Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Eylül '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

TV Dizileri

TV Dizileri
 

Dizi dizi diziler.


Ülkemizde TV seyretmeyi eğlence olarak değerlendiren insanların sayısı maalesef çok fazla. Bunu fırsat bilen TV yapımcıları da, birçoğu uyduruk olan yarışma programları yanında bol bol TV dizisi çekiyorlar.

1960'lı yıllarda Yeşilçam'da yılda 500-600 saçma sapan film çevrilirdi. Şu anda durum ona benziyor. Bir haftada bir, iki bölümü çekilen diziler seyrediyoruz. Hangi kanalı açsak bir dizi. İçinizde dizi seyretmekten sıkılmayanlar var mı bilemem ama ben 1 yıldır sadece "ELVEDA RUMELİ" dizisini zevkle seyrediyorum. Güzel platolarda, genelde sözler ezberlenerek, disiplinli çalışılarak çekiliyor bu dizi. Ufak tefek hatalar dikkat bile çekmiyor, rahatsızlık vermiyor.

Diğer dizilere bakıyorum; içlerinde güzel olanlar vardır belki, zaten hepsini karalamak niyetinde değilim ama benim bakıp da beğendiğim yok. Genellikle çok yavaş bir tempoda gidiyor diziler. Gerçek hayatta olmayan konuşmalar ve hareketler. Roller gelişigüzel dağıtılmış. Bir hastanenin başhekimi rolündeki kadına bakıyorum, pazarda alışveriş ederken ezik domatesleri koyan pazarcıya bağırırmış gibi konuşuyor meslektaşıyla.

Diğer doktorlara bakıyorum, sanki hastanede birbirleriyle flört etmek, özel meselelerini konuşmak için bulunuyorlar. Hastalar da aksesuar.

Bu senaryoları yazanlar da havalardadır.

- Ne iş yapıyorsun kardeş?

- Senaristim birader.

- Haaaa! Senarist... Hani şu dizilerdeki saçma konuları yazan kişi! İyi o zaman. Bu iş için para da alıyor musunuz? Yoksa hobi olarak mı yapıyorsunuz?

- **:., ?x?/(%+...^+%

- Ne küfrediyon ya? Sorduk!

Kızmakta haklılar. Kimsenin ekmeğiyle oynamamalı şıkıdım şıkıdım! Meslekleriyle alay edilmemeli!

Onlar bizimle alay edebilirler. Biz vatandaşız. Fazla bir hakkımız yok. Bizim okuyacağımız gazeteleri bile başbakanımız tayin eder. Televizyon kanallarındaki dizilerin böyle kötü kaliteli olmasını da sayın yetkililerimiz arzu ediyorlardır. Önüne geleni Ergenekon kalesine hapsettirecek güçleri var da bunları mı düzeltemezler? PKK ve Hizbullah'ın laylon:)) örgüt olduğunu bile tespit etmişler. Ellerinde imkan var tabii.

Düzeltmesine düzeltirler de o zaman da vatandaş uyanır. Uyanık vatandaş da kimi seçeceğini bilir. Uyuyan vatandaş uyku sersemliğiyle bir eli erzak, para yardımlarının üzerinde, diğer eli kuma, cip ve benzeri rüşvet malzemelerine dokunduğu için rehavet içindedir. Kimi seçmesi gerektiğini kendisi tayin edemez, tayin ettirilir.

Konu dağılmadan toparlayayım bari. Bu dizilerin çoğu aceleye getirildiği için; ne senaryosuna dikkat ediliyor, ne oyuncu seçimine, ne de hatasız çekim yapılmasına. Oyuncular rollerini 1 haftada ezberleyemiyorlar. Zaten ne zaman sete gelip, ne zaman eve gideceklerini Allah'tan başka kimse bilmiyor. Yorgun, argın, yüzleri makyajlarla taze hale getiriliyor.

Yakın plan çekimleri çok fazla. Dizilerde genelde bir hareket yok. Zira hareketli sahnelerin çekimleri daha zor ve masraflı.

Bunlar bir kızı, bir erkeği yakın plan çekiyorlar. Süflör de fısıldıyor söyleyeceklerini. Oyuncu mırıl da mırıl. İnsan düşünüyor, acaba gerçek hayatta böyle hareket etsek, böyle konuşsak kaç kişiden dayak yeriz?

Dizilerde genelde çağdaş Türkiye'yi görmek zor. Aşk yanlış tarif ediliyor, kan davası, evlada baskı, dayak... Ne ararsan 1 YTL dükkanlarının tezgâhı gibi. Yabancı ülkelere de gönderiliyor bir kısmı. Rezillikleri görmeleri, Türkiye'yi yanlış tanımaları için.

Tuba Büyüküstün'ü Araplar beğenmişler. Beğenilmeyecek kadın değil. Çok ama çok güzel. Rolünü de zevkle ve başarıyla yapıyor. Ama son dizisini seyredemiyorum bile. Neden! İçimi karartan, kavgalı, gürültülü, lüzumsuz konuşmalı, yavaş hareketli sahneler, gerçek yaşamla ilgisiz konu.

Bu dizileri biraz kontrol etmeli. Bu kadar çok sayıda dizi çekimine izin verilmemeli! Kaliteli ama az dizi olmalı. Vatandaş dizi tutkunu olmamalı.

Benim dikkatimden kaçmış, siz değerli blog yazarı ve okuyucularının beğendiği diziler varsa buraya yorum yazarak belirtin lütfen! Hepimiz bilelim. Ama eleştirilerim hakkındaki düşüncelerinizi de merak ediyorum.

Saygı ve sevgilerimle.

Mustafa Mumcu, İzmir 21 Eylül 2008 / 19:10

 
Toplam blog
: 324
: 2811
Kayıt tarihi
: 10.04.07
 
 

06. 06. 1945 İzmir doğumluyum ve İzmirli olmaktan da gurur duyuyorum. 1968 yılında birkaç yıllığın..