Türkiye kendi teknolojik imkan ve kabiliyetlerini sürekli geliştirmelidir

Dün Başbakan Türk Havacılık ve Uzay Sanayinin (TUSAŞ) geliştirdiği, Hürkuş adındaki eğitim uçağının hangardan çıkarılış törenine katıldı. Kurtuluş Savaşı'nın kahraman pilotu "Vecihi Hürkuş" anısına "Türk Başlangıç ve Temel Eğitim Uçağına" Hürkuş adı verilmiş. Uçağın tüm tasarımı, malzemesi ve üretimi Türkiye'de yapılmış. Türk Mühendisler, 1 milyon saat çalışarak bu uçağı tasarlamışlar. Başbakan kokpite oturmuş, pilot montu giymiş ve pilotların okey işaretini yapmış. Gerçekten böyle haberleri duymak insanı gururlandırıyor. Geçmişte yerli tank, yerli helikopter ve yerli uydu da yapmıştık. Ancak bu eğitim uçağı 2013'de uçacakmış. Ne tesadüf ki uçağın hangardan çıkarılışı, Suriye'nin bir askeri keşif uçağımızı düşürmesinin hemen ertesine rastladı.

Türkiye, savunma sistemleri konusunda sanırım biraz geri kaldı. Bugünkü Taraf Gazetesi de "Türkiye'nin hava savunma sistemi yok" diye haber yapmış. Suriye, uçağımızı düşürerek etkili bir hava savunma sistemine sahip olduğunu kanıtladı. Zaten İran, mezili çok yüksek füzelerini dünya kamuoyuna daha önceleri sergilemişti. Şimdi nükleer olarak da bir dünya devi olmaya hazırlanıyor. Rusya desen büyükler liginde. Oysa Türkiye'nin bu konuda henüz bir sistemi yok. Bu daha önce Körfez Savaşı sırasında da gündeme gelmişti, hafızam beni yanıltmıyorsa o zamanlar NATO veya Amerika'dan uçak savar füzeler getirilmişti. Yine uçaklarımız Ege'de, Akdenizde derinliklerde yatıyor ama teknik imkansızlıklar nedeniyle bu uçaklarımızı ve şehitlerimizi bir türlü çıkaramıyoruz. Bunlar gerçekten teknik olarak, teknolojik olarak büyük eksiklikler ve bu alanda geri kaldığımızın göstergeleri.

Bir ara Donanma Komutanımız bir açıklama yapmıştı, "bölgemizde etkin olmak istiyoruz, uçak gemisine sahip olmak istiyoruz" diye ama henüz ne yazık ki bu konuda pek fazla bir ilerleme kaydedemedik. En son bir kaç gemiyi, kendi imkanlarımızla yaptık.
 

Aslında inanıyorum ki yeterince savunma sanayimize değer verirsek Türkler herşeyi yapar. 1920'lerde kendi uçağımızı yaparken, 1960'larda kendi otomobilizi yaparken, şimdilerde kendi vagonlarımızı, tanklarımızı, helikopterlerimizi, gemilerimizi, uydularımızı yavaş yavaş yapmaya başladık. Bu yolda azimle ve sabırla yol almalıyız ve bu sanayimizi destekleyip geliştirmeliyiz. Bunun için bilimsel eğitime büyük önem verilmeli, üniversiteden de büyük destekler alınmalıdır. TÜBİTAK, yüksek teknoloji projelerini desteklemeli, uygulamaya hemen geçecek projeler bir an önce vakit kaybetmeden hayata geçirilmelidir.