Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Mart '09

 
Kategori
Güncel
 

Türkiye ve S... dosyası

Türkiye ve S... dosyası
 

Fırat ve Dicle; Türkiye'nin bölgenin ve de bölge insanının yaşam kaynağı...


SU DOSYASI, TÜRKİYE JEOPOLİTİĞİNİN EN ÖNEMLİ DOSYALARINDAN BİRİDİR...

Başlarken...

Lozan'a giden Türk Barış Kurulu'na verilen genel direktif içindeki üç dosya ayrı bir önem taşıyordu. Bunlar Kapitülasyonlar, Ermeni yurdu ve Musul dosyaları idi. Bu dosyaların kabul ettirilmesi için savaş bile göze alınabilecekti.

Bu dosyalardan K ve E dosyaları Türkiye'nin istediği şekilde çözüme kavuştu ama Misak-ı Milli'nin özünü oluşturan M dosyası çözümsüz kaldı. Karşıtlar için dosya sepete atıldı; ancak Türkiye, bu dosyasının bir kopyasını sonra çözülmek üzere rafa kaldırdı.

Sonradan ve günümüzde de, bu dosyanın çözümü için fırsatlar çıktı ama, Türkiye önüne çıkan bu fırsatları değerlendiremedi. Giderek de, bu dosya konusundaki ısrarını esnekleştirdi. Bunun nedeni de M dosyası ile ilişkilendirilen K(Kürt) dosyası, başta ABD olmak üzere diğer batılı devletlerin baskısı ile M dosyasının önüne geçti.

Bu dosya için çizilen kırmızı çizgiler giderek soldu ve dolayısıyla da M dosyası, bir kez daha tarihin tozlu raflarına kaldırılmış oldu.


Şimdi önümüzde bulunan dosya S...dosyasıdır...

İstanbul'da toplanan 5.Dünya Su Forumu'nu medyadan izledik. Forumda konuşulanların odak noktasını suyun ticareti oluşturuyordu. "800 milyar dolarlık su pazarı için savaş bile çıkarılabilir" deniyor ve "sudaki karın petrolün %40'ı olduğu" söyleniyordu.

Foruma katılan Türk yetkililer dahil hiç kimse "suyun jeopolitik önemi"den söz etmiyordu. Aslında bu konunun, özellikle Türkiye için jeopolitik önemi, ticari getirisinin çok daha üstündedir.

Jeopolitik konusunda, daha önce yazdığım iki blogda da belirttiğim gibi "akarsularımız", Türkiye'nin jeopolitiğini belirleyen önemli bir unsurdur ve aynı zamanda enerji ve yaşam kaynağımızdır; ve bu nedenle de stratejik bir maddedir.


Fırat ve Dicle'nin jeopolitik önemi...

Bu dosya içinde yer alan en büyük akarsularımızdan ikisi, Fırat ve Dicle'dir. Türkiye'den doğup Suriye ve Irak'ı suladıktan ve bu ülkelere hayat verdikten sonra Basra Körfezi'ne dökülen bu iki akarsu konusunda, forumda da konuşulduğu gibi Türkiye'nin "arabuluculuk" yapmasını da doğru bulmuyorum.

Türkiye ve güneyindeki ülkeler için bir yaşam kaynağı olan bu iki akarsuyun kontrolu tamamen Türkiye'nin elinde olmalı, demokrasi ve insan hakları içerikli bazı oyunlara alet olup bu suların kontrolü uluslararası heyetlere bırakılmamalıdır. Akarsularımızın kullanım inisiyatifi bizde olmalıdır.


S...dosyası da M...dosyasının akibetine uğramamalıdır...

Lozan'dan bu yana 85 yıl geçti...Fırat ve Dicle'nin altından çok sular aktı. M...Dosyası, ucundan ıslandı, yosunlandı ama henüz yeşillenmedi...

Şimdi bu dosyanın yanıbaşında, üzerinde "S" harfi bulunan yeni bir dosya çıktı ortaya...Bu dosyanın da M...Dosyası'nın akibetine uğramaması için aklımızı ve gücümüzü kullanmak zorundayız. Zamanın havasına uyularak verilecek acele kararlar ve ödünler, ileride başımıza büyük sorunlar açabilir.

Günümüzün koşulları, çok nazik bir noktada dengelenmektedir. Bu dengeyi, en ufak ve önemsiz bir hareketle bozabiliriz. Bu denge bozukluğu, hem bizi hem de bölgeyi umulmadık bir felakete sürükleyebilir.

İstikrarsız bir iç politika ya da siyasi istikrar uğruna iç siyasi çıkar çatışmaları ile zaman harcayan Türkiye, başını biraz kaldırıp çevresinde olup bitenlerle ilgilenmez ve gerekli tedbirleri almazsa M...Dosyası gibi S...Dosyası da aleyhine kapanır.

Hem unutmayalım ki, bu S...Dosyası dolmaya devam ederken yakın bir gelecekte karşımıza bir de B...(bor madeni) Dosyası çıkacaktır.


cdenizkent
 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..