Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Kasım '16

 
Kategori
Tarih
 

Türkler çok uzun yollardan gelmişler

Türkler çok uzun yollardan gelmişler
 

Görsel alıntı


Gurur ve onur duyduğumuz Türk kimliğinin soyağacını araştırmaya kalktık.

Lakin yandaki görselde de görüldüğü gibi Türk kimliğini yazmak için kalemler yetmez, parmaklar tuşlarla baş edemez.

Türk Tarihinde, Türkler İnsanlığın, zarafetin, kahramanlığın, tevazuun, çalışkanlığın, zekânın, sevginin, saygının ve dostluğun ne olduğunu doğudan batıya, batıdan doğuya taşımakla  insanlık adına önemli bir görev yapmışlardır.  

Öncelikle Türklerin kökünün nereden geldiğini bilmemiz gerek;

Evet, İnsanoğlunun var olmasının babası Hz. Âdem, 

İnsanoğlunun dünyaya yayılmasının babası ise HZ. Nuh’tur.

Hz. Nuh’un oğulları çeşitli kıtalara yayılmışlardır. Biri Avrupa kıtasına, biri Afrika kıtasına ve diğeri Asya kıtasına yayılmışlardır. Amaç yeni, nesiller, yeni kültürler, soyları genişletmek ve dünyanın her tarafına yayılmak.

Türklerin soyu Türk Handan gelmektedir ve adını da Türk Handan almıştır. Türk Hanın özellikleri edepli, ahlaklı, dürüst, cesur ve iyi kalpli olmasıydı.

Böyle bir iddia inanılır olmaya bilir. Lakin Macaristan’ın soyu Atilla Han’a dayanır ve Atilla Han Avrupa Hun İmparatorluğu’nun hükümdarı ve Türk’tür.

Türkler dünyaya huzur, adalet, insanları eşit sayan bir ideal verme amacını gütmüşlr. Sonra bu düşünce “ Cihan Hâkimiyeti”ne kadar sürmüş.  

Bozkır bir halk olan Türklerin töreleri de bu tarihlerde oluşmuştur. Türklerin tarihi dünya tarihinin önemli bir parçasıdır.

Avrasya ve Kuzey Afrika’da ortaya çıkan her halkın tarihi uzaktan veya yakından Türklerin hareketlerinden etkilenmiştir.

Türkler doğu kültürlerini batıya ve batı kültürlerini doğuya taşımakla önemli rol oynamışlardır.  

Türklerin Beş bin yıllık” kayıtlı “tarihleri vardır: Asya, Avrupa ve Afrika’ya yayılmışlardır.   

Orta Asya’dan yayılma sonucu Türk kültürü farklılaşır. Kültürleri, temel olarak değişmemiş lakin gidilen yerlerde farklı, farklı kültürlerin oluşturulması söz konusudur.

Yayılma yedi bin yıl önce başlamıştır. Kimi Türkler bozkır kültürünü yaşarken kimileri de yerleşik hayat kültürünü yaşamışlardır.

Türk denilince belirli bir zümre veya belirli bir coğrafya değil, Asya’ya yayılmış nüfus olarak bakmak gerek.

Asya kıtasına Hz. Nuh’un oğlu Yasef yerleşmiştir. Zaten bu konu Tevrat ve İncil’de geçmektedir.  

Yasef zamanında devlet veya ülkeler yoktu. Obalar halinde kültürler yaygınlaşıyordu. Yasef’ten sonra Türlerin soyu artmıştır.

Türkler dün değil asırlar önce dünyanın her tarafına yayılmışlar.

Batıdan doğuya, doğudan batıya insanlığı, kahramanlığı, çalışkanlığı, zekâyı, sevgiyi, saygıyı ve dostluğu beraberinde götürmüşlerdir.

Türkler çok önemli bir soydan, çok uzun yollardan gelmişler, yorulmuşlar, yaşlanmışlar, esasa göç edenlerin yerine yeni doğanlarla artmışlar.

Güvenilmez komşularına rağmen temeli sağlam ve uğruna nice canlar feda edilen Türkiye’de yaşamlarına devam ediyorlar.

Atasözünde ” Atasını tanımayan….. Peşinden gezer” denir. İşte bizde atamızı, ecdadımızı tanımalıyız ve onlardan ders almalıyız 

Türk Gençliği ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak isteyecektir. Et ile kemik gibi bir bedende olacak, ülkesi ve toplumu için başarıdan başarıya koşacaktır.

Dileğimiz öyle bir gün gelsin ki Türkler yine insanlığı doğudan batıya, batıdan doğuya taşısınlar.  

 

Kıymetli okurlarımıza saygılar sunuyorum.

Mehmet BURAKGAZİ / MERSİN

 
Toplam blog
: 608
: 2204
Kayıt tarihi
: 12.04.12
 
 

Bingöl'de, Baharın son ayında, ikindi üzeri un ambarı (kiler) arkasında, ebesiz, hemşiresiz, Emin..