- Kategori
- Kitap
Tutku ve Dantel
“ Yorgun düştük biz kadınlar…
Hayatın içinde çok yorulduk, hırpalandık, savrulduk, kırıldık döküldük çoğu kez, delik deşik, göz göz yaralandık…
Ağladık, duyan olmadı…
Nede yaramızı saran merhem olan bir yar… Biz bilmiyoruz, yaşamadık; yar koynunda teselli edilmedik… Derdimize çare olan derdimizi derdi sayan çıkmadı. Saçımızda sevgili eli gezmedi… Biz bilmiyoruz, yaşamadık…”
Yukarıdaki satırlar Suna Uysal ‘ın ilk romanı olan TUTKU VE DANTEL 'den alınmıştır. Kitabı aldığımda neyle karşılaşacağımı bilmiyordum. Hani zamanında popüler olan “adult” kitaplardan birisi olur da bana hiçbir şey ifade etmeyebilir diye de korkmuştum açıkçası…
Oysa okudukça hüzünlendim, hüzünlendiğim yerlerde güldüm kendi kendime. İçimdeki söylenmemiş sözlere, edilmemiş küfürlere ve kadınlığımın isyanına ses oldu. Ve bazı yerlerde "pes dedim pes SENA , bu nasıl bir cesaret !!!!"
Kadın olmak bizim topraklarda her daim zor oldu. Bizler kah kendi kendimize zorlaştırdık kah hayatımıza giren erkeklerin katkısıyla zorlandık…
Beklentilerimiz küçüktü, ufaktı , mini minnacıktı belki ama hiçbir zaman karşılığını bulamadık ne kadar uğraşırsak uğraşalım yalnızlığımızdan kurtulamadık.
Suna Uysal kitabında; yalnızlığından ve inzivasından kurtulmaya çalışan olgun bir kadınının serüvenini konu almış. Zaman zaman geçmiş karşısına çıkmış bu serüvende; ikilemler kendine duyulan saygıyla çatışmış ve kazaran fantastik bir dünyaya girmiş.
“sevmek ve sevilmek”
Günümüz kadınının bu arayışlardaki yorgunluğunu ve içindeki binlerce isyanı son derece cesur bir şekilde kaleme almış olan Suna Uysal aslında ağlanacak halimize güldürüyor.
İlk romanı Tutku ve Dantel olan yazar umarım bundan sonraki romanların da da aynı sıcak ve samimi ifadeyi korur.
Yolu açık okuyucusu bol olsun .....