Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Mayıs '07

 
Kategori
Siyaset
 

Türkiye laik kalacak mı? (1)

Türkiye laik kalacak mı? (1)
 

Laiklikle ilgili sorduğumuz iki sorudan ,ülkemin özel durumu nedeniyle en önemli olanı Türkiye'nin laik bir ülke olarak kalıp kalmayacağı heralde. Laiklik elden gidiyor naraları atanlar için Türkiyenin aslında laik olup olmadığı maalesef fazla önemli değil, onlar için önemli olan ellerindekini, yani o ellerinde tuttukları şey her ne ise onu korumaya ve savunmaya çalışmak, bu şeyin gerçekten laiklik olup olmadığının fazla ehemmiyeti yok bu insanlarımız için. O nedenle bu soruya naçizane bir cevap vermeye çalışalım, tarih koridorlarından geçerek tabi…

Türkiye laik kalacak mı?

Altmışlı yıllara gelinceye kadar bu soru pek akıllarda değildi, tabiî ki daha önceleri Serbest Cumhuriyet ve Terakkiperver Cumhuriyet Fırkaları (partileri) bünyesinde bazı hareketlenmeler olmuştu; ama dönem Atatürk dönemiydi ve kimsenin nihayetinde fazla endişesi yoktu bu cereyanlardan, çünkü Cumhuriyet tarihinin gelmiş geçmiş en güçlü lideri baştaydı ve nasıl olsa ezerdi bunların başını fazla büyümeden.

Milli Selamet Partisi kurulduğunda kimse başlarda fazla dikkat etmedi. Makine mühendisi birinin çıkıp da bir gün büyük kitleleri etrafına toplayabileceğine kimsenin ihtimal vermemesinden olsa gerek;ama yinede birilerinin akıllarının kenarına not düşülmüştü partinin ismi. O dönemde “zinde güçler” ve “arkadaşları” nın, önem verdiği tek şey, sular idaresinin başındaki birinin genel başkanlığını yaptığı ve Demokrat Partinin öldüğü yerde yeşermeye başlayan Adalet Partisi’nin yükselişiydi. İhtilali yapan kuvvetler çok iyi biliyorlardı ki, Demokrat Partiyi ve siyasi kadrolarını ne kadar tasfiye etmiş olsalar da o partiyi iktidara taşıyan halk eskisi gibi yerinde duruyordu. Erbakan, dikkatlerin fazla üzerinde olamamasından da istifade ederek o dönemde kendi tabanını oluşturma çabaları içine girdi. Adalet Partisi’nin ordu karşısında ki edilgen tavrını ve dönemin ekonomik sorunlarını da kullanarak seçmen kitlesini genişletti. Milli Selamet Partisi’ni günümüze kadar değişik isimler altında da olsa TBMM’ye getirecek olan seçmen tabanı işte o dönemlerde oluşmaya başladı.Seçmen kitlesine her fırsatta mesaj göndermesini bilen MSP, 1974 Barış Harekatına karar veren hükümetin CHP ile beraber ortağı olarak ta kendisini Türk halkının belleğine kazımayı bildi.

Doksanlara gelene kadar kimse pek umursamıyordu laiklik konusundaki soruları ve cevaplarını. 1989 yılına gelindiğinde Turgut Özal cumhurbaşkanı seçildi 2007 Mayıs ayında ki tartışmalara benzer bir şekilde. Türk siyasi elitinin ekseriyetinde bi şaşkınlık vardı bu seçim sonrasında. Tarikat mensubu olduğu değişik yerlerde ciddi manada dile getirilen birisi, o zamana kadar asker kökenlilerin – Celal Bayar hariç – “işgal” ettiği bir mevkie yerleşiyordu, daha da önemlisi cumhurbaşkanı aynı zamanda ordunun da başıydı. Bu durum fazla devam etmedi, “zinde güçler” ve “arkadaşları” nın korkuları fazla sürmedi ve Turgut Özal 1993 de "vefat ettirildi".

Laiklik elden gidiyor mu? Türkiye laik kalacak mı? Soruları ilk defa birilerinin aklında bu kadar yer etmişti ve o birileri bu dönemi kolay kolay unutmayacaktı, böyle bir durumun bir daha yaşanmaması için gerekenler gerektiğinde yapılacaktı.

(Yazının devamı "Türkiye laik kalacak mı? (2)" de."

 
Toplam blog
: 22
: 1957
Kayıt tarihi
: 12.05.07
 
 

1982 Bayburt doğumluyum. İlk okulu başka, orta okulu başka, liseyi başka bir şehirde okudum. Bunl..