Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Mart '08

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Türkuaz formalarımız

Türkuaz formalarımız
 

A Milli Takımımız için tasarlanan formaların tasarımı biraz fazla sade değil mi?


Günlerdir bir forma tartışmasıdır gidiyor. A Milli Takımımız 2008 Avrupa Şampiyonasına hazır bir görüntü vermemekle beraber ne yazık ki daha formalarımızın bile nasıl olacağına karar verebilmiş değiliz. Birçok gazete kendilerince anketler düzenleyerek genel olarak halkımızın formaları beğenip beğenmediği hakkında sonuca ulaşmaya çalışıyor. Sonuçların hepsini ne yazık ki bilemiyorum ama şu söyleyebilirim ki yeni türkuaz formalar ben dâhil çoğu kimsenin hoşuna gitmedi. Spor yazarlarımızdan Mehmet Demirkol uzun bir zaman önce Türkuaz formaları öven bir köşe yazısı yazmıştı benim aklımda bir tek o yazı kaldı elle tutulur bir yorum olarak. Sayın Demirkol formaları beğendiğini belirtmişti yazısı da gayet güzeldi mantık olarak ama formalar güzel tasarlansa idi. Görünen o ki bu formaları içimize sindiremeden şampiyonaya gideceğiz. Bir kaç gün evvel Belarus ile oynadığımız hazırlık maçında ilk kez formalarımızı sahada görme imkânına sahip olduk. Açıkçası çok şeyler beklediğimiz 2008 şampiyonası öncesinde türkuaz formalarımızla milli takımımız sahada silik bir performans ortaya koydu. Maçın performansını şimdilik yorumlamaya gerek yok dilerim takımımız şampiyonada 2002 günlerine geri döner. Biz gelelim esas konumuz olan formalara. Türkuaz rengi kültürümüzde olan bir renk tabiî ki seve seve kullanabiliriz. Kırmızı Beyaz renklerimiz ise bayrağımızın renkleri olduğu için her zaman bizim en çok sevdiğimiz iki renk olmuştur. Sayısı az olmayan birçok futbolsever Kırmızı Beyaz renkleri bir potada eritip güzel bir formanın tasarlanmasını istiyor. Bir kesim ki bu kesim sayı olarak daha az, herhangi bir rengin kullanılmasını fakat tasarımın öne çıkmasını istiyor. Halk arasında deriz ya “İçimiz yatacak” işte böyle bir formanın peşinde halkımız. Düşünüyorum da iki güzel rengimiz varken yıllardır bir tane düzgün forma kalıbına oturamadık. Sanırım bu konuda bana çoğunuz katılacaksınız. Peki, hiç mi güzel formamız olmadı? Diye sorarsanız, size 2002 dünya kupasında giydiğimiz formalarımızın gerçekten güzel olduğunu söyleyebilirim. 2002 sonrasında futbolumuzda ne yazık ki büyük bir gerileme yaşandı ve zar zorda olsa 2008’de tekrar bir çıkış şansı yakaladık. Bu çıkışımıza en güzel şekilde hazırlanmanın bir adımı da formalar. Bakıyorum türkuaz rengimiz ne yazık ki soluk duruyor sahada. Özellikle Belarus maçında daha da bir dikkat ettim futbolcularımızın adları ne yazık ki rahat okunamıyor. Sebebi belli yazıların yetersiz derecede silik olması. Beyaz üzerine türkuaz kabul edelim ki iyi bir tercih değil. Tasarım olarak da çok büyük emek harcanmış gibi durmuyor. Yani 100 tane ilkokul öğrencisine kâğıt kalem ve bu iki rengi versek sanırım 50 tanesi buna yakın tasarım yapabilirler. Formamızın tasarımında kimler görev aldı bilemiyorum ama eğer bu işin eğitimini almış kişilerse ne yazık ki bu yaptıkları tasarım kötü. Düşünelim hep beraber hatta biraz da mizah katarak olaya yaklaşalım firma toplanmış ve takımımız için forma yapacaklar acaba neler konuşuyorlar onu merak ettim nasıl tartışıyorlar ve bu kararı alıyorlar. Elbette tek forma tasarlamıyorlardır. Peki tasarladıkları içinde en çok beğendikleri ve seçtikleri bu ise birde kötülerine bakabilir miyiz? Şimdi konuşmalarına gidelim bu firmanın( Tabiî ki mizah katıyoruz.)


“Eee, Hasan Bey nasıl bir renk düşünüyorsunuz acaba formalarımız için”

“Murat Bey, ben ve ekibim sıkı çalışıyoruz ve size en güzel formamızı hazırlıyoruz. İnanın herkes çok beğenecek. Hem kültürümüzde olan renkleri formamızla buluşturuyoruz.

“Harikasınız, evet bir görelim bakalım nasılmış bu formalar?”

“Buyurun Murat Bey, işte formalarımız bunlar türkuaz rengini kullandık tasarım çok özel altı türkuaz üstü beyaz. Herkes çok beğenecek. Bu forma tasarımı için tam 3 aydır çalışıyorduk.”


İşin esprisi bir yana yani o kadar ekip o kadar masraf ve ortaya çıkan tasarım altı türkuaz üstü beyaz. Bu mu dur yani? Çabaların sonucu. Ne bileyim iki rengi birleştirmenin en kolay yolu nedense bu kadar eğitim almış tasarımcıların tercihi olmuş. Kırmızı ve ortasından beyaz şerit geçen nostalji formalarımız geçmişi hatırlamak ve yaşamak için gayet hoş ama bence 2008 nostalji olacaksa hatırlarımızda yeni tasarım formalarımızla kaliteli oyunumuzla kalmalı. Statta yüzlerce taraftarımız bu formaları giydiği zaman tribünlerde gözlerimiz kamaşmalı. Demiyorum ne renk varsa kullanalım. Bayrağımızın renkleri ilk tercihimiz olsa o güzel iki renk ile güzel bir forma tasarlansa çok daha hoş olur diye düşünüyorum. Kaldı ki diğer formamızda istediğimiz iki rengin güzel canlı uyumu ile tasarlanıp şampiyonada giyilebilir. Türkuaz rengi kötü renk değil ama formalarda iyi durmamış bunu gördük. Bu rengi daha canlı şekilde uygulayabilselerdi ortaya göze hoş gelen bir forma çıkabilirdi. 2008 Avrupa Şampiyonasında dünya sahnesine çıkacağız orada yapacağımız şovlar ile turnuvada güzel izler bırakabiliriz. Şanslıyız ki birçok gurbetçi takımımızı desteklemeye gelecek ve onlarda üzerine formalarını giyecekler. Tasarım yapılırken buda düşünülmeli, o kadar taraftarın aynı anda giydiği zaman TV’lerde ve statlarda maçı izleyenlerin aklında yer etmeyi başaracak formaların yapılmasını istiyoruz. Silik forma yapılacaksa o zaman koskoca sponsorların kapısına neden gidiyoruz. Bu formaları Türkiye’de herhangi bir atölyede yapabilir. Tamam, kalitesine bir şey demiyoruz ama madem bu formalara yatırım yapılıyor o zaman içimize sinecek bir şey yapılamaz mı? Yaparlar birkaç forma koyarlar internet ortamına ufakta olsa bir halk oylamasına tutulabilir ne olacak ki. Hem de halkımızın görüşü alınır. Ondan sonra yaparsınız en çok beğenilen formayı. Bizim için bayrak her hangi bir ülkenin bayrağı gibi olmadığı için gönlümüz kırmızı beyazdan yana ama yenilenen futbolda artık bizde değişim rüzgârı ile sahalarda akıllarda daha çok kalabiliriz. Sonuçta formamızın rengi ne olursa olsun orada göğüste kırmızı beyaz bayrağımız duracak. Ufak bir ekleme yaparak yazımı bitirmek istiyorum. Turnuvaya aylar kala Fatih Terim hocamızın açıklamalarından “Daha yeni başladık, yolun başındayız” diye söylediği sözlere dikkat çekmek istiyorum. 2 ay kalmış ve daha yeni başladıysak ben bu turnuvadan çok şey beklediğimi söyleyemeyeceğim. 2008 şampiyonası açıklamaya bakılırsa bize kısa bir Avrupa gezisi olacak gibi gözüküyor. Bu saatten sonra formamız değişir mi diye çok kafayı yormaktansa sanırım bizim futbolumuz güzelleşir mi diye sormamız lazım kendimize. 8 hafta kaldı ligimizin bitmesine dilerim kazasız belasız bir lig olur ve oyuncularımız şampiyonaya hazır olurlar. Saygılarımla.

 
Toplam blog
: 180
: 4193
Kayıt tarihi
: 13.11.06
 
 

Kariyerini Uzakdoğu sahne ve televizyonlarında geliştiren  sunucu, şovmen, yazar, oyuncu Uğur Rıf..