Türkiye'nin en pahalı golcüsü

İspanya'da bir sezonda 27 gol atarak gol kralı olan Daniel Güiza Fenerbahçe'ye transfer olduğunda Türkiye bu flaş transferle sarsılmıştı. Taraflı tarafsız herkes şaşkındı. Zamanla Güiza'nın futbolu görüldükçe bu şaşkınlık olumsuz yönde daha da artmaya başladı. İspanya'da 27 gol atan futbolcu, Türkiye'de iki elin parmakları kadar gol atamıyordu. Türkiye liginin İspanya liginden daha kaliteli olması ihtimaline pek imkan verilmiyordu tabi. Güiza aslında zor pozisyonlarda, güzel goller de atmıştır ancak en kolay pozisyonları ise harcamıştır. Bu durumu duygusallıkla, kendine güvensizlikle açıklamak mümkün. Güiza en kolay pozisyonlarda golleri kaçırdıkça daha da ezildi ve bir daha toparlayamadı. Türkiye'de geçirdiği ilk sezonun sonunda aslında Güiza'nın nasıl bir futbolcu olduğu belli olmuştu, biraz futbol bilen birisi onu en kısa zamanda gönderirdi. Hatta o yaz yapılan konfederasyon kupasında gol attığı için prim de yapmıştı. Ancak Fenerbahçe yönetimi muhtemelen 2010 dünya kupasında oynayacak Güiza'nın daha da primleneceğini düşünüp bu oyuncuyu kadroda tuttu. İşler beklendiği gibi gitmedi tabi. Ama yine de Güiza golleri kaçırdıkça maçlarda banko oynatılmaya devam etti. Çünkü oynamalıydı ki transfer şansı artsın. Bu arada olan nöbetçi golcü Semih'e oldu. Bu kadar beceriksiz bir golcünün arkasında yedekte beklemek ne acıdır onun için. Güiza yüzünden harcanan sadece Semih olmadı. En kritik maçlarda bile gol atamayan Güiza oynatıldı transfer şansı yaratmak adına. Türkiye kupası finalinde, hatta sezonun son maçı olan Trabzonspor maçında bile direkt oynadı. Yönetimin bu inadı Fenerbahçe'yi şampiyonluktan ve şampiyonlar liginde elde edilecek milyonlarca eurodan etmiştir. Bu özelliğiyle Güiza Türkiye'nin en pahalı golcüsü ünvanını sonuna kadar hak etmiştir.