Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Nisan '13

 
Kategori
Türkiye Ekonomisi
 

Türkiye Ekonomisi 2013; Cari açık ve dış borcumuz neden artmaktadır? (3)

Türkiye Ekonomisi 2013; Cari açık ve dış borcumuz neden artmaktadır?  (3)
 

Yüz ton çeliği ancak 100.000 dolara; Yüzton ağırlığındaki bir uçağı ise, 100.000 milyon dolara satabilirsiniz.


Türkiye, kendi kaynakları, tasarrufları ile değil, borç para ile büyümektedir. Borçlanarak büyümek; sürekli artan bir cari açık, kabaran bir dış borç, daha da önemlisi, alınterimizin, emeğimizin faiz ödemelerine gitmesidir.

Önceki yazılanlardan seçmeler;

-Bilgi çağında nitelikli eğitilmiş-öğrenimli bir halkınız yoksa başınız derttedir.

-Halkın nitelikli eğitimi-öğrenimi için tek şart; “Ama”sız düşünce-ifade hürriyetidir.

-Yeterli Enerji Kaynakları olmayan bir ülkenin sanayileşmesi mümkün değildir.

-Ülkemizin henüz bilinen yeterli –ekonomik ve kullanılabilir yerli-  enerji kaynakları bulunmamaktadır.

-Enerji kaynaklarımız olmadığı gibi bunları ithal edecek, alacak paramızda yoktur.

-Enerjimiz ve alacak paramız olmadığı için gani gani Cari açık ve borç oluşmaktadır.

-Özetle; Bilgi-teknoloji üretecek halkımız; sanayileşmek için yeterli enerji kaynaklarımız; daha kötüsü de enerji alacak paramız yoktur.

-Bunlara karşılık; büyükçe ordumuz, klasik silahlarımız, yedi yıldızlı tatil kamplarımız, devletlülere verdiğimiz sayısız ultra lüks otomobillerimiz, aşırı israfımız vardır. Ayranı yok içmeye...

...

Kaldığımız yerden devamla;

Dış borçlar, ödenen faizler ve borcumuzun milli gelire oranı

Birçok ekonomist sadece dış borç rakamlarını ve artışlarını vermektedir.

Bu -teknik olarak- çok doğru değildir.

Doğrusu; borcunuzun artışının yanında milli gelirinizin artışıda verilmelidir.

-2002 yılında, borç stokunun milli gelire oranı; Yüzde 74’ tür. Yani, 100 liranın 74 lirası borçtur. -

-2012 sonunda bu oran; Yüzde 36'dır.  100 liranın 36 lirası borçtur.

Dış borcun kriz nedeni olmaması Merkez Bankasının rezervlerine bağlıdır.

2002 de, 27,5 milyar dolar olan rezerv şimdi, 125 milyar dolardır. (1)

Dış borcumuzu rakamlarla ifade edersek;

......................................... ...... 2002...........2012 (milyar dolar)

Toplam dış borç stoku................ 129,6..........318,2

Kamu kesimi dış borç stoku......  ..56,8........ .100,9

TCMB dış borç stoku....................24,4.............9,7

Özel sektör dış borç stoku.......... ..43,0.........207,6

...

-“Yıllar itibariyle kamu kesimi ve özel kesimin dış borç stokunda artışlar olsa da AB karşılaştırmasında esas alınan oran yüzde 40’ın altında bulunmaktadır. Bu oran aslında yıllık olarak alındığı için 2012 ilk yarısı için, % 35,6 oranı, borç stokunun bu miktarının tahmin edilen GSYH’ya oranlanmasıyla bulunmuştur. Yılsonunda bu oranın daha yukarıda olacağını ama yüzde 40’ın altında kalacağını tahmin ediyorum. Bu oran AB ülkeleri içinde en düşük borç yükü oranlarından birisidir. (2)

...

Yıllar itibariyle ödediğimiz faiz miktarı;

Türkiye Son 10 yılda 363.7 milyar dolar anapara, 91.6 milyar dolar faiz ödemesi yaptı.

Bu dönemde ödenen faiz ödemeleri toplamı 91,6 milyar dolardır.

-2003 yılında 7,0

-2004’de 7,1

-2005’de 8,0

-2006’da 9,4

-2007’de 10.8

-2008’de 12,0

-2009’da 10.5

-2010’da 8.7

-2011’de 8.7

- 2012 yılında ise 9,3 milyar dolardır. (3)

Ve Faiz ödemeleri ile ilgili açıklamalar;

-TL cinsinden iç borçlanmanın ağırlıklı ortalama faizi, 2002 yılında, yüzde 63,  (2011’de) yapılan en son ihalede yüzde 6;

-Faiz giderlerin toplam bütçe harcamaları içindeki payı 2002 yılında yüzde 43;  2012 yılında yüzde 13;

-2002 yılında merkezi yönetim vergi gelirlerinin yüzde 86’sı faiz harcamalarına giderken, bu oranın 2012 yılında yüzde 17,6’ya gerilemiş;

-2002 yılında yüzde 74 düzeyinde olan Avrupa Birliği tanımlı genel yönetim borç stokunun gayrisafi yurt içi hasılaya oranı bu yılsonu itibarıyla yüzde 36’ya düşmüş;

-2002’de IMF’e borç 23,5 milyar dolar, şu anda bu borç 860 milyon dolara indi. (4) 

...

Türkiye neden bilgi-yüksek teknoloji üretemiyor, bu nedenle cari açığını kapatamıyor?

Ülke kalkınmasında, özgür ortamların, düşünce ve ifade hürriyetinin  yeri, önemi nedir?

...

Nüfusu 100 milyon olan bir ülkede, yönetimin başında bulunan bir diktatör, bir konuda düşünür, düşündüklerini de ülke halkına dayatırsa, o ülkenin aklı çoklu, 100 milyon akıl değil, tekli, bir kişilik akıl olacaktır. 

Bunu Halk meclislerine de indirgediğimizde;

500 temsilciye sahip bir Halk Meclisinde başkan, diğer üyeleri dikkate almadan, tartışılan konuda sadece kendi düşündüklerini dayatırsa; O karar, çoklu aklın değil, yine tekli, bir kişinin aklı olmaktadır.

...

İfade özgürlüğü olmayan ülkelerde ; hırsızların, arsızların çalma alanlarının ve servetlerinin artarak büyüdüğü, halklarının ise yoksullaştığı sayısız örneklerle tescillenmiştir.

Peki, Bu kadar önemli olan Düşünce ve İfade özgürlüğü nedir?

-“En genel tanımıyla düşünce özgürlüğü kişinin hiç bir engele maruz kalmadan bilgi edinmesi, edindiği bilgiler sonucu bir kanaate varması ve kendi düşünceleri sebebiyle kınanmaması, düşüncelerini yayabilmesi olarak nitelendirilebilir...”(5)

"Demokrasi kuramcılarından Montesquieu’ya göre düşünce özgürlüğü en önemli özgürlüktür.

Ona göre,

insan, dinamik, yaratıcı ve erdemli bir varlıktır. Fakat bu nitelikler ancak özgür bir ortamda işlerlik kazanır ve gelişir.

Özgür olmayan bir ortam, kuşku ve korku da belirsizlik, güvensizlik ve uyuşukluk getirir”

Montesquieu’nun bu görüşleri günümüzde de geçerlidir. Düşüncenin özgürce ifade edilebildiği ortamlarda demokratik kurumlar varlıklarını sürdürmekte ve gelişme olanağı bulabilmektedirler.

Özgür insan, özgürce düşünebilen ve kanaatlerini özgürce ifade edebilen insandır. Bunun ön koşulu da doğru, çarpıtılmamış bilgiye erişim hakkıdır. Bilgi edinme özgürlüğü adını verebileceğimiz bu hakkın yetersiz olduğu ülkelerde kamuoyunun sağlıklı oluşmadığı, demokrasi dışı rejimlerin kitle iletişim araçlarını kullanarak gerçeğe aykırı durumları kendi halklarına benimsettikleri görülmektedir.

İşte bu nedenle, bir demokraside düşünce özgürlüğü kavramının temel öncülü, vatandaşların bilgiye özellikle devlet organlarınca üretilen bilgiye- erişim hakkıdır.(6)

...

İngiltere’nin monarşi yönetime sahip olması ile birlikte ilk sanayi devrimini yapan ülke olduğunu biliriz.

İngiltere için, “demokrasinin beşiği olan ülkelerden”, dersek abartmamış oluruz.

İngilizler, dünyanın iyi siyasetçilerine sahiptirler.

İngiltere’de görevli bir asker, komutan hükümeti asla eleştiremez.

İngiltere’de her şeyi düşünebilir ve yazabilirsiniz.

İngiltere bir ada ülkesi olmasına rağmen, dünyanın en büyük şirketlerine sahip ülkelerindendir.

Elbette İngilizler, çok okur, araştırır ve kendileri için en uygun olan fikirleri üretirler.

...

Ülkemiz, katma değerli, açık ifadesi ile, yüzde on hammadde yüzde doksan oranında bilgi ile üretilen yüksek teknolojiye sahip makineler yapamamaktadır.

Ülkemiz, yüzde doksan hammadde, yüzde on oranında bilgi-deneyim katılarak, ucuz  malzeme üretmektedir.

Bu ikisinin arasındaki fark;

-100 Ton ağırlığında çelik-plastik hammadde, yaklaşık yüzbin dolar;

-100 Ton ağırlığında, çelik vb. karışımdan üretilen uçaklar, yüzmilyon dolardır.

Bizler, mevcut üretim şekli ve anlayışı ile çok uzun süre daha cari açıktan, borçtan ve yüksek miktarda faiz ödemekten kurtulamayız.

Tercih bizlerin;

-Ya çok kitap okur, bilgi-teknoloji üretiriz,

-Ya da okumaz, (Günde 6 saat televizyon izler,) birilerine alınterimizi, emeğimizi kaptırırız.

 

www.canmehmet.com

Resim;web ortamından alınmıştır.

(1) Cumhuriyet gazetesi, (7 Nisan 2013, Başbakan Erdoğan’ın toplantısından)

(2) Borçlarımızı nasıl ödeyeceğiz? Yazının tamamı için bakınız; http://www.mahfiegilmez.com/2012/09/borclarmz-nasl-odeyecegiz.html

(3) http://www.mesajhaber.com/haber.php?haber_id=14729 18 Mart 2013 14:41

(4) http://www.akparti.org.tr/site/haberler/basbakan-erdoganin-butce-konusmasinin-tam-metni/34904 (11 Aralık 2012)

(5)Yazının tamamı için bakınız; http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=7100

(6) Yazının tamamı için bakınız; http://yunus.hacettepe.edu.tr/~tonta/yayinlar/beozgur.html

 
Toplam blog
: 1117
: 1768
Kayıt tarihi
: 29.08.06
 
 

Ticari ilimler akademisindeki öğrenciliğim sırasında, bir kamu iktisâdi kuruluşunda başladığım ça..