Tutarsızlık...

Güvensizliğin temel nedenlerinden bir tanesi de insanların davranışları ile söylemlerinin

Arasındaki fark yani derin uçurumdur. İnsan davranışları üzerinde düşünce yürütmek isteyenler bu davranışları birbirine uydurmakta, bir kalıba sokmakta çektikleri zorluktan çok çekerler. Çünkü bu davranışlar birbirine öyle aykırıdır ki aynı tezgâhtan bu kadar çeşitli kumaş çıkması nasıl mümkün olabilir diye şaşar kalırsınız.

Tarihin tozlu sayfalarına baktığınızda bu davranışlara örnek gösterebileceğimiz çok kişi vardır hepimizin tanıdığı. Günümüz siyaseti öyle bir hala gelmiş ki kimi örnek vereyim diye düşünüyorum.

Bir insanı, yaşadıklarına bakarak yargılayabileceğimizi sanırız. Ama inanç ve adetlerimizin kökenindeki tutarsızlığı gördükçe nama öyle geliyor ki büyük yazarlar da her yerde her zaman hep aynı kalan varlık olarak görünmede yanılgı içinde olmuşlardır.

Yazarlar insanın herkesçe bilinen bir yüzünü alıyorlar sonra bütün hareketlerini bu yüze uydurup anlatıyorlar diğer tarafından uyduramadıklarını da bir kenara koyuyorlar unutturmaya çalışıyorlar.

Her gün yaşadığımız şey özlemlerimizin ardından rastlantıların rüzgârıyla sağa sola, yukarı aşağı gitmektedir. Ne istediğimiz ancak bir şey istediğimiz anda düşünürüz, bukalemun misali değişir dururuz.

Şimdi ileri sürdüğümüz bir düşünceyi bırakı sonra tekrar ona döneriz, hep gidip gelmeler sıkıntılar kararsızlık ve salıntılar. Bir nehrin akıntılı veya durgun oluşuna göre girmiyoruz götürülüyoruz. Veya kimi zaman da akıp gidiyoruz. Bir düşünceden bir düşünceye…

Siyasetin içinde olup devleti yönetmeye kadar varan bir yükselişi yakalayanların tutarsız olmaları gerçekten çok yadsınacak bir durumdur. Davranışları ile söyledikleri savundukları arasındaki derin uçurumlar akıllı ve mantıklı insanlar arasında şaşkınlık yaratmaktadır.

Günümüzde dinine imanına Tanrının insanlar için verdikleri talimatlara uyduklarını hemen her fırsatta özellikle her Cuma cami kapılarında gösterenlerin son beş yıldır hapishanelerde suçlarını dahi bilmeden yatan insanların özgürlüklerine kavuşmamaları siyasette kendilerine ayak bağı olmamaları için yaptıklarını düşününce bu tutarsızlığa bir isim bulmak inanın o kadar güç ki…

“Yaradan’dan ötürü yaratılanı severiz” diyen birinin komşu ülkenin başında olan bir liderin Alevi olmasını içine sindirememesi ve savaş tamtamlarını çalması “tutarsızlığın” daniskasıdır.

Geçmişte zalimliği ile bilinen ve Roma’yı yakmasıyla akıllar da kalan Neron’un önüne gelen bir idam fermanını imzalarken söylediği şu sözü mantıkla açıklamanın imkânı yoktur.

Diyor ki” Keşke hiç yazı yazmasını öğrenmeseydim”

Şaşırmayalım bu örnekleri herkeste hatta kendimizde bile o kadar çok rastlarız ki! Çünkü insanda en çok ve en açık görülen kusur bazen bir dalda durmamaktır.

Yılların getirdiği deneyim ve yaşam sürecinde insanlarda en zor inandığım tarafın değişmezliktir en kolay inandığım tarafları ise değişikliktir.

Utangaç ve yüzsüz çekingen ya da atılgan sessiz veya geveze kaba ve ince ahmak ya da zeki yalancı ya da doğru sözlü cömert ya da cimri yerine göre bu durumlar hemen hepimizde vardır büyük bir tutarsızlık örnekleridir ne yazık ki çoğunu kendimde de görürüm.

Ressamlar bilir ağlarken ve gülerken yüzümüzde beliren çizgiler ve hareketler aynıdır. Resim henüz bitmeden yüzün gülecek mi ağlayacak mı olduğunu bilemezsiniz. Üstelik ağlarken gözlerimizden yaş gelmesi bana son derece garip gelir, size gelmez mi?

İnsanın yapısı öyle karmaşıktır ki en sağlam bildiğimiz doğrulukta bile bir yanlışlık bulabiliriz.

Öğretmenlerin bilim adamlarının devleti yönetenlerin tutarsız davranma hakları neredeyse hiçtir ancak ne ilginçtir ki en fazla tutarsızlıkta bunlarda görülür.

Yazılacak o kadar çok şey gösterilecek o kadar lider var ki hiç birini yazmaya anlatmaya elim gitmiyor yazdıkça da sinirleniyorum. Kendimi kaybediyorum sevdiklerimin “aman dikkat et başını belaya sokma” ikazlarını bile duymuyorum. Oysa bir sonraki yazımın konusu “Sakin Olun”

Tutarlı dürüst ilkeli davranışlar sağlıklı huzurlu ve mutlu zamANlar sizin olsun efendim…

Erdoğan Özgenç