Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ağustos '12

 
Kategori
Güncel
 

Türkiye'nin onda dokuzuna zaten her gün bayram!

Türkiye'nin onda dokuzuna zaten her gün bayram!
 

internetten alıntı


 

 

 

Gençlere sordum!

Bir dokundum…

Düşüncelerinden gurur duydum.

Kıyı şeridinde; Güneşle kavrulan bir gün. Denize nazır oturmaktayız hepimiz. Benim elimde bir defter, olmazsa olmazım kurşun kalemlerim. Müzik çalsa, gürültülü bile olsa, duymam ki kelimeler satırlara akmaya başladığında.

Yuvarlak bir masanın etrafında oyun oynuyorlardı. Ben sandım ki okey, meğer akıl oyunuymuş. İsmini söylediler de bilemedim.

-Biraz mola verseniz! Sohbet etsek sizinle…

-?????

Önce soran gözlerle baktılar, şaşırdılar. Bir bana, bir de birbirlerine baka kaldılar. Şimdi ne alaka? Garipsediler gerçekten. Fark etmedim sandılar ama bakışları ile konuştular.

-Tamam… Ara verelim, konuşalım…

Önce tanıştık. Kimdiler, nereden gelip, nereye giderlerdi sormadım. Sadece okudukları okulları öğrendim. Hepsi de Türkiye’nin en iyi eğitim veren üniversitelerinde okuyorlardı.

Kızlardan biri; ‘’Peki, konuşacağız da! Bu konuştuklarımızı kayda alacak mısınız?’’ Diye sordu.

-Tabii ki yazacağım ama kayda almak gibi bir niyetim yok.

-Tamam, o zaman…

Üzüldüm! Körpecik beyinlere bile, bilinçaltlarına bile yerleşmişti korku.

-Ey ülkemin yeni nesli, geleceğimiz. Sizin fikirleriniz önemli…

-Hangi düşüncelerimiz? Dedi bir diğeri.

-Mesela bayramı nasıl geçirdiniz?

-Bayram geldi geçti. İşte bir kaç gün tatil. Bu muydu soracağınız?

-Bayramın adı üzerinde tartışıyor birileri. Bayramın adı önemli mi? Ha Şeker ha Ramazan, ne fark eder? Tadı güzel olsun yeter.

-Nasıl güzel olsun?

-Her gün bir terör olayı, her gün onlarca şehit. Akan kanlar, ölen masumlar ve ateş düşen ocaklar. Tat mı kalır insan da, ya da bayramda. Hem bayram kutsal diyorlar hem de insanları katlediyorlar. Nerede kaldı kutsallık. Nerede kaldı insanlık.

-Oysa insanların birbirlerine ne denli saygı duyduğunu, sevdiklerini hissetmiştim bayram sabahı. Bambaşka bir gündü sanki. Gerçekten bambaşka bir gün ve bambaşka günler yaşadık ardından. Ağlayan analar, dökülen yaşlar, toprağa verilen masumlar ve kıyılan insanlar. Bu mu bayram?

-Bitmez bu terör!

-Neden?

-Dünyayı yöneten karteller var, büyük ve güçlü. Silah kartelleri, uyuşturucu kartelleri. İnsanları bir plan çerçevesinde birbirine kırdırıp, sömüren karteller. Kendi güçlerinin devamı için çalışanlar.

-Bir kere ordu profesyonel olmalı. Hani bereliler gibi. Devlet büyüklerini koruyan bereliler gibi. Onlara bir hal oluyor mu? Hep ölenler, acemiler ya da masum bigünah halk. Çocuklar.

-Aslında ülkemiz adım adım bölünmenin eşiğine geliyor. Bu gidişe dur demenin zamanı geldi de geçiyor. Ülkedeki halk diziler, yarışmalar, televizyonlardaki programlarla uyuyor, uyutuluyorlar.

-Peki, ne yapalım?

-Bizim ülkemizdeki insanların, ülkenin gidişatı ile ilgili çok büyük endişeleri var. Pek yapabilecekleri bir şey gözükmüyor gibi görünse de bu olaylara dur diyecek gücü var aslında.

-Nasıl?

- Misak-ı Milli sınırlarımızı zorlayan dış güçler var. Hazırlanan planlar ve oynanan savaş oyunları. Kurgulanan senaryolar. Ve… Bizler figüran olarak görünüyoruz. Ama değil!!! Bizim Milli birlik ve beraberlik gücümüz var. Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet ve kazandırdığı kazanımlar. Küllerinden yeniden doğan bir milletiz biz.

-Halka verilen enformasyonda yanıltıcı bilgiler var örneğin. Suriye’de yaşanan birçok gelişmenin, anlatıldığı ya da gösterilmeye çalışıldığı gibi olmadığını biliyoruz.

-Artık her şeyi devletten beklememek gerektiği kanısındayız. Biz bu ülkeye sahip çıkmalı ve kurgulanan planlara alet olmamalıyız… Ülke halkı olarak ayrılmadan, birbirimize düşmeden, bir iç savaşa meydan vermeden, tahriklere kapılmadan, el ele vermeliyiz ki veririz. Her zaman bu güce sahibiz.

-Bir an gelecek! Bir kıvılcım patlayacak ve bu kıvılcımla tüm ülke halkı domino taşlarının sinerjisi gibi harekete geçecek ve tüm planlanan oyunları ters yüz edecek.

-Biz ne güne duruyoruz ki!

-Şimdi herkes ümidini yitirmiş gibi görünse de bu böyle sürüp gitmeyecek. Ümit asla bitmeyecek. Bu Güneş asla batmayacak.

-Hani ‘’Ülke halkı ya da gençler uyuyor, farkında değiliz hiçbir şeyin!’’ Deniliyor ya…

-Hayır!!!

-Biz gençler olarak her olayın, gelişmenin ve yapılmak istenilenin farkındayız.

-Gerekirse okulu bırakır, olaylara yerinde ve anında müdahale edecek kadar da yürekliyiz. Her zaman da ülkemiz, halkımız ve geleceğimiz için cesaretli olacağız. Olmalıyız… Bize emanet edilen bu topraklarda başka ülkelerin ve halklarının hüküm sürmesine asla izin vermeyiz.

Bu sözleri duyduktan sonra; kırılmış olan ümitlerimi yerden topladım birer birer.

Gençler!!!

Bu ülke sizin ve geleceğiniz. Türkiye Cumhuriyet’ine ve Anadolu’ya sahip çıkabilecek güçtesiniz. İnanın ki sizlerle gurur duydum.

 

 

 

Ayşen Arslangiray Kura

Yeri, tarihi, kimi önemli değil

Millet olarak dimdik ayaktayız

Eski nesli, yeni nesli

Ülkemize her daim sahip çıkarız.

 

 

 

 
Toplam blog
: 533
: 1375
Kayıt tarihi
: 14.11.10
 
 

Aydoğdu; kızgın güneşinde Ağustos'un, sararmıştı altın sarısı başaklar. Kırlangıçların göç dansın..