Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Haziran '10

 
Kategori
Siyaset
 

Türkiye-İsrail: Danışıklı dövüş ve Gülen

Türkiye-İsrail: Danışıklı dövüş ve Gülen
 

Mavi marmara gemisine yapılan baskınla Türk-İsrail ilişkileri 'one minute' ve 'alçak koltuk' krizlerinin ardından belki de artık onarılamaz bir durum aldı. İsrail adete meydan okurcasına ve önceki krizlere nispet edercesine 9 Türk yolcuyu öldürdü ve onlarcasını yaraladı. Tabii bu konu hakkında onlarca yorum yapıldı çizildi. Yapılanın insanlık dışı ve tarihi sorumlulukları olan canice bir saldırı olduğu su götürmez bir gerçek. Ancak günümüz dünyasında ve güç dengeleri içinde değerlendirildiğinde pek de bu işi yapanların cezalandırılacağını sanmıyorum. Çünkü kuralları güçlüler koyar ve israil güçlüdür.Amerika hem arkasındadır hemde içindedir. Hitler sanırım Stalingrad'ı geçseydi herhalde kimse bir yahudi katliamından bahsedemeyecekti.En azından uzunca bir süre...

Tabii burda değerlendirilmesi gereken başka bir konu var. Bu saldırıyı İsrail-İran çekişmesinden ayrı düşünemeyeceğimiz açık. İran etrafında kümelenmiş bir İsrail -belki yahudi- düşmanlığı var. Bütün bu israil karşıtlığının iran gibi israilden daha az cani olmayan bir ülkenin elinde şekilleniyor olması gerek israilin ve gerek ABD'nin çıkarları açısından açık bir tehdit unsuru haline geldiğini söylemek yanlış olmaz.. Gelecekte bu, israile ve ABD'ye karşı çok kapsamlı saldırı ve direnişlere yol açabilecek durum, sanırım iki ülkeyi etraflıca düşünmeye zorluyordur. Mevcut durumda ve öngörülen bir gelecekte İsrail-Filistin sorununun halledilemeyeceğini ve ABD'nin ortadoğudaki çıkarları gereği burada güç bulundurma zorunluluğu olduğunu da düşünürsek bu tehditi bertaraf etmenin bir yolunu bulmaları gerekiyor. İşte tam bu noktaya Türkiye-İsrail gerginliğini koyabiliriz. Bu noktadan baktığımda gördüğüm şey bir danışıklı dövüşün gerçekleştiğidir. Mavi marmara olayı dahil "one minute" ve "koltuk krizi" hepsi bir danışıklı dövüş senaryosudur. Bana kalırsa bu senaryonun hayata geçirmek istediği şey, aslında İranın elinde şekillenen tüm ABD-İsrail karşıtlığının Türkiye gibi kontrol edilebilir ve uzlaşılabilir bir ülkenin elinde yoğunlaşmasını sağlamaktır. Şayet bu sağlanırsa ki sağlanmış olduğu görülüyor irana karşı bir mevzi kazanılmış olacaktır. Ve olası tehditleri bertaraf etmek daha kolay olacaktır.Zaten İsrail ve ABD'nin iranı vurmakta gösterdiği çekince İran'ın nitel ve nicel asker gücü değildir.İran ortadoğuda İsraile karşı durabilen tek ülke imajıyla destekli gücü ve bunu kullanarak beslediği silahlı örgütlerin -hizbullah gibi- ortadoğudaki paramiliter güçtür. şayet bu imaj yıkılırsa bazı hamleler daha rahat uygulanabilir. Tabii burda Türkiye'yi işbirlikçi konuma düşürdüğümün farkındayım. Bu belki kabul edilemez görülebilir. Ancak Türkiye'ninde fazla seçeneği olduğunu sanmıyorum. Nasıl ki iç politikada dışa bağımlıdır, nasıl ki ekonomide dışa bağımlıdır, dış politikada bağımsız olduğunu düşünmek saflık olur.Türkiye bağımsız davranabilme kabiliyetini yitireli çok oluyor. Acıda olsa gerçek budur.

Bununla birlikte kısaca değinmek istediğim ama aslında uzunca tartışılması gereken bir konuda Fettullah Gülen'in "mavi marmara" olayında gösterdiği tepki ve söylemlerdir. Adeta kendi yandaşlarının dahi duygularının aksine bir tavır sergilemesi ciddi bir şaşkınlık yarattı. Bence ise bugüne kadarki tutumuna sadık bir yaklaşım sergiledi.Gülen asla otoriteyle ters düşen biri olmamıştır.Cemaatini hiçbir eylemde önde göremezsiniz.Hep otoriteye sadık kalmış ve uzlaşmacılığı ön planda tutmuş ve bu tutumu onu ABD'nin gözdesi haline getirmiştir. Gülen bu röportajı aslında ABD ve Avrupaya mesaj olarak kullanmıştır. Bakın "ben uzlaşılabilir bir islam alimiyim ve böyle bir cemaatin, düşünce sisteminin temsilcisiyim. Diğerleri gibi radikal değilim" mesajı vermiş ve batının kendisini ve düşünce sistemini desteklemesi için göz kırpmıştır. Bu yaklaşımıyla daha fazla kabul görme amacı taşımakta ve daha güçlü olma arayışı içine girmektedir. Gayet akıllıca ve cesurca olduğu da açık.

Elbette söylediklerimiz birer varsayım. Neyin ne olduğunu anlamak için uzunca bir zaman gerekli.Sadece biliyoruz ki güçlü olanlar yine kazanacak.Zayıflar kaybetmeye devam edecek. Adalet bu olmasada doğa dengesini bu şekilde ayakta tutuyor.

 
Toplam blog
: 2
: 818
Kayıt tarihi
: 07.06.10
 
 

1983 Muş/Varto doğumluyum. Gıda mühendisliği mezunuyum. Siyasete ve edebiyata ilgi duyuyorum. Sosyal..