Türkiye ve 2007

Bir yılı daha geride bırakırken gelenekten olsa bir panorama yapmak gerekir. Bütün dünya yılın panoramasını çıkarsa da dünyanın en balık hafızalı milleti olduğumuzdan buna en çok bizim ihtiyaç duyduğumuzu düşünüyorum.

Türkiye'de yılın ilk önemli olayı 19 Ocak 2007'de gazeteci-yazar Hrant Dink'in öldürülmesi idi. Agos gazetesinin Ermeni asıllı Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink hakkında 2004 yılında ''Türklüğü aşağılamak''tan dava açılmış; beraat eden Hrant Dink, ülkücü gençliğin hedefi haline gelmişti. Suikast bağıra bağıra geldi, Türkiye günlerce dünya medyasının gündeminde yer aldı. Katil Ogün Samast'ın çevresindeki kişilerin devletle irtibat halinde oldukları ve güvenlik güçlerinin de suikastten günler öncesinden haberdar olduğu ortaya çıktı. ''Keşke olmasaydı'' dedik ama oldu ve abartıya hiç yer bırakmadan rezil olduk. Devamında Ogün Samast'ın Türk bayrağı önünde resim çektirilmesi, <ı>''Hepimiz Ermeni'yiz'' tartışmaları ve İsmail Türüt'ün ''Plan yapmayın plan'' isimli türküsü de uzun zaman tartışıldı.

Hrant Dink'in suikastinden sonra bir başka rezalet de Malatya'da yaşandı. 18 Nisan'da Hristiyanlık temalı kitaplar basan Zirve Yayınevi'nde çalışan üç kişi boğazları kesilerek, barbarca bir şekilde katledildiler. Uluslararası kamuoyuna Türkiye yine çok kötü bir şekilde yansıdı. İşin daha acı tarafı ise, katillerin pişmanlık duymamaları, kendileriyle gurur duymalarıydı. Bu da Türkiye'de yabancı düşmanlığının gerçekten arttığını ve kimi çevrelerin de bunu ateşlediğini gösteriyor.

Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşırken Cumhuriyet Mitingleri düzenlendi. 14 Nisan'da Ankara'da başlayan mitingler; İstanbul, Manisa, Çanakkale, İzmir, Samsun ve Denizli'de devam etti. 27 Nisan 2007'de Cumhurbaşkanlığı Seçimleri'nin ilk turu yapıldı. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ü aday gösteren AKP'nin TBMM'nde 367 kişiyi aynı anda toplaması gerekiyordu. Meclis'te 351 koltuğa sahip olan AKP, on altı kişiyi Meclis'e getiremedi ve CHP'nin başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi de seçimleri iptal etti. Genelkurmay Başkanlığı, e-muhtıra ile siyasileri uyardı. Başbakan Erdoğan seçimlerden başka çıkış yolu olmadığını söyledi, 22 Temmuz'da erken seçime gidildi. %47 oy alan AKP, CHP ve MHP, TBMM'ne girdiler. Seçime bağımsız adaylarla giren Kürt asıllı siyasetçilerin partisi Demokratik Toplum Partisi de grup kurmayı başardı. MHP'nin desteğiyle 367'yi bulan AKP, 28 Ağustos'ta Abdullah Gül'ü cumhurbaşkanı seçtirdi.

%47 oy alan AKP, yeni Anayasa çalışmalarına başlarken, Anayasa'nın önemli maddelerinde değişiklik yaptı ve bunu referanduma götürdü. Halkımızın ne kadar depolitize olduğunu gördüğümüz referandumda çoğunluk ''Evet'' dedi. Neye ''Evet'' olduğunu hatırlatalım: <ı>Genel seçimler dört yılda bir düzenlenecek, Cumhurbaşkanı 5 yıllık bir dönem için halk tarafından seçilecek, Cumhurbaşkanı ikinci dönem için aday olabilecek.

21 Ekim'de Dağlıca Saldırısı'nda 12 askerimiz, PKK terör örgütü tarafından öldürüldü. Takip eden süreçte yeni saldırılar gerçekleşti. Saldırılara karşı sabrımız kalmadı ve TBMM'nde kabul edilen ''sınırötesi operasyon tezkeresi'' Başkan Bush'un da desteğinin alınmasından sonra, Amerika'dan gelen ''taze istihbarat''la beraber uygulanmaya başlandı. Sözde Türk toplumunun tamamının temsilcisi olan DTP, yıl sonuna doğru <ı>''PKK siyasal bir kuruluştur.'' diyerek ve sınırötesi operasyonun durması için PKK'ya kalkan olacaklarını söyleyerek taraflarını açıkça belli ettiler.

Görev süresi dolan Yüksek Öğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erdoğan Teziç'in yerine 9 Aralık 2007'de Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan atandı. Kimilerine göre AKP'nin yeni bir kadrolaşma hareketi oldu bu atama. Özcan göreve gelir gelmez <ı>''Yasakları kaldıracağız.'' diyerek hükümetin istediği reformları yapacağını belli etti.

Asgari ücret yıl sonunda 435 YTL'na yükseltilirken, açlık sınırı olan 688 YTL'nin çok altında kaldı ve Türkiye'deki yaşam standartının yeni yılda da ne kadar olacağını gördük.

Bu yıl kaybettiğimiz önemli isimleri hatırlayalım: 21 Ocak'ta Dışişleri eski Bakanı İsmail Cem kansere yenik düştü. 22 Mart'ta işadamı Kadir Has'ı kaybettik. Haziran'da gazeteciler Turan Yavuz ve Ufuk Güldemir'i kaybettik. 31 Ekim'de bilim adamı ve siyasetçi Erdal İnönü kansere yenik düşerken, yılın son kaybı da aktör Savaş Dinçel oldu.

Avrupa Birliği'ne tam üyelik için halk desteğinin %40'lara kadar düştüğü Türkiye'de bu yıl yaşanan önemli olaylar bunlardı. Dış politikamızda bir kırılma yaşamadık, yabancı düşmanlığının daha da arttığını, iktidardan memnun olmayan halkın yeni dönem için %47 oy vererek ne kadar samimi olduğunu gözlemledik. Yeni yılda neler olacağına dair öngörülerimiz de elbette var, sonraki yazılarda onları da kaleme alacağız...