Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ocak '12

 
Kategori
Deneme
 

Türkiye'yi tamire soyunanlar

Türkiye'yi tamire soyunanlar
 

Deniz feneri


Türkiye’yi düzeltmek isteyenler, önce kendilerini değiştirip, geliştirmeliler.

“İngiltere’de adamın biri mezar taşına şunları yazdırmış:
 ‘Gençliğimde dünyayı düzelmeye uğraştım başaramadım.
 Orta yaşlılığımda bari çevremi değiştireyim dedim yine başaramadım.
 Yaşlılığım gelip çattı, onlar olmadı ama bu sefer kendimi değiştireyim dedim. Bu sefer ölüm geldi kapımı çaldı.”
 Bu söz bana çok anlamlı geliyor.
 Ben her şeyin, “benim kendimi değiştirebilmemle değişebileceğine” inanıyorum.
 Bunun için de:
  Çok zaman erken sabah uyandığımda Allah’a söz veririm.
 “Allah’ım senin birliğine ve yaratıcılığına inanıyorum, bunun için sana söz veriyorum:
 Yalan söylememeye çalışıyorum.
 Kinden, nefretten, düşmanlıktan uzak duruyorum.
 Dedikodu ve kıskançlık yapmıyorum.
 Paylaşmaya, dayanışmaya, hayra ve barışa yönelik işler yapıyorum.

Gördüğüm yanlışı, elimle, dilimle, gönlümle düzeltmeye çalışıyorum.
 Suçlamadan, ayıplamadan uzak duruyorum, kendi görevlerimi eksiksiz yapmaya çalışıyorum böylece; zihin ve gönül arınıklığına ulaşıyorum.
 Kibirden vazgeçiyorum.
 ‘Kırılmadan kırmadan’ uzak yaşıyorum.
 ‘Özgüvenimi, özdenetimimi, duygudaşlık yeteneğimi, sorun çözücülüğümü ve iş birliğine yatkınlığımı’ geliştiriyorum, duygusal zekâmı artırıyorum.
  Haramdan vazgeçiyorum, helal kazanca yöneliyorum.
  Daima gülen gözlerle insanlara bakıyorum.
 Saygıyı, sevgiyi yüceltiyorum ve onu yaşıyorum, saygınlık kazanmaya çalışıyorum.
  ‘Akıl, ahlak, adalet, adap ve aşk’ beşlisini çok önemsiyorum.

‘Bilme, yapabilme, olabilme, sahip olabilme ve yakın olma ilişkisi’ temel değerlerini benimsiyorum.
 Duyguda, düşüncede, söyleyişte, tutum ve davranışta daima güzel olmaya gayret ediyorum.
 Tüm insanlığa selamet diliyorum, herkesi mutlu görmeyi çok seviyorum.
 Sana sonsuz saygılarımla Allah’ım.
 İşte benim güne başlama duam.
 Belli ki, görülüyor ki insanın “kendini değiştirmesi”, ülkeyi değiştirmesinden çok daha zor.

Ülkenin değişik yerlerindeki PKK tepkisinin yaptırdığı insanlık dışı olaylar, beni dehşete düşürdü! Okuyunca insanlığımdan, öğretmenliğimden utanıyorum! Adamlar çalışanların üzerlerinden kapıları kilitleyerek içeriye Molotof kokteyli atıyorlar! Ne büyük vahşet ya… İşte bu olaylar beni ağlatıyor da bu yazıyı onun için yazıyorum!
 Allah’ım böylelerini ıslah etsin!
 Şimdi bu acımasız güruhla elde edilecek başarı insanlığı nereye götürür?

Kürtleri nereye götürür?

Benim Kürt kardeşlerime önerim; boş verin siz bunları da gelin şu gerçek kardeşliği yaşayalım ve yaşatalım!                                                                                                                                         Atalarımız; “oğlan deli, deli ama bizim oğlan!” olmaz!

Ve yine "akılsız dostun olacağına akıllı düşmanın olsun!” demişler.
 Bunlardan, böylelerinden, böyle insanlaşamamış yaratıkları kullanarak başarı uman ayrılıkçı Kürtler; 1917 “Bolşevik ihtilalı” sonrası, ihtilalda kullanılan o elemanların, SSCB devlet yöneticilerine çektirdiklerine bir baksınlar.

En sonunda Stalin bunları Rusya’dan kovarak ülkeyi kurtuluşa erdiriyor.
 Bütün samimiyetimle söylüyorum işte; gerçek anlamda bir ayrışmaya gerek yok!

Bunu çoğunluk tarafından birisi olarak söylüyorum; bizim Kürtleri ayrı, gayrı gördüğümüz yok ama görülüyor ki bir kısım Kürt insanı bu yönetimde rahat edemiyormuş.                                            Doğrudur!                                                                                                                                             Daha önce de söyledim; "T. Cumhuriyet yasaları" ırk üzerine yapılmamıştır. Eşit vatandaşlık üzerine yapılmıştır.                                                                                                                                    Yaşamında rahatsızlık duyan her vatandaşın yapması gereken iş, yasalar üzerinden hakkını aramaktır. İş Kürtlerin yapmak istedikleri gibi asla çözülemez.

İşte o zaman bu ülke toprakları kan gölüne döner ki bunun da kazananı olmaz! Olsa bile tadı olmaz! Ben şunu hatırlatmak istiyorum en samimi duygularımla; ayrışma olsa bile bu savaşarak olamaz! Ayrışma bile Türklerle Kürtler arasındaki; saygının, sevginin en yüce hal almasıyla olabilir.

Tıpkı Çeklerle Slovakların yaptığı gibi…
 Herkesi öncelikle kendini değiştirmeye daha sonra ülkeyi değiştirmeye çağırıyorum! Bakın o zaman işler ne de tatlı olacak canlarım!
“Gelin canlar birlik olalım… Sevgiye durak olalım…”
 Saygılarımla…


  

 
Toplam blog
: 1253
: 175
Kayıt tarihi
: 04.07.10
 
 

1949 yılında Söke Nalbantlar köyünde doğdum. Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik bölümünden mez..