Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ağustos '08

 
Kategori
Güncel
 

Tuzla... artık yeter!

Tuzla... artık yeter!
 

Batıyor filika. Batıyor ve can havliyle kendilerini dışarıya atmaya çalışıyor işçiler. Koşuyor yardımlarına aynı sınıftan kardeşleri. Koşuyorlar ölüme mecbur bırakılmış arkadaşlarını kurtarmak için. Görüntüler gözümün önünde uçuşuyor. Zamanın bu kadar yavaş ilerlediğini fark etmemiştim daha önce. Ah, diyorum, ah orda olabilsem, bir el de ben uzatabilsem onlara. Kardeşlerime, yoldaşlarıma.

Şanslı olanlar kurtarılıyor. Ah ne yazık 3 kardeşim yitip gidiyor orada. Patronun daha ucuza getirmek için kum torbaları yerine onları denek yaptığını öğreniyorum sonra. İçimde kopan fırtınanın tarifi yok. Kumdan ucuz hayatlar... Kayıt dışı işçilerin ucuz ölümü bu. Ucuz yaşanmış gecekondu hayatlarının kum torbasından ucuz ölümü bu.

Azrail’in işi mi bu? Takdir-i İlahi mi yoksa? Ne kolay açıklanması bu sözlerle. Azrail kim o halde? Kurbanları oraya dolduran patron mu yoksa bu ölümleri bir türlü engellemeyen, görmezden gelen, göstermelik inceleme komisyonlarıyla bizi yatıştırmaya kalkışan hükümet mi?

Gerçekler yavaş yavaş aydınlanmaya başlıyor. Öğreniyoruz ki; filikalarda denek olmayı kabul etmeyenler işten atılmış patron tarafından. Zaten taşeron firma aracılığıyla hiçbir güvence olmadan çalıştırılan işçilerin ailelerinin, arkadaşlarının patrondan hesap sorma şansı da yokmuş. 15 -20 milyarlık cezalarla yeniden çalışmaya başlayabilecekmiş şirket. Hepsi bu. Üç canın bedeli 20 milyar!

İşçi düşmanı sistemin son katliamıdır bu. Bu ne tek başına AKP Hükümeti’nin, ne de Çalışma Bakanı Faruk Çelik’in suçudur. Dünya piyasasında tersane işinde daha fazla kar kapabilmek için azgınlaşan sermayedir asıl suçlu olan. Daha fazla kar hırsıyla işçileri güvenliksiz çalıştıranlardır katiller. Tersaneleri yıllardır kendi haline bırakan, orta çağ kurallarının uygulanmasına hep seyirci kalanların suçudur bu. Ölümler her gündeme geldiğinde seslerini azıcık yükseltip sonra rahat uykularına devam eden milletvekillerinin suçudur. ‘Bana patronlar işçileri öldürüyor dedirtemezsiniz’ diyebilen Bayram Meral gibi eski sendika ağalarının suçudur. Ne kadar da tanıdıktır bu sınıf düşmanı sözler değil mi? Sınıfdaşı Süleyman Demirel’le aynı sözleri söylemek! O da dememiş miydi ‘Bana sağcılar adam öldürüyor dedirtemezsiniz’ diye. Aynı sınıfın ayrı katliam şakşakçı sözleridir bu.

Tuzla Tersanesi göz göre göre işçi mezarlığına çevrildi yıllardır. Ölümler örtbas edildi, iş kazaları istatistiklere dahi yansıtılmadı. Kol kırıldı yen içinde kaldı. Dün arkadaşlarını ölüme uğurlayanlar bugün sıranın beklide kendilerinde olduğunu düşünerek işbaşı yaptılar. Evlerine 40- 50 ytl götürebilmek için Azrail’in kollarında dolaşacaklar yine.

Bıçak kemiğe dayanmıştır artık. Göz göre göre gelen tersane ölümleri, işçi cinayetlerine dur denilmelidir. Tarafsız bir heyet tarafından bir araştırma komisyonu oluşturulmalı, işçi ölümlerine sessiz kalarak ortak olan Çalışma Bakanı Faruk Çelik istifa etmelidir. Sınırsız kar hırsıyla üç kuruşluk kum torbalarının yerine işçileri o filikalara işsiz kalmak korkusuyla binmeye zorlayan patronların çalışma lisansı iptal edilmelidir.

Eğer bu yöntem pek hoşlarına gitmiyorsa, bir filika denemesinde filikanın içine yetkili Bakan ve Bakan'a bu yetkiyi verenler, bilimum tersane patronları ile sınıf düşmanı sendika ağası bindirilip filika denize aynı şiddette bırakılmalıdır. Bakalım bindikleri dal, pardon, filika o kadar da sağlammıymış!

 
Toplam blog
: 9
: 635
Kayıt tarihi
: 21.07.08
 
 

1980 Adana doğumluyum. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi'nden 3. sınıftan ayrıldım. Evl..