Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ocak '08

 
Kategori
Siyaset
 

Türkiye'nin bugünü!

Türkiye'nin bugünü!
 

Türkiye'yi seviyoruz!


Türkiye yaklaşık 30 yıldan beri ABD’nin kendisine verdiği rolü oynuyor. SSCB’nin yıkılması ve tek kutuplu dünyanın oluşmasıyla birlikte, ABD’nin Ortadoğu ve İslam dünyasına yönelik projeleri de değişmiştir.

ABD, soğuk savaşın bitmesiyle yüzünü dünya petrol rezervlerine çevirmiştir. Bu petrol rezervlerinin büyük bir kısmı Müslüman coğrafyasındadır. Amaç çok katı dini esaslara göre yönetilen petrol zengini İslam devletlerini ABD çıkarları çerçevesinde şekillendirmektir.

ABD’nin yeni projesi içerisinde Türkiye’ye biçilen rol ılımlı İslam devleti olmaktır. ABD Türkiye’ye böyle bir gömlek giydirmek istiyor çünkü bu şekilde Türkiye’nin dini esaslara göre yönetilen diğer İslam ülkelerine örnek olabileceğini düşünüyor. Oluşturulacak bu modelin önce İran, sonra da diğer İslam devletlerine ihraç edilebileceğine inanıyorlar.

Bu projesi çerçevesinde Amerika, zaten ekonomik sıkıntılarla boğuşan ülkemizi kıskaca almakta pek zorlanmamıştır. ABD’nin projesi yıllardır şeriat devleti özlemiyle yaşamış bir kısım ülkem insanının idealleriyle örtüşmüştür. Dini esaslara göre bir devlet yapılanması özleyen bu insanların devlet yönetiminde liberal ekonomiyi savunmaları da ABD’nin ekmeğine yağ sürmüştür.

Yeni ABD projesinin Türkiye’deki ilk uygulayıcısı merhum cumhurbaşkanı Turgut Özal olmuştur. Özal yönetimindeki Türkiye hızla serbest piyasa ekonomisine geçmiştir. Özal’ın liberal politikalarının yurt dışındaki en büyük destekçisi ABD olmuştur. Amerikan güdümlü Dünya Bankası ve İMF, Özal iktidarının ilk yıllarından itibaren, ellerini ülkemizin yakasından çekmemişlerdir. Bu dönemden itibaren Türkiye gerektiğinde zenginleştirilip, gerektiğinde krizlere sürüklenerek Amerikan politikalarının maşası haline getirilmiştir.

ABD projesine göre Türkiye’de yaşanan ekonomik değişime paralel, toplumsal yaşamda da bir değişim hedefleniyordu. Toplum yaşamının laik çizgiden, İslami çizgiye kaydırılması gerekiyordu. Bu amaçla, Anadolu’da yüzyıllardır var olan dini örgütlenmelere para pompalandı ve Türkiye’de bir yeşil sermayenin oluşması sağlandı. Yarı cemaat yapısına, yarı ticari yapıya sahip bu örgütlenmeler toplumun dini hassasiyetlerini de sömürerek hızla güçlendiler. İktidarı ele geçirmeden Türkiye’de ki toplumsal yapıyı değiştirmenin mümkün olmadığını gören bu yapı, bütün stratejisini iktidarı ele geçirmek üzerine kurmuştu.

Ve nihayet ülke bir kriz ortamına sürüklendi! Artık bu cemaatvari örgütlenmelerin iktidar olma zamanı gelmişti. Kurdurdukları bir parti aracılığı ile Türkiye’de yönetimi ele geçirdiler. Toplumsal yaşamın İslamileştirilmesi için artık hiçbir engel kalmamıştı. Finansman kaynağı ABD olan bu yapı, Türkiye’nin AB üyelik sürecinde olmasını da kullanarak toplumsal yapıyı değiştirmeyi başardı.

Şimdi buyurun laik, Atatürk Cumhuriyetinin cenaze namazına!

 
Toplam blog
: 85
: 540
Kayıt tarihi
: 29.12.07
 
 

İlk, orta ve lise öğrenimimi Karabük TED Kolejinde tamamladıktan sonra İngiliz Dil Bilimi okumak ..