Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ekim '09

 
Kategori
Kitap
 

Türkiye'nin Paylaşılması Hakkında Yüz Proje

Türkiye'nin Paylaşılması Hakkında Yüz Proje
 

Yirminci yüzyılın başlarında, Romanya'nın İstanbul elçiliğini de yapmış olan Diplomat Trandafir G. Djuvara'nın 1914 yılında yazdığı, "Türkiye'nin Paylaşılması hakkında Yüz Proje" adlı kitabı, Avrupalıların 1281 yılından 1913 yılına kadar ülkemizi paylaşmak için neler yaptıklarını, - projelerini- açıklaması bakımından çok önemli bir kitap. Emekli Büyükelçimiz Pulat Tacar'ın çevirisini yaptığı bu kitap Gündoğan yayınları tarafından piyasaya sürülmüş.

Agah Oktay Güner'in de 24 OCAK 2001 Çarşamba günü TBMM'nin 48. bileşiminde de bu kitaptan bahsederek, Paris'ten bir fotokopisini aldığı kitabın, daha sonra kaynağından kaybedildiğini söyleyerek, kitabın basımının yapılması için gerekli çalışmaların yapılmasını isteyek, kitabın ülkemiz açısından çok önemli olduğunu belirtiyordu.

Avrupa'nın kutsal toprakları ele geçirmek için yaptıkları ve yıllarca süren Haçlı seferlerini hepimiz biliyoruz. Avrupalılar için asıl tehlike Orhan Bey'in oğlu Süleyman Bey'in Gelibolu yakınlarındaki Çimpe kalesini ele geçirmesiyle ve daha sonraları da Edirne'nin alınmasıyla başlamıştı (1360)

Avrupalıların "Doğu Sorunu" dedikleri sorun, Tarihçi Albert Sorel'in dediği gibi, Türkler'in Avrupa'ya girmesiyle başlamıştı. Sorunun çözülmesi için Türkler'in Asya'nın içlerine doğru sürülmesi gerekiyordu.

Bunun yapılabilmesi içinde yüzlerce projeyi yaşama geçirmek için çalışmışlar. Bu çalışmalar hala da devam ediyor. Yazar bu projelerin 1913 yılına kadar olanını yazıyor.

Romanyalı Diplomatın yazdığı kitapta, Türkiye'nin Paylaşılması projesine Filozoflar, Papalar, Devlet Adamları, Bilim Adamları, Krallar katılmışlar.

Erasmus, Leibnitz, Volney gibi filozof ve bilim adamları da paylaşım projeleri yapmaktan geri kalmamışlardı.

Erasmus, Hümanizm akımının temsilcilerinden olup, dilbilimci ünlü bir yazardır. "Deliliğe Övgü" adlı kitabın da yazarıdır.

Erasmus pek de felsefi sayılmayacak bir üslupla Türklere karşı sanki bir iddaname yazmış. Ona göre, "Türkler geçmişi karanlık barbar insanlar". "Hiristiyanlar varlıklarını sürdürebilmeleri için Türkleri yok etmeleri gerekir" Diyebiliyordu.

Bunun yanında bir yandan Osmanlılarla ittifak yaparken bir yandan da Türkiye'nin paylaşım projelerine katkı sağlayan Fransa Kralı 1.François gibilerini de bu kitaptan öğreniyoruz.

Yazar, "doğrusunu söylemek ve tarafsız olmak gerekirse, hıristiyanlar ile müslümanlar arasındaki ilişkilerin hiç bir zaman dostça olmadığını belirtmek icabeder". diyor.

Paylaşmaların çoğunluğu diplomatik yazışmaların içinde içinde saklı olduğu da belirtiliyor.

Bu kadar çok paylaşım projeleri içinde dikkat çeken bir proje de, Napolyon ve 1.Aleksandr'ın projeleri (1808) Napolyon anılarında Türk İmparatorluğunu, Rusya ile paylaşabilirdim. Aramızda birkaç defa sözkonusu oldu. İstanbul sorunu her defasında Türkiye'yi kurtardı. Rusya İstanbul'u istiyordu. Ben de vermeye razı olmuyordum. İstanbul çok değerli bir anahtardır, bir imparatorluğa değer; orasını ele geçiren dünyanın hakimi olur."Ruslar İstanbul'u isteyince Napolyon "Kostantinopl! Ama, Kostantinopl dünyanın merkezi !" diye bağırmıştır.

Yazarın 1913 yılına kadar olan paylaşım projeleri sizce bu tarihten sonra bitmiş midir !

Son yaşadığımız siyasi gelişmeler, Avrupa ile ilişkilerimiz, kapalı kapılar arkasında yaşananlar, Avrupa'nın Türkiye'ye karşı tutumlarının değerlendirmesini iyi yapmalıyız.

Avrupa'nın çoğu konularda taraf olduğu, taraf tuttuğu, iki yüzlülük yaptığı da apaçık ortada...

Bu kitabı okumanızı tavsiye ediyorum.

 
Toplam blog
: 1410
: 1053
Kayıt tarihi
: 04.11.06
 
 

Emekli öğretmenim ve  emeklemeye devam ediyorum.  Emeklilik yaşamın sonu değil, yaşama yeni amaçl..