Türkler Müslümanlığı kabul etmeselerdi Türkiye bugün Amerika’yla yarışıyordu

Osmanlı fütuhatının temelinde “cihat” vardı ama Sencivanoğlu orta Afrikalara Türk’ün gücüyle gitmişti; çünkü Türkler zaten savaşçı bir milletti. Savaşçı bir millet olmakla Amerika’yla yarışmanın ne ilgisi vardı demeyin zira o zamanların ilmi, fenni de savaştı.

Gerçi Müslümanlığı kabul etmeseydik yine bazı inançlarımız olurdu ama Müslümanlık sanki ilme ve fenne karşı bir inançtı; ya da öyle algılanmaya müsaitti. Bunu Müslüman ülkelerin tamamının geri kalmış olmalarından anlıyoruz.

Araplar gibi Türkler de tembelliğe meyilli bir millet. E Müslümanlık da “Allah herkesin rızkını verir” diyor. Müslümanlıktan algıladığımız, bunun için de dua etmek yetiyor… Dinin bu yapısı (veya yanlış algılanan bu yapısı) Türk’ü durdurdu ki Arap zaten duruyordu. Bu durumu İslamiyet düşmanlarının dine karşı olmak için ileri sürdükleri söyleniyor ama vakıa biraz da gerçek yani. Petrolü, hacısı olan Arap ülkeleri iyi durumda, diğerleri fakir. Suudilerin elinden petrolü ve hacıyı al, al sana Somali!

Bunlar tamam da “Müslümanlığı kabul etmeseydik Amerika’yla yarışırdık” iddiasının bir de Türk’ün yapısıyla ilgisine bakmak lazım. Müslüman olmadan önceki Türklerin durumuna bakarak bu konuda fazla umutlu olamıyoruz; çünkü belki de Tarkanların işi gücü Viking kızlarıyla oynaşmaktı. Bu konuda Türkün dünyaya yayılması bana ilginç geliyor. Yani bu Turan ırkında bir arayış ruhu var gibi. Bilge Tonyukuk okuduğumuz tarihe göre hiç öyle allame işlerle uğraşmamış. Yani günümüzde yaşasaydı Kozmonot Gagarin’di.

Türkler aslında fütuhatlarda dünyanın kendilerine dar geldiğini, başka dünyalara açılmak istediklerini göstermişler ama Fatiha misyonu ellerini kollarını bağlamış. Yani sonuçta dinle de bir yere gelemedik. Ayetlerdeki soyumuzla ilgili övgü bize yetiyorsa mesele yok, biz öbür tarafta Ay’a gideceğiz diyebiliriz. Ama işin gerçeği Müslümanlık Türklüğün ilerlemesini durdurmuştur.