Türkiye üzerine yazılan senaryolar...

Senaryo deyip geçmeyin. Bazen gerçek olaylar çıkış noktası alınarak senaryo yazılabildiği gibi bazı durumlarda da yazılan senaryolar gerçekleşiyor. Örneğin Kurtlar Vadisi dizisinin senaryosuna ve son bölümünün içeriğine baktığınızda orada Başbakan'ın açılım yapmak için basından destek istediğini görürsünüz. Bir farkla ki gerçek durumda açılımı destekleyen kesim yandaş basın oluyor.

Aşağıda yazılan senaryo gerçek olur mu? olmaz mı? bilinmez ama gerçek olursa da kimsenin şaşırmaması gerekir. Önce gelişmelere bakalım.

Geçen gün Nobel Barış ödülü alan ABD başkanı Barack Obama'nın göreve başladığı tarih 20.Ocak 2009 dur.

Kendisi 17.02.09 tarihinde Gül ve Erdoğan'ı arayarak Türkiye'ye övgü yağdırdı.

11 Mart'ta Türkiye'yi ziyaret eden Dışişleri Bakanı Hilary Clintondan sonra,

6-7 Nisan 09 tarihinde Türkiye'yi ziyaret etti.

07.07.09 tarihinde Gül Obama'yı arayarak Karadağ konusunda yardımını isterken Ermenistan'la ilişkiler konusunda kendisine bilgi verdi.

27.09.09 tarihinde G-20 zirvesinde Obama Erdoğan'la görüştü.

07.12.09 tarihinde Erdoğan ABD yi ziyaret etti ve Obama ile görüştü.

Göreve başlayalı daha bir yıl olmadan ABD başkanının, Başbakanla bu kadar sık görüşmesinin altında ne yatıyor? Obama Türkiye'den ne istiyor? Karşılığında ne vaatlerde bulunuyor?

İlk anda akla gelenler şunlar:

- Afganistan'a asker gönder.

- Ermenistan işini çöz.

- Kuzey Irak'ı barışçı yoldan temizle.

Obama Başbakan'a sen Afganistan'a asker gönder, ben de PKK nin 147 yöneticisinden 70 tanesini teslim edeyim diyor.

- Peki neden hepsini teslim etmiyor?

- Çünkü PKK kozunu her zaman elinde tutmak istiyor. ABD, PKK yı istediklerini kabul ettirmek için kullanıyor.

- AKP, ABD nin Kuzey Irak politikasında figuran olarak mı yer alıyor?

Aslında ABD, Kuzey Irak'tan çekilmek istiyor. Gücünü Afganistan'a kaydırmak istiyor. Bu nedenle Türkiye'ye PKK yı buradan alıp, içinize yerleştirin diyor. Bunu açılım adı altında yapın diyor. Diğer taraftan Suriye ile vize kalktı. PKK Suriye'de hayat bulamıyor. İran ise geçit vermiyor. Kala kala Kuzey Irak kaldı. ABD, Kuzey Irak'taki sorunu da bu şekilde çözmek istiyor.

ABD askerlerinin Kandil'e elini kolunu sallayarak girdiği biliniyor. Bir senaryoya göre de buradaki PKK lıları, ABD ve Yunan subayları eğitiyor.

PKK lideri Karayılan "Talepler verilmezse şehirler savaş alanına döner" diye bir beyanatta bulunuyor.

Bu arada Washington'da bir PKK bürosu olduğu da unutulmasın.

7 Şehit verilen Reşadiye baskını sırasında;

Cumhurbaşkanı Karadağ'da;

Başbakan Meksika'da;

Meclis Başkanı Arnavutluk'ta

Tokat valisi ise İstanbul'da bulunuyor.

Olay duyulunca Başbakan ve iki yardımcısı bu cinayeti PKK ya yakıştıramamış ve bu saldırıyı THKP-C veya başka bir örgütün yapabileceğini söylemiştir. Hatta bu bölgenin İbrahim Şahin ve Dursun Çiçek'in memleketi olduğunu söylenerek, Ergenekon'a da atıf yapılmıştır. Sonunda ise PKK saldırıyı üstlenince bu konuda söyleyecek bir şeyleri kalmamıştır.

Türkiye'de bir hükümet olduğu gibi Devlet de vardır. Devletin bir organı, bunu DTP nin kapatılmasında ispatlamıştır. DTP nin kapatılmasında kimse Anayasa mahkemesine bir şey söyleyemez. Anayasa mahkemesi demokrasiyi korumak için elinden geleni yapmıştır. 16.11.07 tarihinde DTP'nin kapatılması için açılan davayı 2 yıldır askıya almış, ancak son 1,5 yılda hırçınlaşan DTP yi bölücükten değil, terörden kapatmıştır. Kimse de buna siyasi karar diyemez. DTP nin sine-i millete dönme kararı ise ne ölçüde hayata geçirilecektir? onu da zaman gösterecektir.

Gelelim tekrar Obama'ya. Obama aslında aba altından sopa göstermektedir. Afganistan'a asker göndermez, Ermenistan sınırını açmazsan ben de seçmenlerime söz verdiğim gibi 24 Nisanı kullanırım demeye getiriyor. Zaten son günlerde Sarkisyan da "Türkiye en sonunda soykırımı tanıyacaktır" demektedir ve bunu neye göre söylediği ise bilinmemektedir.

Obama Nobel ödülünü alırken "Müzakereler El Kaide'ye silah bıraktıramaz" derken, dolaylı olarak bizim PKK ile müzakere masasına oturmamızı istemesi de son derece ilginçtir.

AKP nin açılım konusunda kötü niyetli olduğunu kimse söyleyemez. AKP, ABD nin gazına gelerek açılımda yöntem hatası yapmıştır. 7 yıllık iktidarin sahibi, ekonomik ve sosyal projeleri hayata geçirmek yerine, yine geçenlerde Hasip Kaplan'ın mecliste söylediği gibi Güneydoğu'daki şeker fabrikalarını özelleştirerek, iş sahaları açacağına, istihdamı daraltmaktadır.

Bahçeşehir Üniversitesi Bilgesan Güneydoğu'da bir anket yapmış ve ankette % 76 lık bir kesim etnik ayırımcılığa maruz kalmadım demiş. Şimdi kimsenin tahriklere kapılmayıp, sağduyulu olarak olaylara yaklaşması ve Norveç de çıkan bir gazetede yazılan "Türkiye'de dinciler ile laikler, Türkler'le Kürtler arasında bir iç savaş çıkacak" senaryosunun bir hayal ürünü olduğunu ispatlamak olmalıdır.