Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Aralık '06

 
Kategori
Sivil Toplum
 

Türkiye'nin gelecek tasarımında Siyah ve Beyaz Paradigma

Türkiye'nin gelecek tasarımında Siyah ve Beyaz Paradigma
 

Önce Elif Şafak’ın muhteşem tesbiti ile başlayalım:

Elif Şafak, Türkiye’de gelecek yıllarda “kozmopolit esneklik” ve “milliyetçi yalıtılmışlık” olmak üzere iki ayrı akımın yaşanacağını ifade etmişti (Zaman Gazetesi, 2005-09-07):

Kozmopolit Esneklik

“Takip eden senelerde Türkiye iki ayrı akıntıyı taşıyacak bağrında, tıpkı Boğaz’ın suları gibi. Üst akıntının ismi kozmopolit esneklik. Türkiye’yi çok kültürlü, çok sesli, su gibi akışkan kimliklerin olduğu bir memleket olarak algılayan ve uluslararası bağlama oturtan; iç ve dış politika diyalektiğini kavrayan, bu kültürün başka kültürlerle ilişkilerini önemseyen ve kesinlikle tribünlere oynamayan, bu yüzden de sağdan sola saldırıya uğrayacak olan yaklaşım.

Milliyetçi Yalıtılmışlık

İkinci akıntının ismi milliyetçi yalıtılmışlık. Türkiye’nin üç tarafının sularla, dört tarafının düşmanlarla çevrili olduğuna inanan yaklaşım. Türk’e Türk’ten başka kimsenin dostluk edemeyeceğine inanan, memleketi paranoyalar ve korkularla yönetmek isteyen, ayıklamacı dışlayıcı suçlayıcı yaklaşım.

Çift Akıntı

İşte bu iki yaklaşım, önümüzdeki yıllarda kâh birbirine karışmadan paralel akacak, kâh didişecek, yeni sentezler üretecek. Bugün bir ‘çatışma’ varsa eğer bu iki akıntı arasındadır, yoksa kimilerinin sandığı gibi ‘Doğu’ ile ‘Batı’ ya da ‘demokrasi’ ile ‘İslam’ arasında değil.”

Ancak bu kadar estetik ve yerinde ifade edilebilirdi. Bu gözlem ve tesbite sonuna kadar katılıyorum ve bu analizi biraz daha açmak, üzerine bina etmek istiyorum:

Türkiye son yıllarda ve önümüzdeki yirmi yılda iki farklı akımın ve paradigmanın etkisinde kaldı ve kalacak. Elif Şafak’ın kavramlarına farklı bir açılım getirirsek, bu akımlara Siyah Paradigma ve Beyaz Paradigma diyebiliriz.

Siyah Paradigma

Ya-o-ya-bu

o İndirgemeci
o Jakoben
o Devletçi
o Ezberci
o Elitist
o Ayrımcı
o Otoriter
o Tek sesli
o Toptancı
o Katı
o Merkeziyetçi
o Önyargılı
o Dışa kapalı
o Mutlak ve dayatmacı
o Tek tip
o Negatif
o Statükocu
o Reaktif
o Gelenekçi
o Ulusalcı

görüşlerden oluşan paradigma

Beyaz Paradigma

Hem-o-hem-bu

o Küresel
o Açık
o Şeffaf
o Kozmopolit
o Değişimci
o Sistemci
o Özgürlükçü
o Esnek
o Çoğulcu
o İlerlemeci
o Reformist
o Sivil toplumcu
o Demokratik
o Proaktif
o Bütüncül
o Kompleks
o Farklılıklara saygılı
o Uluslararası vizyona sahip
o İnsan haklarına ve bireyselliğe saygılı
o Pozitif
o Kreatif

görüşlerden oluşan paradigma

Elif Şafak’ın da ifade ettiği gibi iki akıntı beraberce akıyor ve Türkiye’nin geleceğini şekillendiriyor. Şu an siyah veya beyazdan ziyade grinin tonlarından bahsedebiliyoruz.

Değişim ve gelişim bir tarafta, değişime tepki ve statüko öbür tarafta.
Değişim kolay değil ve sancılı.
Ama ülke olarak hızla değişmek zorundayız.

Ufak meselelerle birbirimizi yemekten, kaostan, yolsuzluktan, kavgadan, düzeysiz siyasetten, kuralsızlıktan, mafyalaşmadan, yasadışılıktan, cehaletten, fakirlikten, ayrılık gayrılıktan, terörden sıyrılmak zorundayız.

Biz “ne zaman ayrı düştüysek” ve “nasıl ayrı düştüysek” oradan başlamak, toparlanmak, birbirimizi anlamak, beraber hareket etmek ve birliğimizi sağlamak zorundayız.

Diyalog, eğitim, ticaret, ihracat, öğrenme, gelişim, işbirliği, sistemli hareket, kurumsallaşma, stratejik atılım, dışa açılım, küresel rekabet, inovasyon, üretim, markalaşma, insana yatırım ve çaplı hamleler ile 21. yüzyılı yakalamak zorundayız.

Daha aydınlık, daha beyaz günlere yelken açmak zorundayız.

“Beyaz Paradigma”yı Türkiye’ye hakim kılmak zorundayız.

Bu bence her Türk aydınının, vatandaşının ve toplum önderlerinin en öncelikli ve asli görevi olmalı.

Beyaz bir Türkiye umudu, hayali, ideali, temennisi, duası ile,
Fahri Karakaş

 
Toplam blog
: 279
: 2488
Kayıt tarihi
: 09.09.06
 
 

Dr. Fahri Karakaş, Londra’da University of East Anglia’da görev yapmaktadır (Norwich Business Sch..