TÜYAP Kitap Fuarını gezerken…

Her yıl heyecanla beklediğim tek fuardır; İstanbul Kitap Fuarı... Yaklaştıkça heyecanlanırım, bu sene acaba kimler, hangi yazarlar konuk olacak diye merakla beklerim. Genellikle de açıldığı gün giderim. Bu yıl da öyle oldu.

Evet, ilk gün ve ben soluğu fuarda aldım...

Öncelikle tüm fuarda şöyle bir tur attım, kitap kokusunu içime çektim. Daha sonra stantları birer birer dolaşmaya başladım.

İlk gördüğüm kişi "Şu Çılgın Türkler" in yazarı Turgut Özakman’dı. Hemen yanına gittim. Kitabını ilkokul çocuklarının anlayacağı şekilde düzenleyerek ince bir kitap haline getirmiş. Yeğenimin adına imzalattım, saygı ve sevgiyle elini sıktım.

Bir diğer stantta Prof. Muazzez İlmiye Çığ kitaplarını imzalıyor. Hani şu yazdığı bir kitap için yargılanan dünyaca ünlü Sümerolog. Ülkemizde yetişen az sayıda ilim kadınlarından birisi. 92 yaşında olmasına rağmen gözleri pırıl pırıl, gülümseyerek bakıyor bizlere. Kitabında yazdıkları dava konusu! Olabilir ancak bilim dünyası içindeki değerini kimse inkâr edemez.

Bir başka stantta Mahir Kaynak kitaplarını imzalıyor. Eski MİT mensubu yazar son günlerde pek çok değerli esere imza attı. Bunlardan bir tanesi "Başımıza Çuval Geçirenler". Kitap Truva Yayınları’ndan çıkmış.

Gözüme Mario Levi ilişiyor. " İstanbul Bir Masaldı " romanının yazarı. Bu kitabı aldım ancak nedense bir türlü okumak nasip olmadı.

Pek çok değerli yerli ve yabancı yazar var fuarda ama hepsinden burada bahsetmem mümkün değil tabii.

İstanbul Kitap Fuarı bu yıl Tüyap’ta 25. gümüş yılını kutluyor. Onur yazarı ise Doğan HIZLAN.

Bu yıl hem kitap fuarı hem de karikatür dünyası öksüz kaldı. Değerli karikatüristimiz Semih Balcıoğlu ne yazık ki hayatını kaybetti.

Attila İlhan yok, Semih Balcıoğlu yok... Fuar biraz hüzünlü mü yoksa bana mı öyle geliyor?

***

Fuarda dolaşmaya devam ediyorum. Doğan Yayıncılık standında annemin almamı istediği bir kitabı bulamadım. Görevli kızımızdan rica ediyorum.

Bu arada benim annem gerçek bir kitap kurdudur. Onunla Cağaloğlu’nda çok güzel günlerimiz geçmiştir. Her alışverişe çıktığımız da mutlaka bir kitapçıya uğrarız. İlâhi bir görevi yerine getirir gibi devamlı olarak ziyaret ettiğimiz bir yer daha vardır; Sahaflar Çarşısı. Ne yazık ki Sahaflar’ın eski gizemli havası kaybolmak üzere. Şimdilerde çoğunlukla dershane ve üniversite kitaplarına mekânlık ediyor.

Sonunda görevli kızımız annemin istediği kitabı getirdi. Doğan Kitapçılıkta biraz daha oyalanıp Yeni Boyut Yayınları’nın bulunduğu bölüme doğru ilerliyorum. Buraya uğramadan geçmem asla mümkün değil. Prof. Dr. Yaşar Nuri ÖZTÜRK’ ün kitaplarının sergilendiği stant. Eşi Canan Öztürk ile biraz sohbet edip ayrılıyorum. Unutmadan; Canan Öztürk’ün çocuklar ve gençler için Kur’an ayetlerinden hazırladığı resimli ve renkli kitaplarının olduğunu biliyor muydunuz? Çok şirin iki kitap...

Kitap fuarında büyük bir keyifle dolaşmaya devam ediyorum. Bir stantta Hıristiyanlık ile ilgili kitaplar sergileniyor. Bir görevli vatandaşlarımıza ısrarla bazı kitapları ücretsiz olarak vermeye çalışıyor!

Bir diğer stantta ise Ermeni’lerin tarihini anlatan pek çok kitabın yanı sıra sözde soykırım ile ilgili kitaplar da sergileniyor!

Bir diğer stantta adını notlarımın arasında bulamadığım ve muhtemelen benim tanımadığım bir Fransız yazar kitaplarını imzalıyor.

Nobel Ödüllü yazarımız Orhan Pamuk’un soykırımla suçladığı ülkesinde düzenlenen uluslar arası İstanbul Kitap Fuarı’nda boy boy resimleri sergileniyor ancak kendisini göremedik!

***

Türkiye’de ifade ve düşünce özgürlüğünün olmadığını söyleyenlere İstanbul Kitap Fuarını gezmelerini tavsiye ediyorum.

Pek çok Avrupa ülkesinde olmayan özgürlükler Türkiye’de mevcuttur. Fransa’nın kendi vatandaşlarını, tarihin gerçeklerini inkâr etmeye zorladığı "sözde soykırım inkâr yasası" kabul edilirken Türkiye’de uluslar arası bir Kitap fuarında sözde Ermeni soykırımını anlatan kitaplar özgürce sergileniyor, Hıristiyanlık ile ilgili uluorta misyonerlik çalışmaları yapılıyor. Ve Türkiye’de bu faaliyetleri kısıtlayacak her hangi bir yasa tasarısı hazırlanmıyor

Batılı dostlarımızın(!) anlamak istemedikleri bir şey var oda; özgürlüklerin asla sınırsız olmadığıdır. Sınırsız özgürlük diye bir şey yoktur. Bir ülkenin değerlerine saldırmak, karalamak sınırsız özgürlük değildir.

***

İşte yine kitap fuarı ile ilgili yazı yazayım derken içine siyaset karıştı. Hiç istemezdim ama ne yazık ki bunlar da göz ardı edilemeyecek gerçekler.

Ne demiştik? Hayat, bir kitap okumak için bile yaşanmaya değer.

Nice 25. yıllar İstanbul Kitap Fuarı...