Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Temmuz '18

 
Kategori
Mizah
 

Tuvalet Kültürümüz Ne Alemde?

Tuvalet Kültürümüz Ne Alemde?
 

       Şehirler arası  oto garların  tuvaletleri, bir alemdir.  Türkçe sözlü, Hinçe şarkılı, tekmili  birden filmler hep, buralarda oynar. Şen şakraktır tuvaletlerimiz.

       Yöre halkı, turnikeleri medeniyet sayar.  Bu yüzden turnikeleri  helalarına koymuşlardır.  Etrafa medeniyet  dağıttıkları için de gururludurlar.

       Bu yörelerde,  tuvaletlere, gümrüklerdeki gibi 'Deklare'' edecek bir şeyinizin olup olmadığı sorulup, öyle içeriye buyur edilirsiniz. Elinizde sepet gibi, torba gibi bir şey varsa, kapının dışında bıraktırıyorlar.

       Bu tuvaletten bazen, altınıza ''Kaçırmış'' olarak da otobüsünüze, yüzünüz kıpkırmızı geri döndüğünüz de oluyor. Tuvaletin kapısında bir turnike var. Sinemada, kuyruğa girer gibi, sıkıntıdan, eğrilseniz  de büğrülseniz de  sıraya gireceksiniz . Hele üç-beş otobüs aynı anda garaja geldiğini düşünün.İçinden çıkan yolcuların ilk uğrak yeri de burası oluyor haliyle.

       Turnikeye girebilmek için, önce bilet alacaksınız. Bileti aldıktan sonra içeri geçebilirsiniz. Eğer turnike sizi içeri almazsa, bir sebebi vardır: Sıkış-tepiş altından üstünden geçe geçe, bozmuşlardır. Bazıları da, buradan nasıl geçileceğini bilememiş,  hızla yürümüş gitmişseniz, turnikenin  de peşinizden geleceği garantidir...

       Otobüslerin molası yetmiyor. Şayet turnike size yol vermezse, sıradaki şansını deniyor, önündekini yana iterek. Eee, ''Turnikeden geçseydin'' deniyor.

       Ege’ye  turnikeli tuvalet, ankesörlü telefondan önce geldi. Meraktan  seyre gidenler bile vardı. Bu turnike denen meret, tipinizi beğenmezse, sizi içeri almıyor. Bu ne kıymetli meta imiş. Ne kadar da nazlı imiş. Olsa olsa turnikeye geldiğinizde, tipiniz tip değilse, bu turnike açılmıyor. Herhalde tipinizi beğenmiyor olmalı. Tip mi seçiyor ne?!

       Turnikede birisi takıldı kaldı. Gırgır olsun diye: Adam, saflığa vurdu işi: ''Açıl ya susam!'' dedi,  Aaa! Açılmaz mı! Ardından bir diğeri gelip takıldı bu sefer. Soruyor adam etrafına: ''Neydi o, nasıl söylediydi? ''  diye. Birisi atıldı: ''Susam”  diye . Susamla  denedi amma, olmadı, açılmadı..  Arkalardan öksürüklü  bir ses top gibi patladı: “Bir de nohut’u dene” diye.

       Böylesi turnikeli  helalarda film, hiç kopmaz. Kesintisiz oynar. Filmin başında da girerseniz, sonuna doğru girseniz, bir şey değişmez.

       Adam belli ki sıkışmış. Yüzü pancar gibi. Yine de laf çakıştırmadan edemiyor. Yüksek perdeden: “ Eee, tabi, nohut torbasını kapanlar  nasıl da belli oluyor.”. Eh, ne denir, akıllar fikirler hep nohutlarda.

       ” En arkalardan kalın bir ses: ‘’Başlarım sizin nohut torbanıza.Yolu  açın da şu tuvalete girelim yahu, otobüs kalkmak üzere” deyince,  ortalığı kahkahalar kapladı.

       Tuvalet muhabbeti gittikçe gırgırlaşıyor. Etraftaki esnaf, işi gücü bırakmış ortalıkta oynanan vodvili seyrediyor. Elinden geldiğince de  figüranlık yapıyor. Uyanığın biri laf sokuşturdu : ‘’Nohutdiye verdiler, torbadan kömür çıktı!’’ dedi.

        Otobüslerin kalkma saati gelmek üzere, millet burada ''Kırk Haramilerin '' parolası ile içeriye girmeğe çalışıyor. Bu ne iş? Turnikeden geçemeyenin bileti yanıyor, iyi mi? ''Geçseydin!'' Savunma bu.! Ama gel gör ki, bu meret iyi çalışmıyor.

       Gişeye çıtkırıldım bir bayan geldi o sıra. Parayı uzatırken, gişedeki bayana sordu: ''Bu gün ne filmi oynuyor ?'' diye. Hoppala !  Bu kız sinemanın kapısında mi sanıyor kendini  ne !Hiç duraksamadan ''İçerde yazılı'' diye cevapladı  gişeci. Aynı anda turnike, hışımla dönerek kadını içeri aldı. Onu, bir  teşrifatçı karşıladı  “Buyur abla” diyerek, giriş kapısını gösterdi.

Kadının gözleri filmin afişlerini aradığı sırada, kocaman harflerle yazılmış  “sigara içmek yasaktır” yazısını gördü duvarda. Kadın içinden geçirdi. “Hımmmmm. Demek ki bu günkü film bu” dedi içinden. Sonra da “Aşk olsun. Tütünü de tuvaletlere kadar taşımışlar demek ki” diye  düşündü kadın..  

       Turnikelerde oynayan film, gişe rekorları kırıyor ki, deme gitsin.  Otobüslerin  kalkma saatleri geldi, kuyruk aynen duruyor daha. Seçim otobüsü gelip tuvalete dayanmış sanki. Hala daha nohut torbasını kaptıydın, kapmadıydın muhabbeti devam ediyor. 36 kısım, tekmili birden, renkli, Türkçe sözlü, küfürlü, vurdulu kırdılı film. Ege’nin en muhteşem helasına hoş geldiniz.

       “Ühüüüüü, daha ne numaralarımız var.  Alan da gaçan mı?  Sigarasız koltuklarımız bile mevcut.

Oranın simitçisi, hınzır hınzır gülümserken, söyleniyordu: “Durun. Tuvalette işiniz bitse de, daha başına gelecekler vardır. Bu diyardan  kurtulmanın kolay olduğunu mu sanıyorsunuz siz. “

       İçeride Tosun tefrikasıyle kültür  sahibi olup ahkam kesseniz bile, nafile. Buradan  nasıl kurtulacaksınız. Bu önemli..

       İşiniz bitti. Çilekeş tuvaletten çıkacaksınız ama, karşınıza bir turnike daha çıkıyor. Bahçe gibi bir yer. Önünüzde yine  başka  turnike. Hoppala, Öp babanın elini.  Tuvalet tarlasına mı düştük bre! Şimdi bir daha para mı ödenecek? Bu ne iş?  Otobüs  kaçtı kaçmasına. Ne yani. Zigetvar Kalesi gibi korunaklı ve kontrollü bir tuvalet burası.  Giriş ve çıkışlar, kaidelere bağlı.

                                                                 &&&

       Eski tuvaletler  nerdeee, şimdikiler nerde! Eskiden yazardı duvarlarda, hepimiz biliriz: '' Büyük elli, küçük yirmi beş kuruş''diye. Tuvaletin giriş holü, dayalı döşeli, televizyonlu, masası, çiçeği, tavanında dönen vantilatörü , buzdolabı neyi  vardı. Havlular, kolonya’lar, işli  işli mendiller satılırdı. “Tuvaletlerin ileride, kütüphaneleri olacak. Gün gelecek, tuvaletlerimiz  daha da modernleşecek” diye teselli bulurduk.

       Dingili yamulmuş, burnundan soluyan, yüzü pancar gibi  tuvalete gelenler, 25 lik. Yamuk yamuk yürüyüp Madonna’nın don lastiği gibi kemerlerini  önceden gevşetmiş olanların ise 50 kuruşluk olanlardı. Bunları bilmek için yüksek ihtisasa gerek yoktu. Siz, tuvaletçiden  daha  iyi mi bileceksiniz. Tecrübe konuşuyor,  tecrübe!

       Bir tuvalet karikatürü görmüştüm. Çizim şahane idi. Şalvarlı, terlikli, hırçın suratlı, kaşları çatık bir  kadın. Belli ki, oranın tuvaletçisi.  Binanın iki kapısı var. Biri erkeklere, diğeri kadınlara  ait. Kadın da bu levhaların altında durmuş, ayaklarını da açmış, adamın donunun lastiğine  elini atarak kendisine  çekiştirip, eğilmiş içine bakıyor.  Saçları omuzlarına kadar dökülmüş  Adamın kılığından anlayamamış  cinsiyetini. Zira saçları omuzlarına dökülüyor. Görecek ve karar verecek.

       Karikatürün ikinci karesinde  Pantolonun ağzı, çuval gibi açılmış, kadın hala bakıyor da bakıyor. Neredeyse içine düşecek.

       Üçüncü karede ise, helacı kadın,  müşterisinin don lastiğini bırakmış, kolunu  uzatarak  “Erkek” yazılı kapıyı gösteriyor.

       Hey gidi dingili yamuk dünya. Görüyor musunuz ne günlere kaldık.

       Son olarak Dünya Tuvaletler Birliği, Yalovada  193 bin lira sarfı ile  modern  tuvalet yaptırdı. Açılışı Güney Kore İstanbul Başkonsolusu yaptı.  Daha 24  saat bile geçmeden  tuvaletin kapı kolları kırıldı. Güvenlik kameralarının kabloları kesildi, cam çerçeve indi. Hasarlar büyük. Halkımıza hakaret gibi gelmiş. “Tuvalete oturmayı sizlerden mi öğreneceğiz” diye içlerinden  geçirdiler belki. Böylesi modern binanın içine etmeğe halkımızın gönlü razı olmamıştır.  Ne düşünürsek düşünelim, durum vahim.

                                                                  &&&

       Doğrusunu söylersek, daha da eskilere gidersek, biz helada, önce ibriklerle tanıştık.  Sifon bile yoktu. Bir Tosun külliyatı, alabildiğine yaygındı. Kütüphanede sanırdınız kendinizi. İçeriği, haftada bir değişirdi zaten.

       Çömeldiğimizde, ormanın ortasına da ediverirdik. Kurtlardan, kuşlardan başka gören olmazdı. Tuvalet kültürümüzün kökeninde bunlar olmasına karşın, hep yenilikler peşinde koştu tuvaletçiler.

       Şimdi en modern tuvalet, İzmir’in  Kemeraltı girişindeki yer. İsmini de, Yunan Mitolojisindeki  Sağlık Tanrıçası ”Hygiea”den almış. İçinde devamlı klasik müzik çalıyor. Civarında bir müzikhol açıldıydı da, tutamadı kapandıydı.

       İçeriye  girerken  bilet alırken, istediğiniz müziğin ismini  yazılı butona basınca müzik başlıyor  siz içerdeyken. İşiniz uzun sürecekse, Ravel’ in  Bolero’sunu  çaldırıyorsunuz. Uzun bir parça, denk geliyor.  Gözleriniz fıldır fıldır, rahatlamış, betiniz benziniz yerine gelmiş olarak kalkıp gidiyorsunuz.

        Çiş boşaltmakta zorlanıyorsanız, bu ağrılı sendroma en iyi  müzik,  List’in Macar Rapsodisi iyi geliyor.

       Velhasıl kelam çareler tükenmez tuvaletçilikte. İleride, her keseye göre tuvalet icat olursa, şaşmayalım derim.  Şöööyle dayalı döşeli, duşlu, televizyonlu , manikür  pedikür yapan, alt takımlarınızı yıkayan, fırçalayan, kurulayan yeni icatlar sırada olmalı. O günler yakındır elbet.

        Ühüüüü, baksanıza, elin Yunanlı sağlık uzmanını, ismiyle, cismiyle başımıza diktik..Taaa mitolojilere kadar uzandık.

       Bekleyeceğiz, göreceğiz.

       Ört ki, ölem !

Görüntünün olası içeriği: 1 kişi, açık hava

İZMİR KEMERALTI GİRİŞİNDE, AZ İLERİDE VE SAĞDA BU LEVHAYI GÖRECEKSİNİZ. . YUNAN MİTOLOJİSİNDEKİ TEMİZLİK TANRIÇASININ ADINI VERDİLER BURAYA.. ŞİMDİLİK İZMİRDE MİSAFİR BU  TANRIÇA.

Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi, ayakta duran insanlar ve açık hava

İŞTE. MİTOLOJİ, İZMİRE TAŞINDI. İLKTEN BU LEVHAYA BELEDİYE BİR MANA VEREMEDİ GÜNLERDİR.  ACABA NEYİN NESİYDİ DİYE DİYE BİR HAL OLDU.. İŞİ KAVRAYAMAYAN BELEDİYE, BU GÜNLERDE GİDİP BAKMADIK AMMA,  SÖKÜLÜP SÖKÜLMEDİĞİNDEM KUŞKULUYUZ.

Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi

BU TUVALET DE MUĞLA OTO GAR CİVARINDA.  EN MUHTEŞEM UZUN METRAJLI  VİZYON FİLMLERİ HER ĞÜN BURADA OYNUYOR. SEYİR SERBEST.

Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi ve yakın çekim

İZMİR KEMERALTI GİRİŞİNDEKİ HİJYEN İSİMLİ TUVALET MODERN Mİ MODERN. İÇERSİNDE KLASİK MÜZİK ÇALIYOR DEVAMLI -   ÜST VE ALTTAKİ RESİMLER-

Görüntünün olası içeriği: 2 kişi, Ahmet Gül dahil, gülümseyen insanlar, ayakta duran insanlar

GİRİŞ KISMI

Görüntünün olası içeriği: iç mekan

İÇERİSİ

Görüntünün olası içeriği: 2 kişi, gülümseyen insanlar, ayakta duran insanlar ve takım elbise

BAŞKONSOLOSLAR DA TUVALET AÇILIŞ KURDELASI KESER. NE VAR Kİ, 24 SAAT GEÇMEDEN  BU MODERN TUVALET TAHRİP EDİLDİ.. YER: YALOVA

Görüntünün olası içeriği: açık hava

Görüntünün olası içeriği: ayakta duran insanlar ve açık hava

 

Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi, ayakta duran insanlar ve açık hava

 

 

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..