Türkiye iyi yönetilemiyor...

Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN kurduğu cumhuriyetimiz, dört bir yandan saldırıya maruz kalmakta.

Yeni Türkiye modelinde, ileri demokrasi toplum düzeninde, ülkemiz, gittikçe gericilerin elinde modernleşmeden uzaklaşmakta.

Partili cumhurbaşkanlığı istemlerinden tutun da... Yeni bir anayasa yapımına kadar memleketimiz mazileri geride kalmış yeni Osmanlıcıların talep ve hayalleri istikâmetinde bir bilinmezliğe çekilmekte.

Her şeyden önce... Türkiye Cumhuriyeti’nin anayasada yazan rejim ilkeleriyle bir sorunu yoktur.

Türkiye Cumhuriyeti “laiktir”.

Türkiye Cumhuriyeti “hukuk devletidir”.

İç politikamız da dış politikamız da kısır bir döngü içinde.

Güya yeni bir anayasa yapılmak istenmekte. Ama nerede(!), bu siyasal hareketin amacı, yeni bir anayasa yapmaktan ziyade, ülkemizi kendi ideolojilerine ve yaşam felsefelerine göre dönüştürmek.

Yargı kurumlarının güven endeksi ortada. Toplumun büyük bir kesimi yargıya güvenmiyor. Yargı organlarının başkanları, Cumhurbaşkanının gezilerine sanki bir bürokratmış ya da sıradan bir politikacıymış gibi katılmaktan imtina etmiyorlar.

Tek parti iktidarına dayanan despotik bir yönetim anlayışıyla ülkemiz, nasıl daha müreffeh bir toplum aşamasına geçecek, bilemiyorum. Cumhurbaşkanımızın istekleri ve talepleri bitmiyor ki... Biliyorsunuz, Cumhurbaşkanımızın gönlünde yatan pekâlâ “Başkanlık”! Ama, eğer bu statü gerçekleşemezse, “Partili Cumhurbaşkanlığı” da gözden ırak tutulmamakta.

Türkiye iyi yönetilemiyor. Yürütme erki, anayasal meşruiyetini kullanarak bağımsız bir siyaset icraat edemiyor. Yürütme erkinin ilgilileri, Cumhurbaşkanına tam bir itaat içinde ülkeyi “idare” ediyorlar(mış) gibi davranmaktalar.