Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Nisan '17

 
Kategori
İnançlar
 

Türkiye'nin Gizlileri ve Açıklarına

Türkiye'nin Gizlileri ve Açıklarına
 

Türkiye’de benim bir iddiam var; Osmanlı İmparatorluğunun son zamanlarında İmparatorluk içindeki Ermeni ve Rum unsurlar özellikle İngiltere, Fransa ve Rusya tarafından kışkırtılmışlardı.

Trabzon, Samsun arası ve civarında Rumların Ermenilere üstün olduğu biliniyor. Özellikle Karadeniz yöresinde Pontus Rum Devletinin hayalini kuran Rumlar çeşitli kaynaklara göre nüfusun yüzde onunu oluştururken, yüzde iki-üç civarında da Ermeni olduğu söyleniyor.

Topal Osman’a isim kazandıran Samsun’da bulunan Rum din adamının kışkırtmaları ile başladığı ve sahil boyunca tüm köyleri yakıp yıkmaya tecavüzlere başlamaları üzerinde Topal Osman’ın özellikle harekete geçtiği çeşitli kaynaklarda belirtiliyor. Rumların özellikle Trabzon civarındakilerin olaylara müdahil olmadıkları özellikle belirtilen kitapta Samsun’un etkisinde kalan Rumların İngilizlere güvenerek özellikle Karadeniz’i yangın yerine çevirdikleri belirtiliyor.

1910’dan itibaren Anadolu ve civarında bazı ilginç gelişmeler yaşanıyor. Anadolu’daki hemen her nüfus, tapu kayıtlarının bulunduğu şehirlerde bulunan arşivler yakılıyor. O zamanlarda da ciddi göçler yaşanıyor. İddia şudur; güya askerden kaçmak isteyen Türk kaçaklar nüfus dairelerini yakmışlar ki takibata uğramasınlar. Hâlbuki Çanakkale’ye on beşlilerini gönderen, ortaokul, lisede öğrenci namına kimsenin kalmadığı ülke başka bir ülkeydi sanki. Adana yöresinde bulunan çocuklar köyünün çok ilginç bir hikâyesi var. Araştıranlar bunları da pekâlâ öğrenebilirler.

Savaş esnasında kadınların da cepheye gittiği bir ülkede savaştan kaçmak için nüfus dairelerini yakmak bu millete yakıştırılabilecek en alçakça iftira olmalıdır.

O halde nüfus daireleri neden yakıldı? Nüfus daireleri nüfus dengesini değiştirmek üzere, Musul’da Kerkük’te 2. Körfez Savaşından sonra neden yapıldıysa onun için yapılmış olmalı. Savaş beklendiği gibi bitmediğinde sistematik göçler yaşanmış. Bu göçler sadece Ermenilerin Şam’a veya Tiflis’e sürülmesi şeklinde gerçekleşmemiş olabilir. Şehirlerden şehirlere gerçekleşen göçler de pekâlâ o günün şartlarında kişinin geçmişini gizlemesi için mükemmel bir fırsat demekti. Ne de olsa ayrıldığı şehre dışarıdan başka ve ismini değiştirmiş muadili ile değişiyorsa pekâlâ nüfus dairelerinin yanması, yakılması anlamalıdır.

O zamanlar bizler için oldukça karanlık zamanlarmış. Çünkü on yıldan fazla zamandır cephede bulunan atalarımız ve bir cepheye giden dokuz kardeşten geri dönebilen dört yarı sağlam kardeş olunca Türklerin durumunun vahim olduğunu söylemeye gerek yok!

Din ırksal bir durum değildir. Mübadele yılları esnasında sırf Ortodoks olduğu için Yunanistan’a sürülen Türk Ortodokslardan Karamannis’in bunu bizzat kendi ağzından açıklaması bazılarının hala hatıratındadır.

Türk olan Hıristiyanlar olabilir veya Müslüman olan Ermeniler, Rumlar. Bu pekâlâ mümkün. Milletin hafızasını birinin silmesi 1931 yılında Osmanlı arşivlerinin Bulgaristan’a hurda kâğıt olarak satılmasıyla alakası nedir bilemesek de acaba demekte haksız mıyız?

Sebep ne olura olsun. Bu bölgenin esas sıkıntısı aslından bunlar da değildir. Bu bölgenin en büyük sıkıntısı; bilinen zamanlardan beri bu bölgede var olan devletler dünyaya nizam veren devletler olmuşlar, öncü İmparatorluklardır.  Ey, Rum veya Ermeni asıllı olup aslını saklayan veya saklamayan vatandaş şunu biliniz ki; bu bölgede ister Rum, ister Ermeni devleti olsun, zayıf olduğu sürece dini ve inancı ne olursa olsun sömürge olmaktan kurtulamazdı. Buna inanmayan şimdiki Yunanistan, Ermenistan, Yugoslavya hatta Fransız, Belçika, Almanya sömürgesi olup Hıristiyanlaşmış Afrika’ya baksın. Hıristiyan dahi olmaları onların Avrupa tarafından sömürgeleştirilip, Amerika’ya köle olarak satılmalarını önleyemedi.

Önleyebildi mi?

Karadeniz’in bir pazar olarak kullanılan yaylasında bölgeden gönderilen gayri Müslimlerin gidişi esnasında bir Türk başlıyor hüngür hüngür ağlamaya. Durumu gören arkadaşı; “ya niye ağlıyorsun, bak yerleri bize kaldı, evleri bize kaldı” dediğinde ağlayan adam; “ben ona ağlamıyorum ey kardeşim, şimdi bizim sabanımızı kim yapacak, atımızı kim nallayacak, evimizi kim yapacak?  Ben ona ağlıyorum”

 

(1) http://www.radikal.com.tr/turkiye/turkiyede-yuz-binlerce-gizli-ermeni-yasiyor-1121498/

(2) http://acikistihbarat-bilgipaylasim.blogspot.com.tr/2014/11/gizli-ermeniler-kimliklerini-acklamaya.html

(3) https://www.youtube.com/watch?v=yxiuUuizfb0

(4)  https://www.youtube.com/watch?v=Mum-oNYqYa4

(5) https://www.youtube.com/watch?v=jSBG6_p-3aM

(6)  https://www.youtube.com/watch?v=_BLoMc-IFRM

(7) https://www.youtube.com/watch?v=MbfvxMP662Q

(8) https://www.youtube.com/watch?v=TRIGQPtS5aA

(9) https://www.youtube.com/watch?v=7BGi21dwzEg

(10) https://www.youtube.com/watch?v=F4MaoVykXxc

(11)  https://www.youtube.com/watch?v=K4KD_L9NTqk

(12)  https://www.youtube.com/watch?v=ji0TJgIBPq4

(13)  https://www.youtube.com/watch?v=sb6RDsUungs

(14)  http://www.demokrathaber.org/tarih/musluman-gibi-gorunen-sakli-ermeniler-h23191.html

(15) http://www.definelerim.com/turkiye-ermeni-yerlesimleri-1-t255.html

(16) http://www.cnnturk.com/haber/dunya/turkiyede-4-milyon-ermeni-var-iddiasi

(17) http://tarihvemedeniyet.org/2009/08/bulgaristana-satilan-osmanli-arsivi.html

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..