Türkiye dünyanın en demokratik ülkesi!

Gerçekten abartıya gerek kalmadan '''Türkiye'nin demokrasisi eksik!'' ahkamında bulunanlara karşı 2008'de dünyanın en demokratik ülkesi olduğumuzu iddia edebiliriz. Eğitim sistemimiz kötü, asagari ücret açlık sınırının 2/3'si kadar ama kimse Türkiye'nin yeteri kadar demokrat olduğunu iddia edemez.

Konuyu açalım efendim... 26 Aralık 2007 günü toplanan Demokratik Toplum Partisi'nin Parti Meclisi toplantısının sonuç bildirgesinde yer alan ifadelere göre; ''PKK, Kürt Sorunu'nun çözümünü isteyen siyasal bir örgütlenme''dir. Haddini aşmanın bu kadar iyi örneklenebileceğini bilmiyordum, doğrusu. Mart 2007'de yazdığım bir yazıya göre PKK terör örgütü o zamanlar ''gerilla'' olma sevdasındaymış, lakin olamamışlar. Gerilla olma, silahlı kuvvet olma derken PKK sonunda ''siyasal örgütlenme'' olarak lanse edildi. Üstelik; PKK'yı siyasal örgüt yapan kendileri de değil, TBMM'nde yer alan Demokratik Toplum Partisi!

Demokratik Toplum Partisi'nin kısa geçmişini hatırlayacak olursak... 2005 yılında kurulan Demokratik Toplum Partisi ''Türkiye'yi kucaklayan bir parti'' olma iddiasıyla yola çıkmıştır. Türkiye'yi kucaklayan parti olan Demokratik Toplum Partisi, Türkiye'nin terör örgütü olarak tanıdığı PKK'ya ''terörist örgüt'' demeyi reddetmiştir. ''PKK'yla organik bağımız var.'' diyen ve araya kesin bir çizgi çizemeyen DTP'nin 22 Temmuz 2007 Seçimleri'ne katılmasına izin verildi. Seçimlere bağımsız adaylarla giren DTP, TBMM'ne girmeyi ve grup kurmayı başarmış, buna karşılık ayrılıkçı hareketlere son vermemiştir. En büyük arzuları olan parlamentoya girmeyi başaran Kürt asıllı parlamenterler, parlamento dışı çalışmalara daha fazla önem vermiş ve mitinglerinde PKK'nın desteklenmesiyle gerçek yüzünü göstermiştir.

''PKK terör örgütüdür.'' diyemeyen DTP'ye karşı Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri de yılın sonunda tavır koymuş ve desteğini çekmiştir. ''Terör örgütü üyeliği'' suçundan 12 yıl hapiste yatan Nurettin Demirtaş'ı partinin genel başkanı yapan DTP, artık tamamen terör örgütünün sözcüsü haline gelmişti. İşte 26 Aralık tarihinde yapılan ''PKK siyasal örgüttür.'' açıklaması da partinin büyük ihtimalle sonunu hazırlayan açıklama oldu. Türkiye'nin, Avrupa Birliği'nin, Amerika Birleşik Devletleri'nin ve NATO'nun resmi olarak terör örgütü ilan ettiği PKK'nın parlamentomuzda resmi olarak siyaset yapan ve maaşlarını devletin ödediği bir parti tarafından ''siyasal örgüt'' olarak tanımlanması kabul edilemez bir durumdur.

Terörizmin desteklenmesi Avrupa Birliği süreci gölgesi altında yapılamaz, kimse de buna göz yummaz. İrlanda Cumhuriyet Ordusu veya kısaca IRA terör örgütü 1969 yılında İrlanda'nın bağımsızlığını savunmak iddiasıyla kurulmuştur. Terör örgütüyle savaşan İngiltere, siyasal parti Sinn-Fein'ın parlamentoda siyaset yapmasına izin vermiştir. Halk arasında ''IRA'nın siyasal uzantısı'' olmakla suçlanan Sinn-Fein, IRA terör örgütü ile arasına kesin bir çizgi çizmiş ve barış için İngiltere hükümeti ile ortak çalışmıştır.

İspanya da benzer bir süreçten geçmiştir. Bask bölgesinin bağımsızlığını isteyen ETA terör örgütünün siyasal kolu olan Batasuna'nın parlamentoya girmesine geçmişte izin verilmiştir. ''ETA terör örgütüdür.'' diyemeyen ve terör örgütüyle arasına kesin bir çizgi koyamayan Batasuna, 2003 yılında mahkeme kararıyla kapatılmıştır. Avrupa Birliği üyesi olan bir ülke terör örgütünün destekçisi partilere izin vermek durumunda değildir, parti kapatmak da demokrasilerde olmayacak bir iş değildir.

Türkiye ''gelişmek üzere olan bir ülke'' olarak değerlendirilebilir ama lütfen kimse bize Türkiye'de demokrasinin işlemediğini söylemesin. Avrupa Birliği ülkelerinde veya ABD'de ''Terör örgütlerini siyasal kuruluş olarak tanımlayan'' hiçbir siyasal parti var mıdır, izin verilir mi? PKK'yı terörist olarak nitelendiren ama ''PKK siyasal örgüttür.'' diyen DTP'ye karşı sesini yükseltmeyen Batı dünyasının samimiyetinden ve demokrasi anlayışından şüphe etmemiz gerekir mi?