çalışıyorlar. Referandumdan çok önce, demokratik açılım süreciyle başlayan tartışmalarla birlikte toplumda saf tutuşlar, pozisyon almalar başlamıştı. Tüm dünyayı etkisine alan küresel gelişmeler ve buna bağlı olarak ülkemizde başlatılan demokratikleşme ve değişim projelerine toplumun belli kesimlerinden tepkiler ve direnişler gelmeye başladı. En çok da cumhuriyet döneminden bu yana, kendilerini devletin kurucusu ve milletin efendisi olarak gören, statükonun temsilcileri ve savunucuları değişime karşı direndiler. Asker-yüksek yargı- siyaset üçgeninde ellerine geçirdikleri iktidarı kimseyle paylaşmak istemiyorlardı.

Türkiye giderek kendi halkına, toplumuna ve yakın çevresine yabancılaşan başka bir ülke haline gelmişti. Özellikle de referandum sürecinde halk, her koşulda ülkeyi yönetme sevdasındaki bu elit grubu daha iyi tanıma fırsatı buldu. Anayasa değişiklikleriyle ilgili yapılan yanlış yönlendirmeler, mahalle ve parti baskılarına rağmen evet oylarının fazla çıkması ilk kez statükonun oyunlarını bozdu. Şimdi, evet oylarının tartışmasız üstünlüğüyle cesaret bulan AKP iktidarının ve değişimden yana olan sivil güçlerin de desteğiyle başlatılan barışa yönelik çabalar toplumda inanılmaz ölçüde destek görmeye başladı.

Bu gelişmelerden etkilenen ana muhalefet partisi CHP yönetiminin uzlaşmaya açık, barış girişimlerini ve değişim taleplerini destekleyen, en azından kabul eden tavrıyla birlikte; Türkiye artık birilerinin istediği, birilerine göre tavır alan, politika belirleyen bir ülke olmaktan çıkıyor. Daha doğru bir tanımla; TÜRKİYE İLK KEZ KENDİSİ OLUYOR. Şimdiye kadar, kimileri ABD üzerinden, kimileri AB üzerinden, kimileri de Ortadoğu ve İslami güçler üzerinden Türkiye ye rol biçer ve hiç de hak etmediğimiz siyaset senaryolarına dahil ederlerdi. Türkiye’de ekonomiye hakim olan tekelci sermaye, siyasete kimi zaman doğrudan, kimi zaman dolaylı olarak müdahale ederek, kendi çıkarlarına uygun bir devletin bekası için her türlü işbirliğini kendilerine hak görür, Türkiye’ yi istedikleri pozisyona sokarlardı. Cumhuriyeti korumak ve kollamak bahanesiyle çoğu zaman da TSK, Türkiye’ yi istediği gibi konumlandırır, kendine göre ayar verirdi. Ve hatta bu güçler kendi amaç ve çıkarları doğrultusunda gerektiğinde Ergenekon türü suç örgütleri bile kurmaktan geri durmazlardı. Ancak gelinen noktada askeri ve sivil vesayetin tüm kurumları, örgütleri; karanlık yüzleriyle deşifre olmaya başlayınca halkın değişime, demokrasiye olan inancı artmaya başladı. Geçmişiyle ve korkularıyla yüzleşmeye başlayan, bu coğrafyada asırlardır barış içerisinde yaşamış insanlar gerçeği görmeye, kendileri gibi başkalarının da geçmişte yaptıklarıyla yüzleşme ve hesap vermelerini talep etmeye başladı. Artık bu gidişin önünde durmaya hiç kimsenin gücü yetmez.

Türkiye; bu topraklarda yaşamayı kabul etmiş tüm insanların eşit yurttaşlık temelinde bir arada, barış içerisinde yaşayacağı bir ülke olmaya doğru koşar adımlarla gidiyor. Geçmişte yapıldığı gibi demokrasi ve özgürlük mücadelesine ket vurmaya, barış yoluna mayın döşemeye çalışanlar mutlaka olacaktır. Bu gelişmelerden sonra kimilerinin ezberi bozuldu, kimilerinin çıkarları… Barış ve demokrasi düşmanları, fırsat buldukça yeni provakasyonlar, saldırılar, engellemeler yapacaklardır. Ancak şu gerçeği artık herkesin görmesinin zamanı geldi. Türkiye artık kendisi olmak istiyor...

ayhanongun@gmail.com

 
Toplam blog
: 396
: 168
Kayıt tarihi
: 13.01.10
 
 

Barış içinde, birlikte yaşayabilmek adına insan ve emek odaklı paylaşımlardan yanayım.   Öğretmen..