Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mart '10

 
Kategori
Siyaset
 

Türkiye Hıristiyan bir ülke olsaydı !!

Türkiye Hıristiyan bir ülke olsaydı !!
 

Böyle bir tabloda, gerçekten ne olurdu ?


Türkiye, dolayısı ile ülkemizin içinde bulunduğu coğrafya, Müslüman bir coğrafya değil de, Hıristiyan bir coğrafya olsaydı ne olurdu? Hoş, geçmişte farklı dinleri bünyesinde barındırmış, koskocaman Roma imparatorluğuna ev sahipliği yapmış bir coğrafyadan bahsediyoruz. Eğer, Roma imparatorluğu yıkılmasaydı, hali hazırda, İstanbul başkent olsaydı ve bugünkü Türkiye coğrafyasında, mevcut devletlerden bağımsız, organik bağı olan Yunanistan’dan bile bağımsız bir Roma devleti olsaydı. Ya da Osmanlı devleti, kendi merkezine çekilmeyip, sınırlarını büyük ölçüde korusaydı ve bugün İmparatorluk olmasa bile Osmanlı Federe Devleti olsaydı ne olurdu? Ya da adı yine Türkiye olsa bile dini İslam değil de Hıristiyan olsaydı ne olurdu?

Bakın, bunların her biri farklı bir projeksiyon gerektirse de, her biri başlı başına bir yazı dizisi olsa da, biz en sondan başlayarak bir analiz örneklemesi yapalım.

Her şeyden öte, bugünkü Türkiye devleti Müslüman bir ülke değil de, topraklarının her tarafında çanlar çalınan kiliselerin olduğu bir Hıristiyan devleti olsaydı, inanın dünyanın siyasi şekli şemali daha farklı bir istikamete giderdi. En azından, matbaa bile bu ülkeye iki yüz yıl sonra gelmezdi. Üstelik Guttenberg’in 1444’de üstüne yattığı ve Türklerin 8. Yüzyılda baskı tekniklerini kullanan bir millet olmasını bile bile..

Başka ne olurdu ? Geçmişte, haçlı seferleri bu coğrafya’ya yapılmazdı ? Biliyorsunuz, Türkler 11. Yüzyılda Müslümanlığı kabul ettiler ve bu yüzyıldan sonra Orta Doğu’nun neredeyse tamamını el geçirdiler. 1071 Malazgirt savaşından sonra da, Anadolu’ya geçen Selçuklular, Selçuklu Devleti’ni kurarak, bu coğrafya’yı da Türk ve Müslüman bir coğrafya yapmışlardı. Aynı paralellikte, 1095-1270 yılları arasında yapılan haçlı seferlerinin en temelinde aşırı Katolik Hıristiyanların, kiliselerin de girişimi ve kışkırtmasıyla bir araya gelip, büyük Hıristiyan birliğini kurmaları, Müslümanlar üzerinde yok etme ve nüfuz sağlama, sahip oldukları Orta Doğu topraklarını ele geçirme ve Müslümanları yok etme politikası amacını gütmüşler ve izlemişlerdir. Bu sebepten dolayıdır ki, bir defa ile yetinmemişler ve bunu seri hale getirmişler ve yanlış hatırlamıyorsam, birçoğunda hüsrana uğradıkları sekiz tane sefer düzenlemişlerdi. Ama Anadolu’nun dışındaki topraklar eğer Hıristiyan olsaydı, bu seferlerin hiçbirinin yapılmasına gerek kalmayacaktı. Nasıl olsa “kutsal topraklar” Hıristiyanların elinde olacaktı.

Daha yakın bir tarihe gelelim. İstanbul’un fethini yapan Osmanlı, Müslümanlığı değil de Hıristiyanlığı kabul etmiş bir milletin evlatları olarak Osmanlı Devleti’ni kursalardı ve göğüslerinde birer haç taşıyarak, savaşsalardı ne olurdu. En azından, bugünkü Avrupa’nın zihinlerindeki Osmanlı profili daha farklı olurdu. Bugün de hala gözlemlenebilen “kuyruk sancısı” ve “çekememezlik” görülmezdi. Kiliseler, bunları kendi sistemi içinde observe eder ve zaman içinde yumuşatılarak kaynar giderdi. Örnek mi istiyorsunuz, bakın daha yakın tarihte, Almanya kendi topraklarından kalkıp, Fransa’yı işgal etmemiş miydi. Almanlar, binlerce insanı savaşarak öldürdü ve yerle bir ettiği Fransa’yı, daha sonra anlaşmalar yapılarak, Fransızlara iade etti. Şimdi ise, bu iki ülke dost, müttefik ve AB’nin çatısını oluşturan AB’nin kralları ortak kararlarla belirleyen ve Türkiye’ye “imtiyazlı ortaklı” önerisi şiddetle ve alternatifsiz öneren iki ülke.

Türkiye ve coğrafyası Hıristiyan olsaydı, Bugün Türkiye elli yıldır aşındırdığı Avrupa kapılarında “kapı kulu” olmazdı. AB’nin olmazsa olmaz daimi bir üyesi olur, ağzından çıkan “tanrı kelamı” gibi kabul görürdü. Avrupa’nın yüzyıllarca meydana gelen yapılanmasında bırakın söz sahibi olmayı, Avrupa’yı şekillendirebilecek kararlarda etkin olurdu. Türkiye bu kimlikte, ne ABD’nin kuklası olur, ne IMF kapılarına yüz sürmek zorunda kalır, ne Ege’de adalar elimizden gider, ne de bizi bu coğrafya’da sıkıştırmak isteyen, hatta türlü entrikalarla ve içten kuşatmalarla bu toprakları elimizden almaya kalkarlardı. Bugün bile “kutsal topraklar” sayılan, ABD’nin yıllarca üzerinde çalıştığı “Büyük Orta Doğu Projesine” konu olan topraklar da yine Türklerin egemonyası altında bile olabilirdi. Böylelikle ABD’nin BOP’una gerek bile kalmazdı. Büyük devletler, silah satmak, eskimiş teknolojileri kakalamak için uğraşmazlar, bu coğrafya üzerinde geliştirilmiş teknolojiyi kendi ülkelerine transfer edelerdi.

Durum öyle olsaydı, belki Mustafa Kemal’e gerek kalmazdı diyenler çıkabilir. Doğrudur. Her ne kadar Müslümanlığımızla övüneceğimiz bir ülkemiz olsa da Mustafa Kemal gibi bir dehanın önderliğinde Hıristiyan bir ülke önünde eğilmeyen bir devlet bugünkü şartlarda olmazdı. Bilmen anlatabildim mi?

../..

 
Toplam blog
: 671
: 2572
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

Anadan doğma bir İzmirliyim ve bu şehirli olmaktan gurur duyuyorum.. Hem bu şehirde doğmuş, hem b..