Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Mayıs '08

 
Kategori
Çalışma Yaşamı
 

Tuzla, çalışmak ölmek Tuzla'da...

Tuzla, çalışmak ölmek Tuzla'da...
 

19 Nisan'da hem Tuzla tersanelerinde yaşanan iş cinayetlerini, hem de sosyal güvenlik haklarımıza yapılan saldırıları "Türkiye Tuzla Olmasın!" belgisi ile kınayan Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri bu kez 16 Haziran'da yine aynı amaçlarla herkesi Limter-İş sendikasının grevine katılmaya; "16 Haziran'da Türkiye Tuzla Olsun!" demeye ve 15-16 Haziran Genel Direnişi'nin 38. yılını sokaklarda kutlamaya çağırıyorlar.

14-18 Nisan tarihleri arasında düzenledikleri emek haftasında resmi rakamlara göre her yıl 1000'i aşkın çalışanın iş cinayetlerine kurban gitmesinin, sosyal güvencesizlik dayatmasının, tarımın tasfiyesinin, kamu yararının yerini tüccar zihniyetinin almasının aynı saldırının farklı yüzleri olduğunu belirtiyorlar. Böylesine bütünlüklü bir saldırıya karşı ancak bütünlüklü bir mücadele ile direnmenin mümkün olduğuna dikkat çekiyorlar.

Toplumun değişik kesimleri arasındaki dayanışmayı genişletmeye, eşitlikçi, paylaşımcı ve özgürlükçü bir topluma doğru bir adım daha ilerleyebilmek için tüm sivil toplum kuruluşlarını, meslek odalarını ve siyasi kurumları Tuzla Grevi'yle Dayanışma Platformu'nu kurmaya çağırıyorlar.

Platform'un kuruluş toplantısı 31 Mayıs Cumartesi günü saat 14:00'te Beşiktaş/Yıldız'daki Elektrik Mühendisleri Odası Toplantı Salonu'nda yaptı... İletişim adresleri ve Facebook grubu adresleri ekte..

Vicdan sahiplerine ve Adalet için taraf olanların bilgisine..

İletişim için:

16hazirangrevi@gmail.com

info@16haziran.org

Facebook grubu:

16 Haziran'da, Türkiye TUZLA Olsun!

http://www.facebook.com/group.php?gid=18381837282

15-16 Haziran, 'Türkiye çalışanlarının' sendikalaşma hakkını korumak için harekete geçtiği gündür... Aydınların Türkiye'de işçi sınıfı var mı, yok mu tartışmaları yaptığı bir dönemde çalışanlar, sendikal hak ve özgürlüklerine omuz omuza sokakta sahip çıkmıştır. 1970 yılında, 'çalıştıranlar' ve onların tahakkümündeki sendikalar yasa değişiklikleriyle demokratik sendikacılığı ve DİSK'i engellemeyi hedeflemişler, ancak karşı direnişle karşılaşmışlar ve başarısız olmuşlardır..

15-16 Haziran, hakların, güçlerin birleştirilerek mücadele edildiğinde kazanıldığını öğreten derstir. Siyasi iktidar yasayı geri çekmek zorunda bırakılmıştır. 38 yıl sonra Tuzlaya taşınması gereken en önemli yanı ise işçilerin kendi örgütlülüklerine, kendi sorunlarına kendilerinin sahip çıkma bilincidir...

1970'li yıllar ülkemizde hep olduğu gibi beceriksizlerin yönetiminde siyasi ve ekonomik belirsizliklerin yaşandığı yıllardı. Dönemin hükümeti, beceriksizliğin faturasını çalışanlara! yüklemek niyetindeydi ve karşı duruş istemiyordu. 1963'te gerçekleştirilen sendika, toplu sözleşme ve grev yasalarında değişiklikler yapılması söz konusuydu.

Tasarı, çalışanların istedikleri sendikalara serbestçe üye olmalarını ve beğenmedikleri sendikalardan ayrılma haklarını güçleştiren, toplu sözleşme ve grev haklarını büyük ölçüde kısıtlayan hükümler içermekteydi. Sendikaların ülke çapında faaliyet gösterebilmesi için işkolunda sigortalı çalışanların en az üçte birini örgütlemesi barajı getiriliyordu. Ayrıca konfederasyonların faaliyet gösterebilmesi için ülke çapında sendikalı sayısının üçte biri üyeye sahip olması barajı konmuştu. Bu oran, DİSK'in üye sayısının bu oranın altında kaldığı tespit edilerek konulmuştu.

DİSK ile birlikte çalışanların kazanımlarının yükselmesi ve bu hızlı büyüme dönemin siyasi iktidarını rahatsız etmişti. Çalışma Bakanı Seyfi Öztürk'ün "Çok yakında DİSK'in çanına ot tıkayacağız!" açıklamasından da anlaşıldığı gibi amaç netti. DİSK'in büyümesini engellemek!

DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler; "Değişiklik, DİSK'i kapatmayı hedeflemektedir. Tasarı Anayasa'ya aykırıdır, işçi sınıfımız, DİSK'in kapatılmasına izin vermeyecektir" diyerek çalışanların tavrını net olarak dile getirdi.

Tasarı, 13 Haziran'da, TBMM oturumunda görüşülmeye başlandı.

Çıkarılmak istenilen bu anti-demokratik yasaya karşı işçiler, "Anayasa Çiğnenemez!", "DİSK Kapatılamaz" sloganları ile yürüdüler. DİSK'li Türk-İş'li ve örgütsüz işçiler, siyasal düşünce ayrımlarını öne çıkarmadan tepkilerini ortaya koydular.

İki gün boyunca İstanbul sokakları demokratik haklarının bir parçası olan, örgütlenme ve toplu sözleşme haklarını koruyan yüzbinlerce çalışanın sesine tanık oldu.

Üç koldan yürüyüşe geçen çalışanlar, İzmit, Gebze'den Kadıköy'e, Levent'ten Mecidiyeköy ve Taksim'e, Bakırköy'den Topkapı ve Edirnekapı'ya kadar ulaştılar. Ve Kadıköy'de açılan ateş sonucu, üç kişi yaşamını kaybetti.

16 Haziran'da sıkıyönetim ilan edildi ve DİSK yöneticileri tutuklanarak haklarında dava açıldı. Bir süre sonra davalar beraatla sonuçlandı. Ve Yasa; "Anayasaya aykırı olduğu" gerekçesiyle oy birliği ile Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi...

İletişim için:

16hazirangrevi@gmail.com

info@16haziran.org

Facebook grubu:

16 Haziran'da, Türkiye TUZLA Olsun!

http://www.facebook.com/group.php?gid=18381837282

 
Toplam blog
: 444
: 1284
Kayıt tarihi
: 13.09.07
 
 

MB zengin kültürel bir eksen; düşüncelerimizin buluştuğu, tartıştığımız, birbirimizi etkilediğimi..