Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ağustos '07

 
Kategori
Haftasonu
 

Türkmen Dağı -1 (Çifteler Çeşmesi)

Türkmen Dağı -1 (Çifteler Çeşmesi)
 

Ağaçlarının gölgesiyle birlikte aracımıza vuran güneş ışınlarının parlaklığıyla, yolumuz sık çam ağaçlarıyla sıralanmış orman yoluna doğru saptı. Aracın camını aralayıp temiz havayı içime çekerken her yer çam kokusu, Ağustos böceği ve kuş cıvıltılarıyla çınlarken sanki başka bir boyuta yolculuk yapmaktaydım. Şehrin kalabalığından uzak, oksijenin en üst seviyeye tırmandığı, gökyüzüne biraz daha yaklaştığım temiz, doğal hayattaydım. Aracın tekerlerinin geçtiği yerde çıkardığı yaprak ve kuru odun sesleri bana yabancıydı…

Kütahya şehir merkezinden, doğu yönünde Türkmen Dağı eteğinde yaklaşık 45 dakikalık bir süre sonunda 1500 m yüksekliğindeki Çifteler Çeşmesi diğer adıyla İkiz Çeşmeler denilen bir alana ulaştık. Belki 150 belki 200 yıllık çamların arasında yemyeşil düzlük bir alan. Küresel ısınmanın alarm verdiği şu günlerde buz gibi çam kokan suyunun akması bizi sevindirdi. Serinlemek için elimi ve yüzümü yıkarken alnımdan enseme doğru kayan suyun klimadan gelen soğuk rüzgar gibi serinletmesiyle sanki ellerimin donduğunu hissettim. Suyun madenli ve akıp giden bir tadı vardı. Akan su Ağustos ayı sonuna kalırmıydı bilinmez ama o sıcakta Allah’ın bir lütfuydu. Bu sene kar ve yağmur az yağdığı için çeşmenin iki oluğundan da parmak inceliğinde akmaktaydı. Misafiri olduğumuz o yörenin halkından olan arkadaşlarımız yeterli yağış olmadığını her yıl en az bir – bir buçuk metre karın Nisan ayına kadar kalkmadığını hatta yağsaydı Mayıs sonu yada Haziran başında kar helvası bile yiyebileceğimizi belirttiler. Bu arada kar helvası dedim şu sıcak odada bilgisayarımın başında canım çekti doğrusu . Kar helvasını yiyipte bilenleriniz vardır. Hafif buzlu kar, pekmezle karıştırılır biraz sulu biraz karlı kaşıkla dilinizin ucuyla ağır ağır yemesi çok güzel olur. İnşallah seneye diyerek biraz ormanı keşfetmeye çıktık. Yaklaşık bir saat kadar yürüyüşte yayladan geçtik. Çevre köylerden yaylaya gelen Yörükler burada çadır kurup, hayvanlarını otlatıyorlarmış. Maalesef henüz gelmedikleri için sizlere resimlerle yansıtamadım. Öyle güzel resimlerde çektim ama bu arada fotoğraf makinemin azizliğine uğradım. Yedek pil almadığım için şarjı beni yarı yolda bıraktı Allahtan cep telefonları icad oldu da imdadıma yetişti. Fotoğrafların bir kısmını telefonla çektim. Bu kadar temiz havadan sonra karnımın acıktığını hissettim. Doğanın tam ortasında yeşilin tonlarıyla hem yemeğimizi yedik hem çevreyi izledik. Sohbetler, çaylar, meyveler derken insan buradan ayrılmak istemezdi.

Av ve yaban hayvanlarının ve yaban hayatının korunduğu, geliştirildiği, av hayvanlarının yerleştirildiği yaşama ortamını iyileştirici tedbirlerin alındığı ve gerektiğinde özel avlanma planı çerçevesinde avlanmanın yapılabildiği sahalardan biri olan bu alanda Türkmen Baba Geyik Yaban Hayatı geliştirme Sahası (Merkez Türkmen Dağı) Geyik üretme alanı olarakta korunan orman bir çok canlının neslini sürdürebilmesi içinde doğal bir ortamdı. Kekik kokularıyla çamın birleştiği, ormanın sesiyle, ağaçların nefesiyle kuşların seviştiği güzel mekandan ayrılıp Türkmen dağına doğru yola koyulduk…

Not: devamı 2.bölümde.

 
Toplam blog
: 82
: 1963
Kayıt tarihi
: 13.10.06
 
 

Müzik ve amatör fotoğrafçılıkla ilgileniyorum. Yazma isteği içimde vardı. Mutlaka bir gün düşünce..