Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ekim '18

 
Kategori
Güncel
 

Türkiye İyi mi Yönetiliyor?

Türkiye İyi mi Yönetiliyor?
 

Sürekli olarak Türkiye’nin iyi yönetilmediğinden şikayet ediyoruz. Herkes şikayetçi ama seçimler geldiği zaman yine şikayet edilenler kazanıyor. Bu durum tespiti ya da görünen, ifade edilen.

Politika, siyaset, siyaset kurumu gibi kavramlar aslında tüm dünyada benzer özellikler gösteriyor.

Politikacıların uyanık olduğu, laf cambazı olduğu, bir yerlere gelirken birilerinin üzerini çiğneyerek geldiği, iyi yalan söylediği, yeri geldiğinde dini, milli ve ulusal değerleri sonuna kadar kullandığı tüm dünyanın kabul ettiği genel gerçek yapılardır. Tabii ki bunun istisnaları vardır.

Bizde ise siyaset, politikalar, siyasiler, vekiller sürekli gündemdedir ve sürekli haberlerde ilk sırada yer alır. Birinci sırada siyasiler ikinci sırada spor ve özellikle de futbol.

Fakat son yıllarda futbolun da içini boşatınca geriye siyasi çekişmeler (gerçi siyasi çekişme de kalmadı!) kalmaktadır.

Ülke vatandaşları olarak herşeyden şikayetçi ama hiçbir şey için kılını kıpırdatmayan bir toplum haline geldik. Herhangi bir ortamda oturur oturmaz sohbet ve muhabbet eninde sonunda ülkeyi kurtarmak konusuna gelir ve konu orada kilitlenir kalır.

Çok konuşup ülkeyi kurtarma eğilimine gireriz bir şekilde.

Gerçekte ise biz Türk milleti olarak kimiz, nasıl insanlarız sorusunun cevabını net ve tarafsız bir şekilde vermek gerekiyor aslında.

Biz toplum olarak dürüst değiliz. En dürüstümüz bile yeri geldiğinde manevra yapıyor çünkü karşıdaki muhatap olduğu kişi cambazlık yapacak bir şekilde.

Yalancı bir toplumuz.

Tembeliz. Aslında çalışırız ama çabuk sıkılırız, çabuk yoruluruz, işin kolayına kaçarız.

Bizde yemek var ye, dayak var kaç lafı çalışmadan yemek var bol bol ye, iş var kaçabildiğin kadar kaç aşamasına gelmiştir.

Siyasileri eleştiririz. Bizde yöneticiler muhtardan milletvekiline, müdüre, amire kadar olan bütün yapısal sistemde genelde az çalışan, çok laf eden, boş zamanı bol olan insanlardan oluşmuştur. Örneğin birçok sivil toplumda ya da resmi yöneticilikte işi bilenlerin işleri başlarından aşkın ve yoğun olduğu için yöneticilik için aday olmazlar. O zaman işi en az olan ve konuyu en az bilenlerden biri yönetici olur, karar merciinde yer alır. Öyle olunca da sonradan işi bilenler yanlış kararlarda çok kızar, çok itiraz eder ama atı alan Üsküdar’ı geçmiştir.

Politikacılarda parti sözcükleri en iyi yalanı düzgün şekilde söyleyebilenlerden seçilir. Bir partinin sözcüsü yaşlı ise ö sözcüyü dikkate bile almazlar. Çünkü ilk açıklamada ters bir soruyu toparlayamaz ve sözcülükten sınıfta kalır.

Konunun özeti toplum olarak %80’i bozuk olan bir ülkede %20’nin yoğun ve gayretli çalışmaları sonucunda ilerlemeye çalışan bir ülkeyiz. Gençlerimizi de düzgün yetiştiremediğimize göre ülke olarak ilerlememiz oldukça zor ama imkansız değil. Niye imkansız değil. Belki teknolojiyi geliştirip ülkeyi kurtaracak düzlüğe çıkaracak bir babayiğit çıkar bir gün diye umut edip duruyoruz.

%20 gerçek çalışanı olan ve %80 yiyicisi olan bir ülkeden daha fazla bir şey beklememek gerekiyor. Vizyon olarak Kore’nin Güneyi mi iyi Kuzeyi mi iyi zaman gösterecek.

 

 
Toplam blog
: 537
: 1884
Kayıt tarihi
: 10.06.10
 
 

Gündemi ve olayları yakından takip etmeye çalışıyorum. Sinema, kitaplar, spor, doğa, siyaset, miz..