Türkiye'nin uygarlaşması

Türkiye’nin uygarlaşması laiklikle yol almıştır. Laik devlet, kutsal din duygularını politikaya, dünya işlerine, hukuksal düzenlemelere kesinlikle karıştırmaz. Bu tür düzenlemeleri bilimsel verilerden yararlanarak yapar.Bireyin özgür istencine bağlı din duygusu laikle korunur.Özgürlükleri yıkmak için özgürlüklerden yararlanmasına laik devlet izin vermez. Atatürk, Söylev’de “Bugün ulaştığımız sonuç yüzyıllardan beri çekilen ulusal yıkımların yarattığı uyanıklığın ve sevgili yurdun her köşesini sulayan kanların karşılığıdır.” diyor. (s.656/1)

Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’ni bağımsızlık temelinde yükselen Devrim Yasaları ve altı temel ilkeyle taçlandırmıştı. Altı temel ilke: Laiklik, ulusçuluk, devletçilik, devrimcilik, halkçılık, cumhuriyetçilik. Devrim yasalarına gelince, abc, giyim kuşam, hukuk alanında yapılanlar. Kısaca eğitim, yaşam, hukuk bu yasalarla çağdaşlaştı. Atatürk bu başarıyı 1919-1938 yılları arasındaki 15 yıla sığdırmıştı.1919-1922 dört yıl süren haklı savaş Kurtuluş Savaşı Mustafa Kemalleşmek dönemi, bu dönem 1915 Çanakkale Savaşı’na değin uzanır.1923-1938 dönemiyse Atatürkleşmek dönemi olarak adlandırılabilir. Birinci dönem yurt savunması, haklı savaş; ikinci dönemde ise yeni bir toplum yaratma söz konusudur.

Atatürk, bu gerçeği şöyle özetliyordu: “Yeni yasalarımızda kadın özgürlüğünü güven altına alan ve aileyi sağlamlaştıran Yurttaşlar Yasası bu sözünü ettiğim zaman içinde yapılmıştır. O ülkü şudur: Türk ulusunu, uygar toplumlar içinde yaraştığı oruna yükseltmek ve Türkiye Cumhuriyeti’ni sarsılmaz temelleri üzerinde her gün daha çok güçlendirmek.” (Söylev,655/2-3)

Bu görev şimdi biz Atatürkçülere düşmektedir. Bundan yılmayalım, Mustafa Kemalleşmekten, Atatürkleşmekten  geri durmayalım.