Türkün demokrasiyle imtihanı

Cumhurbaşkanlığı süreci devam ediyor. Abdullah Gül Cumhurbaşkanı olsun olmasın tartışmaları sürüyor. Hâlbuki seçimden yeni çıktık. Daha sandıkların üstü bile tozlanmadı. Sandıktan Güle Cumhurbaşkanı ol mesajı çıktı. 118 lik dede ben bunun için sandığa geldim oyumu kullandım dedi. Bir de örtülü olarak eğer göremezsem gözüm açık giderim demek istedi.

Her tarafta Gül konuşulur oldu. Hatta yurttaşlar birbirlerine gül alıp gül vermeye başladılar.Çiçek dükkânlarında bile en çok tercih edilen çiçek gül oldu. Bahçıvanlar gül yetiştirdiler, dükkân sahipleri gül yetiştiremediler. Oysa bizim bildiğimiz şimdi gül mevsimidir. Dikeni bilirdik de güle düşman olmayı bilemezdik. Seveninin çokluğu yanında meğer gülünde istemeyeni varmış! Halk bülbül olmuş, ahü zar ediyor güle.

Bülbülün derdi gül Vatandaşın derdi de Gül. Fakat araya girenler var. Bülbülü ürkütenler, gül bahçesinden kovanlar kovmaya kalkışanlar… Kimi kimin bahçesinden kovalıyorlar?

Bu kadar benzetmeden sonra sadede gelelim isterseniz. Bunu tarih yazdı beyim. Bir zamanlar Türkün ateşle imtihanı vardı. Çok şükür bu imtihanı başarıyla geçti. Şimdi sırada Türk’ün Demokrasiyle imtihanı var.

Nedir Demokrasi? Burada açıklayacak değilim. Herkes biliyor. Köylüde şehirlide. Bilmeyenlerde biliyor aslında ya. Bilmezden gelmenin bir anlamı yok. Bu ne inatçılık böyle? Bu ne kutupçuluk? Sn Abdullah Gül’e Cumhurbaşkanlığı gül gibi yakışıyor işte. Olmaz diyenler gerekçelerini sıralıyorlar. Gerekçelerine bakıyoruz. Neymiş? Bu milletin değerleri…

Kendini kanaat önderi olarak görenlerin çoğu benim sosyal demokrat bir insan olarak gördüğüm Sn. Gül’ün eline su bile dökemezler. Eğer demokrasiyle olan imtihanı kaybedersek demokrasiyi körün fili tarifine benzetiriz. Bir daha toparlayamayız. Çığırtkanlıkları marazi bir hastalık haline gelenler var ya işte onlar. Bülbülü kaçırdıkları için ellerine kına yakarlar artık.

Kim ne derse desin. Bu konuyu ben Türkün Demokrasiyle imtihanı olarak görüyorum. Var mı başka yorumu olan?