Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ocak '17

 
Kategori
Güncel
 

Türkiye için, bu dönemde uygulanacak en iyi yönetim şekli, "otoriter demokrasi"dir...

Türkiye için, bu dönemde uygulanacak en iyi yönetim şekli, "otoriter demokrasi"dir...
 

1. Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk; ve onun "Tarz-ı İdare'sini" izlemeye çalışan 12. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan


ANCAK BU TARZ YÖNETİM ŞEKLİ YA DA İDARE TARZINDA, "ÖNCELİKLİ UNSUR HALK" OLMALIDIR...

Bana göre, bu sistem"olması gereken olur duruma getirilinceye kadar" devam etmelidir... "Devam ettirilmesi" ya da "yeter artık" denilmesi, "halkın siyasi ve sosyal gelişmişliğine" yaraşır olmalıdır...

*

Mustafa Kemal Atatürk'ün, Cumhuriyeti kurarken ve Cumhuriyet sonrasındaki "devrim" niteliğindeki, gelişim, değişim ve dönüşümlerini gerçekleştirirken uyguladığı yöntem budur...

Atatürk'ten sonra, Türkiye'yi yönetenlerin yapmış olduğu en önemli yanlışlardan biri, seçimlerde, bir kaç oy daha almak için, "halka yararlı olacakların" değil de, popülist bir yaklaşımla, "halkın istediklerini" vaat etmeleridir...

*

"Evrim" türü, değişmelerde, uyumsuzluktan doğan tepkilere demokratik yollardan çözüm getirilebilir; anacak "devrim" niteliğindeki değişmelerde,--aslında buna "dönüşüm" demek gerekir-- bu mümkün değildir... Devrim, yukarıda değindiğim gibi, toplumun genel yararı için, uyumsuzluklar, yalnızca devrime karşı olanlar tarafından gösterilir...

Bu nedenle, Atatürk, devrime--değişim ve dönüşüme-- karşı olanların etkisini kırmak ya da azaltmak için, değişim ve dönüşümlerini zamana yaymış, seziş ve zamanlama yeteneğini kullanarak, uygun zaman ve ortamda gerçekleştirmiştir...

Bu arada, değişim ve dönüşümlerin muhatabı olan halkın da "şok" yaşamaması için de, "önemli kararlarının bütün gereklerini ve zorunluluklarını  ilk günden belirtmenin ve ifade etmenin isabetli olmayacağına değinen Atatürk, uygulamaları birtakım evrelere ayırmanın, halkın duygu ve düşüncelerinin hazırlanmasının, aşama aşama yürüyerek hedefe varmanın başarı için pratik ve emin bir yol olduğunu düşünmüştür"(1).

*

CUMHURBAŞKANI RECEP TAYYİP ERDOĞAN, CUMHURBAŞKANI ADAYI OLARAK İLK MİTİNGİNİ NEDEN SAMSUN'DA YAPTI?

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "2023-Yeni Türkiye" ideali için, Atatürk'ün izlediği yoldan gittiği söylenebilir mi?

Recep Tayyip Erdoğan'ın, bildiğimiz türden, yani, "Türk Devrimi'nin Felsefesi ve Düşünce Sistemi" açısından bir Atatürkçü olduğunu söylemek çok zordur. Ancak, Cumhuriyeti kurarken izlediği yol nedeniyle--kendisinin özellikle kullanmayı tercih ettiği anma ile--Gazi Mustafa Kemal'e gizli bir hayranlık duyduğunu düşünüyorum... Yani, Cumhurbaşkanı Erdoğan, odasına, Atatürk'ün 'sivil kıyafetli' resmi yerine 'kalpaklı' resmini asmayı" tercih ettiğini düşünüyorum...

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Atatürk konusundaki bu tercihinin iyi analiz edilmesi gerekir...

Erdoğan, Cumhurbaşkanı  adayı olarak ilk mitingini Samsun'da yapması ve burada yaptığı konuşmada; Gazi Mustafa Kemal'in, İstiklal ve Kurtuluş Savaşı için ilk adımını Samsun'da attığını belirterek; "Samsun'da yeni bir yolculuğa çıkıyoruz. Büyük başlangıçların şehri Samsun'dan, biz de yeni bir başlangıcın, büyük bir başlangıcın ilk adımını atıyoruz"(2) demesi, başka ne anlama gelir ki?

Erdoğan, bu kadarla da kalmadı, Cumhurbaşkanı adayı olarak, ikinci büyük mitingini  de, ertesi günü,  "İstiklal Mücadelemizin en önemli ayağı" dediği Erzurum'da yaptı(3).

*

15 Temmuz, ABD destekli Fethullahçı askeri darbe girişimine rağmen, Cumhurbaşkanı Erdoğan, izlediği yoldan geri dönmemiş; aynen Mustafa Kemal'in "Yeni Türkiye'nin" kurucu ilk belgesi olan 1921 Anayasası gibi, yeni bir anayasanın, bütün engellere rağmen TBMM'nde kabul edilmesini sağlayarak, "2023-Yeni Türkiye" idealini devam ettirmiştir...

"2023-Yeni Türkiye" idealini, önce "Osmanlı'ya dönüş" olarak yorumlayanlar; bu tutmayınca, bu kez de yeni anayasanın "bölünmeye" neden olacağını gündeme sokmuşlardır... Bu da tutmayacaktır...

Türkiye'nin, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile, "Samsun'da başlattığı yeni ve büyük başlangıcın adımı, her türlü iç ve dış kaynaklı engellemelere rağmen yürüyüşe geçmiş ve devam etmektedir...

*

Yeni anayasa, ister "cumhurbaşkanlığı"; ister "partili cumhurbaşkanlığı" ve ister "başkanlık" sistemini getirsin...

Bence hiç önemli değil; önemli olan bu sistemin halk için olmasıdır... Halk için "olması gerekeni olur duruma" getirmesidir, bu yoldaki gidişe engel olmamasıdır...

M. Kemal Atatürk, 1 Aralık 1921'de şöyle diyordu(4):

"Efendiler, bizim hükümetimiz demokratik bir hükümet değildir. Fakat, hakimiyet-i milliyeyi, irade-i milliyeyi yegane tecelli ettiren bir hükümettir. İlmi ve içtıma-i noktasından ifade etmek lazım gelirse "Halk Hükümeti" deriz...

*

SONUÇ...

Şu anda Türkiye, Cumhuriyet'in kuruluş öncesi zamanından pek farklı olmayan bir durum içindedir... Bu durumun üstesinden gelmek, bana göre, herkesin farklı açılardan değerlendirdiği "demokrasi" ile mümkün değildir...

Zaten, Gezi olaylarından bu yana, "otoriterlik", kişisel bir sorun olarak gündemimize oturmuştur. Aslında, Türkiye, Tanzimat'tan bu yana liberal değerlerle otoriterliği bağdaştırmaya çalışan bir yapılanma sürecinden gelmektedir.

Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ziya Öniş, bu durumu, "Hibrit(melez, karma) rejim dediğimiz, arada kalan, yani  'liberal olmayan demokrasiyi' oluşturan 'yarı otoriter, yarı demokratik' bir sistem olarak ele alınmasının, daha anlamlı tahliller yapılmasını mümkün kılacağını"(5) savunmuştur.

Ben de, Atatürk Dönemi'ndeki idare tarzını düşünerek, Prof. Ziya Öniş'in, "yarılarını" birleştirerek "otoriter demokrasi" diyorum...  Ancak bir farkla ki, bu sistem ya da idare tarzında, Atatürk döneminde olduğu gibi, "halkın çıkarları" öncelikli olmalıdır. 

Biliyorum, bu düşüncelerimin kabulü biraz zor... Ama ne yapalım ki, "olağanüstü durumlarda, olağanüstü önlemler" alınmalıdır... M. Kemal Atatürk de böyle yapmıştır...

*

SON DEYİŞİM ŞUDUR...

..."Öncelikli" ve "büyük" ideallere ulaşmak için "demokrasi"den taviz verilmesi anlamlı görülebilir(6)... Ben de böyle düşünüyorum...Aksi halde işin içinden çıkamayız...

cdenizkent

-------------------------- :

(1) Afet İnan, Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler, Ankara : Türkiye İş Bankası Kültür yayınları, 1984, s. 259

(2) "Milliyet.com.tr", 5 Temmuz 2014

(3) EN SON HABER, 6 Temmuz 2014

(4) M. Kemal Atatürk, Söylev ve Demeçler, Cilt I, s. 211

(5) M. Şükrü Hanioğlu, "Karma" demokrasimiz fabrika ayarı mı?", Sabah Gazetesi, 27 Nisan 2014

(6) A. g. y.

 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..