Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Temmuz '15

 
Kategori
Trafik
 

TÜVTÜRK ile araç muayenesinde geldiğimiz nokta...

TÜVTÜRK ile araç muayenesinde geldiğimiz nokta...
 

Araç Muayene İstasyonlarında saatlerce süren kuyruklar oluşuyor.


TÜVTÜRK’ü biliyorsunuz, 2007 yılından bu güne 81 ilde 197 araç muayene istasyonu ve 3.500 çalışanı ile yılda 7 milyon civarında araca muayene hizmeti vermeye çalışmaktadır.

Vermeye çalışmaktadır diyorum çünkü son araç muayenesi esnasında gördüğüm hizmet kalitesi ve standardı Almanyalı TÜV’de asla göremeyeceğiniz türden. İyisi mi ben anlatayım olanları da siz takdir edin.

Aracımın muayenesi 9 Temmuz’da bitiyormuş. Hemen temmuz başı itibarıyla yetkili servise giderek aracın yıllık bakımını yaptırdım. Ardından da egzoz emisyonu ölçümünü yaptırdım ve iki yıllık onayını aldım.

Sonra da girdim TÜV’ün internet sayfasına. Aracın tanımını yaptım, kendime en yakın muayene istasyonunu seçtim, tarihi ve saatini belirledim. Randevuyu onayladım ve çıktım. Randevu sayfasının altında şu ibare yazıyordu. “Randevu saati 15:00, istasyondan tahmini ayrılış saati 15:30 dur.” Bu ön bilgilendirme üzerine ben de % 10 hata payı koyarak işimin en geç, 15:35 gibi biteceğini düşünerek günün geri kalanının planını yaptım.

Randevu günü saat 14:40’da belirlenen istasyonda hazır oldum. Daha araç muayene istasyonuna girmeden girişteki güvenlikçi çocuk hemen “Amca sıra numarası aldın mı? Önce evrak işlemlerini yaptırmalısın, bunun içinde şu binadan sıra numarası almalısın” diye uyardı. Dedim ki içimden “Randevu ne iş? Sıra numarası ne iş?”. Zaten bir randevumuz vardı ve saat 15:00’de bakılacaktı.

İşin aslı öyle değilmiş tabi ki bunu sonradan öğrendim. Sıra numarasını aldım almasına ama tabelaya baktığımda daha önümde 70 kişinin olduğunu gördüm. Ne kantin var, ne de gölgede oturulacak bir yer. Bir kamelya koymuşlar ama tıklım tıklım dolu. Çaresiz binanın gölge yapan saçaklarının altında, ayakta herkes gibi beklemeye koyuldum. Yaklaşık 1 saat bu vaziyette ve sıcakta bekledikten sonra sıra bana geldi ve evraklarımı verdim. Ücretimi ödedim. Evraklarımı alan personel “işleminiz tamam efendim, aynı numara ile şimdi de yan binadaki tabelayı takip ediniz” dedi. “Hah tamam” dedim içimden “10 dakika sonra işim biter ve diğer işlerime bakarım.”

İşin aslı öyle de değilmiş tabi. Bunu da sonradan öğrendim. Araç muayenesinin yapılacağı binadaki tabelaya baktım. Orada da benden önce 65 kişi sırada bekliyor. Tabi bir de muayene olup da kusurlu çıkan ve 2. kez muayeneye gelen araçlarla birlikte bu sayı daha da artıyor. Bu tabela güneş gören bir yerde olduğundan çaresiz güneşin altında ve ayakta başladım beklemeye.

Bu vaziyette 45 dakika bekledikten sonra benim sıra numaram tabelada göründü. Hemen aracımı dışarıdan aldım ve tabelanın yönlendirdiği girişin önünde sıraya soktum. Derken bir personel geldi aracımızı aldı ve çeşitli iş ve işlemlerden geçirdikten sonra aracımı bana 15 dakika sonra karşı tarafta imza karşılığı teslim etti. Ben 2 saat 5 dakika sonra araç muayene istasyonundan çıkabildim. Tabi 1,5 saatlik gecikmeden sonra o günkü tüm planlarım da böylece alt üst oldu.

Ancak çevremden edindiğim bazı duyumlardan sonra TÜVTÜRK karşısında şanslı bir araç sahibi olduğumu anladım. Örneğin Show Radyo’nun canlı yayın aracına (ruhsatında özel araç yazılı olmasına rağmen) araç muayenesinde 2 yıldır onay verilmemiş, adeta pösteki pardon koltuk saydırılmıştır. Kimi zaman koltuk koydurulmuş kimi zamanda söktürülmüştür. Ama aynı kategoride ve yapıdaki gezici banka otobüsüne ise onay verilmiştir. Bu yaman çelişkinin vahameti; Show Radyo yayın otobüsünün, Banka otobüsü ile tesadüfen aynı kuyrukta bekliyor olması ve yayın otobüsü şoförünün, TÜVTÜRK tarafından onay verilen Banka otobüsünü merak ederek incelemesiyle ortaya çıkmıştır.  TÜVTÜRK yetkilileri hiç mi özel üretimli araç görmezler, hiç mi yabancı belgesel izlemezler acaba? Cumhurbaşkanlığına, Başbakanlığa ait sadece ses ve görüntü sistemleriyle donatılmış özel güvenlikli otobüsler, seçim otobüsleri, kan bağışı otobüsleri, seyyar mutfak otobüsler, özel yapım otomobiller, antika arabalar ve motosikletler nasıl onay alıyor ve trafiğe çıkıyor çok merak ediyorum doğrusu.

Ben bu ülkenin bilinçli bir vatandaşı olarak, aracımın bakımını düzenli yaptırıyorum, düzenli muayeneye getiriyorum, dakikasında istasyonda hazır bulunuyorum, ücreti neyse yatırıyorum da bu aksaklıklar kimden kaynaklanıyor acaba? Şimdi gelelim bu olası senaryolarımıza:

O gün’e özel bir durum olmadığına göre TÜV muhtemelen her bir aracın kaç dakikada istasyondan çıkabildiğini biliyordu. Ancak bakabileceğinden daha fazla araca randevu verdi ve insanlar uzun uzun beklediler.  Diyelim ki yaz döneminden dolayı aşırı yığılma var; TÜV en azından bir-iki gün önceden bunu görüp internet sayfasındaki “30 dk’lık ibareyi güncellemesi gerekmez miydi?

TÜV tıpkı bankalar gibi davranmaya başlamış ve benle işi olan beklemesini öğrensin diye düşünüyor olabilir. Kâr’ından ödün vermemek adına, araç sayısına göre yeterli muayene istasyonu açmıyor ve yeterli sayıda personel çalıştırmıyor olabilir. Bu durumda araç muayenelerinin her yıl yapılmasının getireceği sıkıntıları tahmin etmek zor değil.

TÜVTÜRK sektörde tekel olmanın sarhoşluğu ile hareket ediyor olabilir. “Ben de ne dersem o” diyebilir. Anti tekel yasaları çıkartılmalı, sektörde farklı kurumların da yer alması sağlanmalıdır. Herhangi bir konuda TÜV ile anlaşmazlık yaşanması durumunda hakem kurumlar tayin edilmelidir.

TÜV aşırı derecede Ortadoğululaşmış olabilir. Türk işi ölçme ve Türk işi değerlendirme yapmaya başlamış, nasılsa inşallah ve maşallahla işler yürüyor fazla kasmaya gerek yok diyebilir.

Bekleme süresini %400 hata payı ile ölçen TÜVTÜRK; ölçme ve değerlendirme performansını yitirmiş olabilir ki bu ön kötü olasılık. Çünkü güvenilirliği olmayan bir kurumun hiç bir durumda ölçme ve değerlendirme yapmamasında fayda vardır.  

Ayrıca; bu kadar denetime rağmen; trafikte adeta kömür yakan ve dokunsan dağılacak araçlar varlık göstermekte ve giderek sayıları artmaktadır. Bu mevcut sistemde kaçak olduğunu göstermektedir. Kaçakların önlenmesi için öncelikle TÜVTÜRK daha kurumsal bir yapıya kavuşmalı, EGM ve KGM işbirliğini sağlanmalı, yasal düzenlemeler çıkartılmalıdır. 

 
Toplam blog
: 41
: 2690
Kayıt tarihi
: 29.04.12
 
 

Gazi Üniversitesi, Teknik Eğitim Fakültesi'nden 1984 yılında mezun oldum.  Ardından Ankara Üniver..