Türkiye’nin siyasi tablosu/Sağ sağdan bıktı, sol soldan; ortası bataklık

Biz işte diyelim AKP’lilerden kurtulmak istiyoruz ama bunun için uğraşmamıza gerek yok; çünkü onlar da kendilerinden kurtulmak istiyorlar zaten.

Birilerinin iktidar uğruna ülkeyi getirdiği nokta insanları yeni yeni rahatsız etmeye başladı. Ve bunun yansımasını da referandumda gördük. Eğer partilerin siyasal yapılarında değişiklik olmazsa daha da göreceğiz.

Dindar, dindar olarak görülmekten rahatsız. Araştırmada çıkan “AKP’li olmayanların %73’ü AKP’liye kız vermem diyor” şeklindeki sonuç AKP’liler üzerinde travma yarattı.

Aynı ülkede yaşıyoruz, komşuyuz, yüz yüze bakacağız, bu nasıl olacak diyorlar.

Aynı durum diğer partilerde de var. Örneğin Atatürkçüler Atatürkçüyüm demiyorlar artık; çünkü Atatürkçülüğün Atatürk’ü sevmek değil siyasi bir dayatma olduğu anlaşıldı.

Keza milliyetçilik… Artık milliyetçilik (ulusalcılık da aynı) vatanını milletini sevmek olarak algılanmıyor, bütün dünyada tehlikeli bir yol olarak görülüyor. Bu yüzden kimse milliyetçiyim demiyor. Diyenlerin de zaten arkasından kimse gitmiyor.

Hani bunlar böyle de ortası da bataklık yani… Ben kendi adıma denizin ortasında boğulacağıma kıyılarda kayalara çarpıp parçalanmayı tercih ederim.

Yüz yıldır kıyılarda bir şey yapamayanlar ortada boğuldular. Merkez siyaset Türkiye tarihinin en büyük yanlışıdır. Kıyılarda kurtulamadıysan başka kıyı arayacaksın, ortada ne işin var.

Partiler kendileriyle yüzleşmeye başladılar çünkü halk referandumda kendisiyle yüzleşti. Artık her parti üzerinde durdukları işte dindarlık, milliyetçilik, laiklik gibi tekçi görüşlerin kendilerini kurtaramayacağını anladı.