Türkiye muhalefetinin ateşle imtihanı

Derin sessizliğe gömüldüğümüz bu utanç gününde artık bir değeri kalmasa da son bir sözün sarf edilmesinin gerektiği bir noktadayız. Bugün itibariyle kurumsal internet sitesinden yalanlama duyurusu yapan mercii Başbakanlık; Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanlık makamı. Kişisel ya da politik hırs, hata ve kirlenmelerden korunması gereken ülkenin kurumları da birer birer kara deliğin içine çekiliyor. Biz saf vatandaşlar ise çocuklarımızı, topluma karşı iyi insan olmaları, doğru ve dürüst bir hayata hazırlanmaları için her sabah iyi dileklerle okullarına gönderiyoruz. Gerekçesi ne olursa olsun baştan kokan bu rezilliğin ortaya saçılmasından sonra yetişkinler olarak hangi yüzle bakacağız yüzlerine? Hangi doğru hedefi göstereceğiz?

Olan bitenden uzak olduğunu düşündüğümüz tek yasal kurum siyasi muhalefet kalmıştır elde. Şu parti, bu parti ya da şu görüş, bu görüş değildir söz konusu olan; bu dünyada ve insanlık önünde, dillerden düşürülmeyen asgari vicdanın gereği olarak şeref, ahlak ve fazilettir. Bu kaçınılamaz sorumluluğun gereği olarak  siyasi muhalefetin ayağa kalkışı gerçekleşmediği halde de, bu toplum, insanlık ailesi önünde lekelenen şerefini kurtaramayacaktır, arınamayacaktır.  Bu, Türkiye muhalefetinin ve siyasetinin namus borcudur, ülkeye ve toplumuna. Sorumluluktan kaçınıldığı ölçüde topyekün batağa düşülecektir. Tuzun da koktuğu bu durumda akla gelen tek yol, evrensel değerlere asgari saygıyla kendisini yönetemeyen toplumun tüm kurumlarıyla teslim olmasıdır. Nereye mi? Artık dilim varmıyor.