Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Nisan '13

 
Kategori
Türkiye Ekonomisi
 

Türkiye Ekonomisi 2013; Ekonomi büyümezse iki, büyürse on iki dert (2)

Türkiye Ekonomisi 2013; Ekonomi büyümezse iki, büyürse on iki dert (2)
 

Aslında Güneş, Rüzgar ve Su kaynakları ile üretilen enerjide bedava değil...


Bir siyasetçi ; “Rekabetçin kadar nitelikli bilgi-teknoloji üretemiyor, tasarruf etmiyorsan birileri sırtından inmez! Buna ben de dahil!” Demiyorsa, yanmışsın, hem de Marmara Çırası misali...

Cennet misali topraklar üzerinde, değeri ölçülemez fedakârlıklar, sayısız canlar karşılığında kurduğumuz devletimizin en büyük eksiği; yeterli bilgi ve donanıma sahip eğitimli-öğrenimli halktır.

Yeterli bilgi ve donanımına sahip halk, bir devlet için neden hayati derecede önemlidir?

...

Cari açığın en büyük kalemi olan enerjiye ödediğimiz bedel, yıllık yaklaşık, 50-60 milyar dolardır.

-Enerjiye bu kadar yüksek bedel ödemekle birlikte karşılığında ne elde ediyor veya bunun ne kadarından yararlanıyoruz?

-Bu bedeli ödememek için geçtiğimiz yıllar itibariyle, Halk, sanayici ve devlet olarak ne yaptık, ne yapılmaktadır?

-Ve enerji konusunda, durumumuzun, gerçeğimizin ne kadar farkındayız?

Bunların cevabını doğru olarak verebilmek için, enerji üretim kaynakları ile enerji tüketim alanlarına bakılması gerekecektir.

...

Enerji üretmek için tükettiğimiz değerler;

(Birincil Enerji Kaynakları Tüketimi)

-Jeotermal Isı, 1.081        

-Taş Kömürü, 14,721

-Linyit, 11.188

-Asfaltit, 259

-Petrol, 32,551

-Doğalgaz, 28.267

-Rüzgar, 11

-Güneş, 403

-Odun, 4023

-Hayvan ve Bitki Art. 1.146

-Biyoyakıt, 2

-Hidrolik + Jeotermal, 3.386         

-Net Elektrik İthalatı , (-)143   

Toplam BinTEP.....97.995 (1)

...

Sektörlere göre tüketilen  Enerji

-Konut..............................23.860

-Sanayi............................ 30.996

-Ulaştırma.........................14.994

-Tarım.................................3.610

-Enerji Dışı..........................4.163 

-Nihai Enerji Tük.,..............77.623 

-Çevrim ve Ener.Sekt..........22.201

 Genel Toplam: .............177.447 (BinTep) (2)

...

İllerimize göre enerji tüketimi;

Türkiye'de 2011 yılında kullanılan toplam 229,3 milyar kilovatsaattlik (kWh) elektriğin yarısından fazlası 10 il tarafından tüketildi.

Elektrik tüketimi ekonomik gelişmişliğin en önemli göstergelerinden biri sayılıyor. Bu çerçevede elektrik tüketim miktarında kent nüfuslarının yanı sıra sanayileşme de büyük önem taşıyor.

İl bazında en fazla ve en az tüketilen elektrik miktarları kWh olarak şöyle:

Şehir.........Tüketilen Elektrik

--------      ------------------------------

-İstanbul.....35.182.730

-İzmir.........17.084.319

-Kocaeli......12.213.811

-Ankara......11.103.903

-Bursa........10.343.103

Tüketim fakiri son beş ilimiz;

-Iğdır.............167.056

-Kilis.............154.619

-Bayburt........107.054

-Tunceli...........93.397

-Ardahan.........90.857 (3)

 ...

Türkiye'de Enerji Üretimi ve Tüketimi (22.07.2011)

“...Türkiye’de taşkömürü, linyit, asfalsit, ham petrol, doğal gaz, uranyum ve toryum gibi fosil kaynak rezervleri ile, hidrolik enerji, jeotermal enerji, güneş enerjisi, deniz dalga enerjisi, biomas enerji gibi tükenmez kaynak potansiyelleri bulunmaktadır.

Türkiye’nin, dünyada halen yoğun olarak kullanılan fosil kaynakların, özellikle akışkan fosil yakıtların görünür rezervleri yeterli düzeyde değildir...

Cumhuriyet öncesi dönemde enerji üretimi ve tüketimi oldukça sınırlı düzeyde seyretmiştir.

Cumhuriyetin ilk yıllarında enerji, sanayiden çok ısıtma amacıyla konutlarda kullanılmış, aydınlatma içinse gazyağı tüketilmiştir.

1933-1942 dönemi için hazırlanan 1. ve 2. beş yıllık sanayi planlarında enerjiyle ilgili olarak üretimi artırmak, dışa bağımlılığı azaltmak ve döviz tasarrufu amaç olarak benimsenmiştir.

Bu dönemde kömür üreten yabancı şirketler millileştirilmiş ve Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü (MTA), Elektrik İşleri Etüd İdaresi, Etibank ve Petrol Ofisi kurulmuştur.

MTA tarafından Raman’da petrol ilk kez bu dönemde, 1940 yılında bulunmuştur...

1950-60 döneminde liberalizmin ağırlık kazanması ile altyapı girişimleri hız kazanmış, hidrolik ve termik santrallerin kurulması planlanmıştır.

Enerji üretimi ve tüketimi sanayileşmeye ve ekonomik büyümeye bağlı olarak arttırılmış, bu dönemde sanayi kesiminde enerji tüketimi de giderek artmıştır.

Devlet Su İşleri (DSİ), Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı(TPAO), Başbakanlık Atom Enerjisi Kurumu, Türkiye Kömür İşletmeleri(TKİ) bu dönemde kurulmuştur.

Sarıyar, Seyhan, Kemer, Göksu hidrolik santralleri 1956 ve 1959 yıllarında, Tunçbilek ve Soma termik santralleri de 1956 ve 1957 yıllarında kurularak üretime geçmiştir.

1. ve 2. beş yıllık kalkınma planlarında hidrolik enerji kaynaklarına gereken ağırlığın verilmesi ve elektrik tesislerinin verimli bir şekilde işletilmesi önem kazanmıştır...

1963-2000 yılları arasında, plan dönemleri itibariyle büyüme, birincil enerji tüketimi, üretim artışından daha yüksektir.

Bu, enerji üretim ve tüketimi arasındaki açığın büyümesine sebep olmuştur. Ayrıca, özellikle 2. ve 3. plan dönemlerinde, imalat sanayii yatırımlarının hızlı artışına rağmen enerji yatırımlarında geç kalınması bu açığın daha da büyümesine sebep olmuştur...

TPAO ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı verilerine göre, 1990-2000 yılları arasında yerli birincil enerji üretimi %9,8 artarak, 25,1Mtep’den 27,6Mtep’e ulaşmıştır.

Bu artışta en büyük pay 3,3 kat artan doğal gaz üretimi ve 1,35 kat artan linyit üretiminindir.

1990 yılında toplam birincil enerji üretiminin sadece %0,7’sini oluşturan doğal gaz üretimi Trakya bölgesindeki son dönem Sevindik-1 ve Göçerler-1 gibi doğal gaz keşiflerinin de etkisi ile toplam üretimin %2,3’üne yükselmiştir.

...Enerji tüketimine gelince, yine aynı kaynak verilere göre birincil enerji tüketimi 1990 yılında 52,6 Mtep’den 2000 yılında 79,6 Mtep seviyesine ulaşmış, dolayısıyla tüketim %51,3 oranında artmıştır.

2000 yılında tüketimde yıllık artış hızı yaklaşık %3,9 olmuştur. 1995-1996 yıllarındaki yüksek artış hızlarına oranla son dönemde bir yavaşlama görülmektedir.

Ekonomideki büyüme ile enerji tüketimi arasındaki ilişki burada da görülmektedir. 1994 krizi sonrasındaki yüksek oranlı büyüme döneminde enerji tüketimindeki artış da yüksek olmuştur. Ekonominin son yıllarda sık sık krize girmesi nedeniyle elektrik tüketimindeki artış sınırlı düzeyde kalmıştır.

2000 yılında enerji tüketiminde %43,8 ile en büyük paya sahip olan petrolü, %17,6 ile doğal gaz, %16,1 ile linyit takip etmektedir.

Son iki yılda doğal gaz boru hatlarının yapımının hızlanmasının da etkisi ile doğal gaz tüketimi 1990-2000 döneminde yaklaşık 3,5 kat artış göstermiştir. Önümüzdeki yıllarda doğal gazın hizmete sunulduğu yerleşim yerlerinin sayısının artmasıyla doğal gazın toplam enerji tüketimi içindeki payının daha da artması beklenmektedir...

Sanayi sektörünün enerji tüketiminde en önemli pay %31 ile petrole ait olup, 1990 yılında %5 olan doğal gazın payı da 1999’da %10,3’e ulaşmıştır...

1990-2000 yılları arasında tüketim %51,3 oranında artarken, birincil enerji üretimindeki artış %9,8 oranında kalmıştır.

Tüketim artışının üretimden daha yüksek olması sebebiyle üretimin tüketimi karşılama oranı son on yıl içerisinde %47,7’den %34’lere kadar düşmüştür. Enerji ithalatı 1,9 kat artarak 52 Mtep seviyelerine ulaşmıştır.

2000 yılında toplam enerji ithalatının yaklaşık %61,2’sini ham petrol ve petrol ürünleri, %26’sını doğal gaz ve %12,8’ini de taşkömürü ve elektrik ithalatı oluşturmaktadır. (4)

Yazılanları özetlersek;

-Bir ülkenin, enerji ve diğer kaynaklarından daha önemlisi, yeterli bilgi ve donanımına sahip eğitimli halktır. (Buna orta büyüklükteki bir şehrimizin nufusuna sahip İsrail’i ve vatandaşlarını örnek verebiliriz)

-Türkiye’nin en büyük sorunu cari açığı; Cari açığının en büyük nedeni yeterli enerji kaynaklarına sahip olmaması, ilginç tarafı da; bunun ne kadar önemli olduğu ve bunu gidermedeki halk olarak farkındalığımız ile gidermedeki yetersiz çabamızdır.

-Türkiye (bilmeden mi) bir tuzağa düşmüştür, büyürken borçlanmaktadır. Büyümemesi bir dert, büyümesi bir başka dert olmaktadır.

-Bu manada enerji üretimi sanayileşmeyi; sanayileşme ise beraberinde borçlanmayı tetiklemektedir.

-Açıklananlardan devletimizin 1960 yılına kadar Kavak gölgesinde yattığı anlaşılmaktadır.

-Devletimiz enerji üretiminde (belkide yakın zamana kadar) sanki işin kolayına kaçarak doğalgaz ithaline ağırlık vererek, yerel kaynaklardan enerji üretiminde bir tembelliğe, borçlanmaya girdiği anlaşılmaktadır.

-Özetle, en samimi vatanseverler, yerel kaynakları kullanarak enerji üretenlerdir...

Devam edecek...

www.canmehmet.com

Resim; http://www.hadiyap.com/gunes-enerjisinden-elektrik-uretimi-hakkinda-detayli-bilgiler

(1) Rakamlar, 2006 yılına aittir. (http://www.enerji.gov.tr/EKLENTI_VIEW/index.php/raporlar/detaySec/4314)

(2) (2006 yılı itibariyle) http://www.enerji.gov.tr/EKLENTI_VIEW/index.php/raporlar/detayGoster/4043

(3)http://www.cnnturk.com/2012/ekonomi/genel/02/29/elektrigin.yarisini.10.il.tuketti/651179.0/    29.02.2012

(4) http://www.enerjik.com.tr/KariyerPanosuIcerik.aspx?No=628&Yayinturu=M

 

 
Toplam blog
: 1117
: 1768
Kayıt tarihi
: 29.08.06
 
 

Ticari ilimler akademisindeki öğrenciliğim sırasında, bir kamu iktisâdi kuruluşunda başladığım ça..