Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Mayıs '08

 
Kategori
Anılar
 

Türkiye ve 68

Türkiye ve 68
 

'68


Sadece Türkiye özelinde de değil tüm dünyada adından sıkça sözettirdi 68, hala da ettiriyor. Çünkü 68 gençliğinin yaslandığı mücadeleler günceliğini yitirmedi, hala onlara ihtiyaç var...

Hala o mangal yürekli delikanlılara, zengin koca bulma değil dünyayı değiştirme umudu olan kadınlara, yerinde duramayan o gençliğe hala ihtiyacımız var...

Çünkü hala üniversiteler demokratik değil, aksine şuan da belki de 68'li yıllardan çok daha geride...

Çünkü hala ülkeler işgal ediliyor...

Çünkü hala açlıktan insanlar ölüyor, ve birileri açlıktan ölen insanlarla, milyarlık sofralarda yemek yiyenleri birmiş gibi gösteriyor, 6 oktan 1'inin gerektirdiği gibi...

Çünkü hala insanlar, insanın insanı sömürdüğü bu düzene karşı çıktığı için işkence görüyor... İşkenceciler hala yaşıyor...

Bir 68'e daha ihtiyacımız var kısacası...

Şimdi gelelim o geçtiğimiz uzun 68'e ve onun yetiştirdiği çocuklara...

68 dendi mi Türkiye'de genelde akla Deniz Gezmiş gelir. Şairin dediği gibi gerçekten '' sembol olmak katil olmaktan çok daha zor... '' Sembolü oldu Deniz, 68'in. Belki o bitmek tükenmek bilmeyen eylemliliği belki o karizması boyu posu, belki ölüm şekli onu sembol yapan bilemiyorum... Ama, şu, sadece onun hakkında yazılan kitapları okusanız bile çok net ortaya çıkıyor; inanç... Deniz'de sosyalizme ve devrime inanılmaz bir inanç var. Ne kadar mı ? Uğruna ölebilecek kadar...

Sonra Harun Karadeniz var... O ünlü Yanki go home adlı şarkıda geçen '' Harun, Deniz, 68; denize döküldü yankiler'' deki Harun işte... İstanbul teknik üniversitesinde girdi o da olayların içine. O diğerlerinden çok ayrı. 68 öğrenci liderleri arasında belki de işçi sınıfını bu derece önemseyen, devrimin halk kitleleriyle gerçekleşeceğini bu kadar yalın bir şekilde görmüş çok az kişi vardır... ''çok az'' kişinin bir çoğu da pasifist damgasını yediğinde atılmıştır en 'ateşli' kavgalara...

Ama Harun böyle değildi... O ne 'kendiliğindenci' oldu ne ' kampüs devrimcisi' oldu... O 68 türkiye nesnelliği içerisinde diğer öğrenci liderlerinden sosyalizmin özünü algılayışıyla ayrılmıştır, halk kitlelerine güvenmiştir...

Üniversite öğrencileriyle, işçilerin çıkarlarının örtüştüğünü bu yüzden birlikte mücadele etmeleri gerektiğini söylemiştir hep, öğrencilerin emekçi halka karşı sorumlu olduğunu. Çok uğraşmıştır gençlik eylemleriyle işçi eylemlerini paralel zeminlere oturtmak için. Askerden, 'sol' cuntadan da hiçbir şey beklememiştir...

Mahir Çayan var. 68 sonrasının bildiğim kadarıyla en kitlesel örgütü olan Dev-yol'un teorik önderlerinden birisi. Kızıldere' de ki direnişin önderi... Geçerliliği tartışılsa da bugünlere kadar gelen 'kesintisiz devrim' yazılarının sahibi... O da Deniz gibi düştü dağ yollarına 71 sıcağında...

Tek tek, ince ince örülmüş bir örgüyü söker gibi sökmeye çalıştı egemenler bu çocukları. Ama onlar sökülmediler, direndiler ve yaktıkları ateşi sonrakilere bıraktılar...

Yine doğacak Denizler, Mahirler, Harunlar... Aydınlanacak yolları Denizlerin, Mahirlerin ve Harunların yaktığı ateşle...

 
Toplam blog
: 22
: 831
Kayıt tarihi
: 10.02.08
 
 

Üniversite sebebiyle İstanbul'da oturan, burslarıyla geçinmeye çalışan, okumayı yazmayı seven, ortal..