Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Şubat '11

 
Kategori
Deneme
 

Tuvalet Meselesi :

Tuvalet Meselesi :
 

Ben kibarlık yapıp “Tuvalet” dedim , siz Türkçe’de kullanılan bir çok isimden birini seçip kullanabilirsiniz. Örneğin , “ hela, ayakyolu, memişhane, kenef, kademhane, apteshane” gibi pek çok isimden birini kullanabilirsiniz. Tabii, en yeni isimler de İngilizce’den transfer : W.C. 

Anadolu insanının aslında bir tuvalet derdi yoktur. Çünkü onun için her yer tuvalettir. Eski dönemlerde köyde bir konuk tuvalete gitmek istedi mi eline bir ıbrık verirler, işte karşı tarlaya git derlerdi. Sonra daha medenileştik, üç tarafı çul çaputla çevrili, bir kuyunun üzerine iki taşın atıldığı yeri tuvalet yaptık. Onun için uzun bir süre tarlaları kendi insanımız gübrelemiştir. Tuvaletlerin evin içine alınması işi çok sonraları olmuştur. 

Bir ara, akıllı bir adamımız bu tuvalet meselesine sardırmıştı . Her yerde alafranga tuvaletlerin neden alaturka tuvaletlerden daha üstün olduğunu göstermek için insanlarımızı , kamuoyunu ikna etme seferlerine çıktı ; konuştu , yazdı… Sonra ne oldu? Şimdi bir internete bakın , her yerde alafranga tuvaletlerin övgüsü yapılıp duruyor… 

Oysa alafranga tuvaletlerin sakıncalarını göstermek için bir iki örnek yeter: 

1. Alaturka T.de ister ayakkabı ile girin ister nalın’la , pisliğin ayağınıza bulaşması büyük bir olasılıkla mümkündür. Genellikle umumi tuvaletler alaturka olduğu için, giren çıkan belli olmadığı için tuvalet geniş ölçüde kirlenmeye maruz kalır. Onun için her konuktan sonra baştan aşağı temizlenmesi gerekir. Oysa bunu 50 kuruş verdiğiniz bakıcı her zaman yapmaz . Bundan dolayı kirli bir tuvalete girmeniz her zaman imkan dahilindedir. 

2. Alaturka tuvaletin adabında elle taharetlenme vardır. Akan suyla bu işi elinizle yaparsınız. Ama çıkarken elinizi ne kadar sabunla yıkarsanız yıkayınız uzmanlara göre elinizdeki pislik asla çıkmaz. İster Arap sabunu kullanın ister kolonya , o oradadır, bilesiniz… 

3.Yaşlı ve sakat bir insanın alaturka tuvalette oturmasına imkan yoktur. Tuvaletleri yapanlar daha çok gençler olduğu için bu durumu bilemezler. Yaşlı bir insan için alaturka tuvaleti kullanmak ızdıraptır…Bizim genel tuvaletlerimiz alaturkadır, bazen bir tane mostralık alafranga tuvalet konulur, fakat o da genellikle kilitlidir, girerken anahtarını ibrikçi’den almak gerekir.. O da sorar “sakat mısın?” . 

4. Alaturka tuvaletlerimizin kokusu Maazallah yüz metre öteden duyulur. Bizim insanımız sanki bu kokusuz olamaz. Bizim insanımızı sıla özlemi çektiren şeylerden biri de ahırındaki malların gübre kokusu ile, kendi tuvaletinin kokusudur. Bu kokular köye 5 km yaklaşınca başlar, köyden ayrılıncaya kadar da devam eder. Bu kokular bizim köylerimizin sanki alameti-farikasıdır (konulan marka). Köy deyince önce bu kokular akla gelir. Çünkü Mallar köy insanının bütün varlığıdır: Etidir, sütüdür, yumurtasıdır… Onlar hemen yanı başında olmalıdır. Bazen de kışın ölmemek için onlarla koyun koyuna yatar. 

Şimdi bütün bunları bırakalım , İstanbul’un , Bursa’nın yeni yapılan o AVM ‘lerine gidelim. O güzelim çarşılar, emperyalistlerin para tuzağı olmasına karşın, insanlar orada nasıl para harcayacaklarını bilmemelerine karşın… Hepsi de birer medeniyet abidesidirler bana göre… Çünkü tuvaletleri alafrangadır , tertemizdir , temiz kokarlar , bira tuvalet terbiyesi olan insanlar için kullanımı çok kolaydır. Fakat hayatında hiç alafranga tuvalet görmemiş bir insanın onunda tepesine ayaklarıyla hindi gibi tünediğini pisleyip kaçtığını görebilirsinz. Bu tuvaletler para da almazlar. Oysa bizde cami tuvaletleri bile insanımızın gelirine göre çok pahalıdır. 

Fakat Türk olarak bu konuda da yaratıcılığımızı göstermiş ve Avrupalılara örnek olmuşuzdur . Nasıl mı? Feyza Hepçilingirler şöyle diyor: 

“Taharet musluğunun bir Türk icadı olup olmadığını bilmiyorum; ama eğer biz icat etmişsek bunun gerçekten övünülecek bir icat olduğunu düşünüyorum. Ancak bu musluğun bizim tuvaletleri kurtarmaya yetmeyeceği de bir gerçek. Kim ne derse desin bir ülkenin uygarlık düzeyini en iyi gösteren şey, ne çok şeritli yollardır ne dev gökdelenler ne de çarşının pazarın lüksü, gösterişi. Sadece tuvaletler… Bence uygarlığın biricik ölçütü tuvaletlerin temiz pak olmasıdır. (Feyza…) 

Yazara katılmaz mısınız?
Medeni bir insan, insan gibi oturup, iyi düzenlenmiş bir sofrada, güler yüzle güzel yemekler yer (yoksa yemekteyiz programında olduğu gibi durmadan tepişmezler) . İki, yediklerini adam gibi temiz bir tuvalette çıkarır. Bu ikisinin arasını da insanın yaşamı oluşturur… Ama derler ye, ne yersen işte sen o’sun.. Tersi de doğrudur, Nasıl bir tuvalette oturuyorsan , sen o’sun… 

Bu yazı da eşek meselesine benzedi , neyse… Medeniyetmiş, ben neden sözediyorum Allah Aşkına… 

 

 

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..