Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ekim '15

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Türkülerimiz... Hele de Karadeniz türkülerimiz...

Türkülerimiz...  Hele de Karadeniz türkülerimiz...
 

www.karalahana.com


Ah şu kemençe, tulum ve Karadeniz, Karadeniz, Karadeniz…
 
Karadeniz türkülerimizden iki örnek:
 
“ Eski çocukluklarımı, eski arkadaşlarımı
Düşündükçe hatırlarım, eski sevdaluklarımı
Eski geçen günlerimi hatırladıkça ağlarım
Ağlasam da sızlasam da geri gelmez o yıllarım
***
Eski okul yıllarımı, eski fakirliklerimi
Düşündükçe hatırlarım, eski pişmanlıklarımı
Eski gurbet yıllarımı, askerlik anılarımı
Ağlasam da sızlasam da geri gelmez o yıllarım
***
Düşündükçe hatırlarım, gurbet hatıralarını
Eski yayla günlerimi, eski eğlencelerimi
Düşündükçe hatırlarım, eski muhabbetlerimi
Ağlasam da sızlasam da geri gelmez o yıllarım “  (Adem Ekiz)
 
Ne diyor Karadenizli Ozan: “Eski geçen günlerimi hatırladıkça ağlarım / Ağlasam da sızlasam da geri gelmez o yıllarım” Mısralar ne kadar güzel, ne kadar anlaşılır değil mi?!.. Aklın başa geldiği dönemlerdeki ahlar, vahlar, pişmanlıklar, şanssızlıklar ancak bu kadar kolay ve etkilice dile getirilebilir… Bunu da ancak Karadenizli ozanlarımız yapar… İşte Karadeniz türkülerini bize sevdiren de bu; sevdaluklarını (sevdalarını), sevinçlerini, hüzünlerini, acılarını, kederlerini, duygu ve düşünceleri ile hayattan çıkardıkları dersleri hepimizin kolayca anlayacağı şekilde dile getirirler… Kemençe ve tulum eşliğinde ne kadar dinlersek dinleyelim doyamayız türkülerimize…
-Eski geçen günlerimi hatırladıkça ağlarım…
-Ağlasam da sızlasam da geri gelmez o yıllarım…
Bu türkü, ileri yaştakileri hedef almış;  hani Bilge Kağan Tonyukuk yüzyıllar evvelinden uyarmış ya bizleri: “Göz odur ki dağın ardını göre; akıl odur ki başına geleceği bile…” diyerek, bunu görüp anlayamadan yaşayıp yaşlananlara sesleniyor.
Ancak…
Gençlerimiz de bu türkü sözlerini bir kağıda yazıp ceplerinde taşısınlar ve sık sık okusunlar, derim…
Not: Söz Yazarını, Adem Ekiz olarak yazdım, ama şayet asıl sahibi; “Bu benim güftemdir” derse düzeltirim…
 
Çok sevdiğim başka bir Karadeniz türkümüz:
 
“ BEN SENİ SEVDUĞUMU  DÜNYALARA  BİLDURDUM   
 
“ Ben seni sevduğumi da
Dünyalara bildurdum
Endurdun kaşlaruni
Babani mi eldurdum
 
En dereye dereye da
Al dereden taşlari
Bizden geçti sevdaluk
Al cebumden saçlari
 
Kız evunun onine da
Sereceğum kilimi
Oldi hayli zamanlar
Görmedum sevduğumi
 
Yaz geldi bahar geldi da
Açti yeşil yapraklar
Ben sana doyamadum
Doysun kara topraklar “   (Trabzon – Hasan Tunç)
 

Söz yazarı ozanımız diyor ki: “Ben seni sevdim ve bu sevgimi de dünyalara bildirdim.” Demek istiyor ki, senin ve benim birbirimizi sevdiğimizi, ikrar kıldığımızı, yuva kurmak için sözlendiğimizi seni ve beni tanıyan eş, dost, akraba, herkes biliyor; iyi de sen neden oyunbozanlık yapıyorsun!..  Neden bu güzel sevgimizi hançerliyorsun!..
Oluyor can acıtan, istenmeyen haller, Karadenizlinin deyimiyle sevdaluklarda ve işte o zaman da böyle iç acıtan türküler yakılıyor. “Cerrahpaşa” gibi, “Giresun’un içinde vurdular” gibi , “Nenen çarık giyerdi bunları unuttun mu”    gibi…
Dinleyelim türkülerimizi…
Daha çok sevelim birbirimizi…
Dağın ardını görerek ve başımıza gelecekleri bilerek…
 
Selam, sevgi ve hürmetlerimle efendim…
 
 

 

 

 
Toplam blog
: 323
: 2029
Kayıt tarihi
: 04.09.06
 
 

Yaşanan her hayat en iyi hayattır; yeter ki içinde kötülük olmasın!.. ..