Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Kasım '13

 
Kategori
Siyaset
 

Türlü türlü sorunlar türbanlanırken

Türlü türlü sorunlar türbanlanırken
 

*Türban;

Ne oldu çözüldü mü sorunlar girince türban meclise... Bunca yıl mağdur edebiyatı yaptınız... Dini siyaseti alet etmeyi bırakın dini kullanmaktan siyaset yapamadınız.  Grup toplantılarınız sanki cuma hutbesi... Marmaray açılışı yapıyorsunuz sanırsın kuran kursu açılıyor… Eee şaşmamak lazım cumhurbaşkanı vip hacı, başbakan imam olursa ülke de cami yaşatma dernekleri gibi yönetilir...

Bunca yıl bir bir dini değerleri sömürerek insanları aldattınız, kullandınız... Kadınları başı açık, kapalı diye sınıflandırdınız... Kaç çocuk doğuracağından, nasıl doğurması gerektiğine kadar fetvalar verdiniz…  Bu gezi-ci, bu marjinal, bu provokatör diye size karşı duranları hep dar kalıplar içerisine soktunuz... Muhalifleri mit oyunlarıyla olmayan şeylerle, yıllara, müebbette mahkûm ederken, terörist başıyla gizli gizli görüşmeler pazarlıklar yaparak demokratik açılım adı altında olmayan şeyi açmaya çalıştınız... Görsel yazılı basından tutun da çiftçiye kadar insanlara korku aşılayarak sindirmeye çalıştınız… Yurdun dört bir yanındaki gezi eylemlerinde, ODTÜ’de binlerce, yüzlerce fidanları gözünüzü kırpmadan katlettiniz, yaktınız, yıktınız, biber gazıyla boğdunuz ama siz bir fidan için bir günde yasa değiştirerek hukukun arka bahçesini kullanarak fidanımızı yedirtmeyiz dediniz... Acaba neydi o fidanı sizin için önemli kılan unsurlar... Sizi bu denli olağanüstü bir çabaya ve telaşa sevk eden kaygılar...

Kendiniz varsıllaştıkça varsıllaşarak halkı yoksullaştırdınız. Ben kendine müslüman diye buna derim... Çünkü kendi dinimize serbestlik getirirken başka dinlerin ibadet özgürlüğüne kep vurdunuz... İzne, pazarlıklara tabi yaptınız… Okulları imam hatibe, boş arazileri ormanlık alanları camiye, avm’lere çevirdiniz…  Hep kendinize demokrasi hep kendinize... Ama şunu unuttunuz tek yönlü demokrasiye demokrasi denmez onu hesaba katmadınız… Hoş demokrasinin tanımını bilmeyenleri de ayakta uyuttunuz… Herkes demokrasi diye diye anormal anormal dolaşırken birden normalleşiyoruz dediniz.

Şimdi soruyorum on bir yılda hangi sorunu çözdünüz… TSK çöktü, yargı bağlandı, polis kukla… Emeklinin elinden haklarını bir bir aldınız… İşçinin ise hala almaya çalışıyorsunuz. Eğitim sistemi çorba, çocuklarımız deneme tahtası oldu… Gün geçtikçe çoğalan işsizler ordumuzu görmezden geldiğiniz yetmiyormuş gibi seninki de işsiz oluversin dediniz… Hapishaneler doldukça yenilerini yaptınız… Bir veya iki olan icra daireleri altıya yediye çıkarken törenlerle açtınız… Özelleştirmeler, ihaleler adrese teslim…

Kısacası kendinizden olmayanlara yaşam hakkı tanımadınız... Sivas’ta yananlara hayırlı olsun dediniz… Bir taraftan özgürlük, demokrasi derken diğer taraftaki yüzde ellinin özgürlüğünü çalarak, diktatör uygulamalara imza attınız… Güzelim safi, berrak, olan dini duygularımıza siyaset gibi kirli oyunlarınızla kirlettiniz…   

Ve üzümü yiyip bağını sormayan bir zihniyet üretimiyle türban kamusal alana girdi. Bir tek özgür olmadığımız alandı sanki de büyük bir başarı kaydedildi… Başı açıklar kirlendi… Pantolon, kırmızı ruj yasaklandı…

Eee dedik ya bırak bağcıyı, üzümünü yemeye bak… Sonuçta tüm Türkiye’nin değil belli bir zümrenin başbakanı olduğunu “benim” ile başlayan cümleleriyle yıllardan beri zaten perçinlemiş oldu…

Sonuçta kime sorsanız kimsenin türbanla bir derdi olmaz, olamaz da asıl sorun hala kadına şiddetin çözümü bulunamamışken, kadını ikici planda tutarlarken, bir tahrik aracı olarak görürlerken, tecavüzü tacizi kıyafetine bağlayıp hak sayıp türbanı sus payı niyetine reklamasyon aracı, siyaset aracı yapmaları… Özellikle seçim yaklaşırken bir yatırım olarak görmeleri…

Her şeyi değiştirebilirsiniz, ileride doğabilecek sorunları da öngörerek kendinize göre çeki düzen verebilirsiniz lakin vicdanlardaki yerinizi asla değiştiremezsiniz… Bırakın divanın yücesini, küçüğünü de hangi mahkeme aklar sizi…

Hangi kirli işleri örttü,

*Türban…

* Her şeyin başına ve sonuna türban konunca arada kalan sorunlar, sesler, yazılar görünmezmiş… Siz de görmeyin… Aklınızda bu yazıdan sadece türban kelimesi kalsın. Sonuçta güllük gülistanlık bir ülkede yaşıyoruz, yaşasın türbanımız…

 
Toplam blog
: 255
: 326
Kayıt tarihi
: 26.11.10
 
 

İzmir doğumluyum. Uzun düşünceler, kısa şiirler hayatımın büyük bir bölümünü kaplar. Öyle gökkuşa..