Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Nisan '16

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Türkiye ve dünya pamuk ekonomisindeki gelişmeler

Türkiye ve dünya pamuk ekonomisindeki gelişmeler
 

Pamuk, ülkemiz ekonomisi, tarımı ve özellikle sosyal çehresi ile sürekli gündemde kalmıştır. “Ürettiğimizden daha fazlasını ithal ediyoruz!” gibi hamasi yaklaşımların yanında, “bu sene pamuğu toplatacak işçi bulamadık” yakarımlarına da şahit olunmuştur. Ne var ki, tarım da, “piyasa ekonomisine” uymak zorundadır. Pamuk tüketicisi olarak Çin, Hindistan ve Pakistan’ın ardından dördüncü sırada yer alan Türkiye’nin, pamuk konusunda dünya pamuk ekonomisini en ayrıntılı bir şekilde takip etmesi kaçınılmazdır.

2014/15 yılı verilerine göre (ticari yıl başlangıcı 1 Ağustos) dünya pamuk ekim alanı 34 milyon hektar ve toplam üretim 26 milyon ton civarındadır. Dekara verim ise 76 kg olarak tahmin edilmiştir. Türk çiftçisi ise aynı sezonda, 430.000 hektardan, dekara 162 kg verim alarak, 697.000 ton pamuk hasat etmiştir. Ne var ki aynı yıl, işlediği 1,4 milyon ton pamuğun diğer yarısını da ithal etmiştir. Burada basit olarak:

“İthal pamuk yerine kendimiz üreterek ithalata verilen parayı ülkemizde tutamaz mıyız” gibi bir soru aklımıza gelebilir. Biliyoruz ki pamuk alanları mısır tarımına kaydırılmış ve 6 milyon tona ulaşan mısır üretimimizle, bazı yıllar 3 milyon tona ulaşan mısır ithalatına adeta son verilmiştir. Üreticinin tercihinde tarımsal destekler, GAP’taki gelişmeler nedeniyle işçi teminindeki sorunlar etkili olmuştur. Diğer taraftan, transgenik pamuk tarımındaki gelişmeler nedeniyle artan üretim ve düşen fiyatlar karşısında, Türk pamuk üreticisini ne kadar dayanabilir!

Yurt içinde üretilen pamuğa, bir o kadarını da ithal ederek, katma değer sağlayan Türk tekstilcisini takdir etmek gerek. Pamuk ithal ettiğimiz Yunanistan ekonomistlerinden birinin ifadesi “biz Türk tekstilcisini zengin etmek için mi pamuk yetiştireceğiz” ifadesi, pamuktaki katma değerin önemini yeteri kadar vurgulamaktadır.

Pamuk verim sıralamasında Türkiye, dekara 162 kg verimle Avustralya’dan sonra (244 kg/da) ikinci gelmektedir. Kazakistan, Özbekistan gibi bazı Orta Asya ülkelerinde olduğu gibi, kuru koşullarda pamuk tarımı yapan birçok ülkelerde verim 50 kg/da civarında kalmaktadır.

Dünyada yetiştirilen ilk genetiği değiştirilmiş dört üründen biri de pamuktu. 20 yıl içinde, transgenik pamuk alanları toplam dünya pamuk alanlarının %75’ine ulaşmıştır[1]. Pamuk yetiştiren 13 ülkeden bazılarında, ekim alanlarının % 90’ı aşan oranda GDO pamuk ekilmektedir. Bu ülkelerdeki pamuk tarımı büyük farklılıklar göstermektedir. Örneğin Çin’de 3,6 milyon hektarlık ekim alanının %96’nında transgenik pamuk tarımı yapılmaktadır. Çin, transgenik pamuk tarımına ABD ile aynı yıllarda, 1996’larda başlamıştır. Ülkenin bilim politikaları gereği, yabancı ülkelerin geliştirdiği çeşitlerin tarımı yasaktır. O nedenle Çin’de 2015 yılında yetiştirilen tüm transgenik tarım ve orman ürünleri (pamuk, domates, biber, papaya ve kavak) Çin’li uzmanlarca geliştirilmişlerdir. Ülkede pamuk tarımının transgenik çeşitlerle geçilmesi ile tarlalarda ilaç hazırlama esnasında yıllık ortalama 250 olan zehirlenme sayısının, 50’lere düştüğü saptanmıştır.

Hindistan’daki pamuk üretiminin ise, dünyada başka örneği yoktur. 2000’li yıllarda pamuk ithalatçısı olan ülke, 2002’lerde başlattığı transgenik pamuk tarımı ile bugünün başlıca ihracatçı ülkesi olmuştur. Böylece, o yıldan günümüze, üretimini üç kat artırarak, dünyanın en geniş pamuk plantasyonunu olan 12 milyon hektara ulaştırmıştır.  Bu alanın %95’i transgenik olup, üretim yalnız Hindistan’a özgü hibrit (F1-Melez) tohumla yapılmaktadır. Transgenik tohum,  uluslararası firmaların yanında, ulusal kuruluşlarca da sağlanmaktadır. Geliştirilen binlerce çeşitle Hint pamuk üreticisi, pembe ve yeşil kurt gibi zararlılar için yılda 20 civarındaki ilaçlama sayısını 2-3’e indirerek üretim masraflarını azaltmışlardır. Son zamanlarda geliştirilen yeni genotipler, zararlılara dayanıklılık yanında, hastalık, emici böceklere, virüslere, kurağa ve tuza dayanıklılık, yüksek lif kalitesi gibi çoklu amaçlara uygundurlar[2]. Belki bu olanaklarla ülke, 2030 yıllarında pamuk üretimini 15 milyon tona çıkartabileceğini öngörebilmektedir. Hindistan’ın 2013 yılında kullandığı transgenik tohumla 2,1 milyar US$ artı değer kazanmıştır.

Günümüz pamuk tarımını yönlendirecek çarpıcı bir atılım gerçekleştirilmektedir: İyi Pamuk Uygulamaları. Uluslararası “Better Cotton Initiative” (http://bettercotton.org/) organizasyonun bu hamlesi ile “pamuğun ekiminden-tekstil satış raflarına tüm ortam, işlem ve çalışanların refahı dâhil, pamukla ilgili her şeyin iyileştirmesi ve standarda bağlanması hedeflenmektedir. Diğer bir ifade ile sürdürülebilir bir pamuk üretimi için gerekli sosyal, ekonomik ve çevresel tedbirlerin alınması sağlanmak istenmektedir. Türkiye’nin de “İyi Pamuk Uygulamaları Derneği (İPUD)” ile (http://www.iyipamuk.org.tr/) devrede olduğu bu inisiyatif ne organik tarım ve ne de transgenik pamuk teknolojisini karşısına almaktadır.

2013 yılında kurulan IPUD, sürdürülebilir pamuk üretimi konusunda dünyada önemi gittikçe artan ‘’Better Cotton’’ lisanslı pamuğu Türkiye’de üreterek, Türkiye’deki pamuk üretimini sosyal, ekonomik ve çevresel anlamda sürdürülebilir kılmak ve Türk tekstil sanayicisinin sürdürülebilir pamukta dışa bağımlılığını azaltmak için çalışmaktadır.

Nazimi Açıkgöz

Not: Bu analiz https://nazimiacikgoz.wordpress.com da aynı başlıklı  yazıdan özetlenmiştir.



[1] http://www.isaaa.org/resources/publications/briefs/51/executivesummary/

[2] Birden fazla karaktere yönelik geliştirilen sıkıştırılmış gen (stacked gen) taşıyan transgenik genotipler, 2014 yılı toplam transgenik ekim alanlarının %28’inde ekilmektedirler.

 
Toplam blog
: 145
: 432
Kayıt tarihi
: 04.01.12
 
 

1964 yılında Ankara Üniversitesini bitiren Nazimi Açıkgöz, doktorasını 1972 yılında Münih Teknik ..