Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Kasım '13

 
Kategori
Eğitim
 

Türkiye için en uygun eğitim sistemi nedir?

Türkiye için en uygun eğitim sistemi nedir?
 

Milli Eğitim Bakanlığı, eğitimin tüm yükünü taşımakta zorlanmaktadır...Mevcut sistem değiştirilmelidir...


DEVLET EĞİTİM DÜZENİNİ KURANLAR, İYİ BİR YURTTAŞIN NASIL MEYDANA GELECEĞİ KONUSUNDA DAR GÖRÜŞLÜ OLURLARSA, KİŞİLERİN, YURTTAŞ OLARAK BİLE BOZULMASINA YOL AÇARLAR...(1)

Eğitim Sistemleri...

 Eğitim sistemi, sürekli olarak iç ve dış faktörlerin etkisi altındadır. Bu etkilere, önce kendi iç dinamiği ile yanıt vermeye çalışan eğitim sistemi, bazen onlara uyum sağlar ve onlarla bütünleşir; çoğu zaman da, kendi iç dinamiği ile onları etkiler ve yönlendirir.

Ancak genel amaç ve temel ilkelere -- belki geleneksellik, dinsellik ve ulusallık gibi --  ters düşen faktörler karşısında direnir. Bazen de direnemez ve yenik düşer; hatta iç dinamiği sarsılır.. Nihayet, bilim ve teknoloji hızlı ilerlemesinin etkisiyle toplumsal yapı değişebilir; o zaman da eğitim sisteminde yenileşme zorunlu hale gelir..

Eğitim sistemleri ile ilgili olarak süregelen  arayışlar, 20.yüzyıl boyunca devam etmiş ve hiçbir ülke bu arayışa son vermeyi, noktalamayı düşünmemiştir. Son derece dinamik ve yaygın bir süreç olan eğitim ile ilgili arayışların, insanlık var olduğu sürece son bulması da beklenmemektedir.(2)

Bütün eğitim sitemleri genel çizgisiyle; Merkeziyetçi, Ademimerkeziyetçi ve Karma sistemler olarak gruplanır.

 

1 --  Merkeziyetçi Sistem...

Yetkiler, merkezi yönetimde toplanmıştır. Merkezi eğitim sisteminde; eğitimin ilkeleri ve verilecek şekli devlet, hatta hükümetlerin siyasal ve toplumsal tercihleri doğrultusunda yönlendirilir. Bu sistem, bir anlamda ülkenin yönetim şekliyle de ilgilidir. Üniter devletlerde(Türkiye gibi) genelde bu eğitim sistemi uygulanır...

Bu tür eğitim sisteminde, eğitim için okullaşma, öğretmen ve ders programlarının hazırlanması gibi görevler, devlet tarafından üstlenir ve ancak öğretim istikametleri, yukarıda değinildiği gibi, hükümetlerin eğitime ve kültüre bakış açıları doğrultusunda olur. Bu da, hükümetlere göre değişen bir eğitim ve öğretim olgusunu gündeme getirir. Bu eğitim sisteminin uygulanması sırasında kimi zaman -- mevcut durum ve koşullara göre -- demokratik, laik eğitim ve öğretim ilkelerinden sapmalar görülebilir.

 

2 --  Ademimerkeziyetçi Sistem...

Bu sistemin özelliği, okulların ve eğitimi etkileyen politikaların, temelde yerel denetim altında olması ve eğitimin yerel kaynaklarla finanse edilmesidir.

Bu sistemde, merkezi devlet kuruluşları(genelde; Eğitim bakanlığı) eğitim için yardımcı ya da özel bir fon sağlayabilir ve yerel eğitim sistemine çok ender durumlarda karışabilir(3)

Osmanlı Dönemi'nde, genelde ademimerkeziyetçi(yerinden yönetim) bir sistem uygulanırdı. 19. yüzyıldan itibaren ülkeye getirilen modern  getirilen modern eğitim sistemi, devlet kontrolünde olduğu için temelde merkeziyetçi idi. Ancak, Osmanlı Devleti'nin o dönemdeki haberleşme ve ulaşım olanaklarının kısıtlılığı nedeniyle merkeziyetçi bir eğitim sisteminin kurulması çok zordu. Bu nedenle,, eğitim işlerinin düzenlenmesi yerel yönetimlere bırakılmış ve uygulama ademimerkeziyetçi  olmuştur.

1921 Anayasası'nın 11. maddesi de, eğitim işlerini Vilayet Şuraları'nın yetkisine bırakmıştır. Ancak Cumhuriyet'in ilk yıllarında da, valilikler ve Eğitim Bakanlığı arasındaki uyuşmazlık nedeniyle kısa bir süre ademimerkeziyetçi bir eğitim uygulamasına geçilmiş olsa da, Cumhuriyet Dönemi'nde genelde merkeziyetçi bir sistem uygulanmıştır.

NOT : Valilkler ile Eğitim Bakanlığı arasındaki "uyuşmazlık" konusunu biraz açayım.. İçişleri Bakanlığı, il ve ilçelerdeki en büyük temsilcisi olan valilere ve kaymakamlara büyük yetkiler vermişti. Bu nedenle Eğitim bakanlığı, eğitim işleri ile ilgili yaptırım isteklerini il ve ilçelerde yerine getirmekte zorlanıyordu...Çünkü valiler ve kaymakamlar, öncelikle kendi bakanlığından gelen emirleri uyguluyorlar, Eğitim Bakanlığı'ndan gelen emirlere aynı özeni göstermiyorlardı. Bu da eğitim işlerinin aksamasına neden oluyordu.

Bunun üzerine, zamanın Eğitim Bakanı Mustafa Necati, birkaç ilin birleştirilmesiyle eğitim bölgeleri teşkil etmiş ve bunların başına da eğitimden sorumlu ve doğrudan Eğitim Bakanlığı'na bağlı bire "emin" tayin etmiştir(4)...

Ademimerkeziyetçi eğitim sistemi, Türkiye gibi geniş bir coğrafi alana yayılmış bir ülkede, okullaşma ve öğretmen atamaları gibi eğitim hizmetlerinin kısa sürede ve sağlıklı bir şekilde yerine getirilmesini kolaylaştırması bakımından yararlıdır...Ancak, Türkiye de dahil, bazı ülkeler, bu eğitim sistemine siyasal bazı yüklemeler yaparak sıcak bakmayabilir ve hatta karşı çıkabilirler.

 

3 --  Karma Sistem...

Bu eğitim sisteminde, genelde "devlet", özelde  "Eğitim Bakanlığı'nın" çizdiği genel çerçeve ile yerel gereksinimler arasındaki uyum, yerel yetkililerce sağlanır. Aynen, "karma ekonomi"de  olduğu gibi, merkezi yönetim gerektiğinde karışmacı olabilir.

Bu eğitim sisteminin, günümüz gündeminde tartışılan "kız ve erkek" öğrencilerin  "bir arada ya da ayrı okullarda ya da sınıflarda" okuyup okumamaları ile ilgisi yoktur...

Bu sistem, "din eğitim, azınlıkların eğitimi ve son zamanlarda yine ülke gündemini meşgul eden etnik kökeni farklı insanlarımızın eğitimi" ile ilgilidir.

Örneğin Cumhuriyet'in ilk yıllarında Türkiye'de "Karma Eğitim" konusunda bazı sorunlar yaşanmıştı. Devlet, dini eğitimin kendi okullarında uygulanan şeklini, yabancı ve azınlık okullarından da isteyince, ülkeler arasındaki siyasi ilişkilerde bazı rahatsızlıklar meydana gelmişti.

Sanırım şu anda, ülkemizin böyle bir sorunumuz yoktur..

 

SONUÇ :

Bu sistemlerden hangisinin ülkemiz için uygun olup olmadığı, siyasilerimizin ve insanlarımızın tercihine kalmıştır.

Blog yazarı olarak benim düşünceme göre, "Demokrasi tarihi, bireysel alanın genişlemesi, kamusal alanın daralması şeklinde gelişmiştir"

Bu nedenle ben(daha nazik bir deyişle "bendeniz"),  devletin korumacılığı ve maddi desteği altında Ademimerkeziyetçi bir eğitim sistemini ülkem için yararlı görürüm.

 cdenizkent

   ------------------------ :

(1) Bertrand Russel, Eğitim ve Toplum Düzeni, İstanbul: 1981

(2) Nur Serter, 21. Yüzyıla Doğru İnsan Merkezli Eğitim, İstanbul: 1997, s.7

(3) AnaBritannica, Cilt 11

(4) İlhan Başgöz ve Howard  E. Wilson, Türkiye Cumhuriyeti'nde Eğitim ve Atatürk, İstanbu.1965, ss.89-91

 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..