Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Temmuz '12

 
Kategori
Güncel
 

Üç bakanlık ‘gıda sahteciliği’ için ne yapıyor bilen var mı?

Üç bakanlık ‘gıda sahteciliği’ için ne yapıyor bilen var mı?
 

İşte size çok 'ileri' bir demokrasi uygulaması için çırpınan Yeni Türkiye'den bir kesit. Değişik kesimlerden bugüne kadar 7.792 kişinin katıldığı bir sanal anketin sonucuna göre gıda üretimi ile gıda denetimi konusunda %95 oranında özürlüyüz. Ulaşılan sonuca göre Türkiye 'gıda sahteciliği' ya da sağlıklı olmayan gıda üretimi açısından oldukça düşündürücü bir durumda. Ankete katılanların ulaşmış olduğu düşünceye göre satın alınan gıdalar güvenli değil.

Dört kişilik bir aile olarak biz de artık çok gerekmedikçe 'hazır gıda' satın almıyoruz. Çok sevdiğimiz yoğurt ve süt tüketimimizi en aza indirdik. Abur cuburu bıraktık. Bol bol sebze meyve ile esmer ekmek yiyor, çay ve gazoz içiyoruz. GDO’lu olduğunu bildiğimiz için sebze ve meyve türketimimizi de sınırlamaya başladık. Ülkemizdeki sebze ve meyve üretiminde çok özel bir yönetmelik ile GDO’lu olmasının serbest bırakılmış olması ise ayrıca çözüm bekleyen bir sorun olarak duruyor ortada. Görünen şu ki bütün üreticiler için birileri oturduğu makam koltuğundan şunu diyor sanıırm: Gün bu gün, saat bu saat. Üret de nasıl üretirsen üret! 1980’lerdeki ‘köşe dönmecilik’ yeniden hortlamaya başladı anlaşılan.

Aşağıdaki anket sonucuna göre piyasaya sürülen gıdaların gerekli denetimleri yapılmadığı için katılımcıların %95'i  'gıdada sahtecilik' yapıldığını düşünüyor, diyebiliriz. Biliyoruz ki topluma 'sahtecilik' yolu ile üretim yapanlara 'sahtekâr' denilir bizde. Bu sonuca göre 'sahtekâr' kişilikli üreticiler her yanımızı sarmış bulunuyor. Bu konudaki konuşmalarımızda yeri geldiğinde seksenlik annem bile, ‘Herkes sahtekâr olmuş. Para için her yolu deniyorlar. Allah korkusu yok bunlarda’ diyor. Bu kapsamda yıllardan beri varlığı bilinen ‘sahte bal’ olayı ise bilindiği gibi bugün bile almış başını gidiyor. Kimi üreticilerde vicdan yok anlaşılan. Bir de işin içinde sıkı denetim yok ise gel keyfim gel değil mi? Bu konudaki cezalar da söz konusu sahtekârlar için caydırıcı olamayacak kadar ‘düşük tutulmuş’ ise gıda üretimi, depolanması ve pazarlamasını kim tutabilir, bilemem. Başta görevleri 'gıda denetimi' olan kişiler ile onların üstündeki yöneticiler uyuyor mu, diye de sormak geldi içimden.

Anlaşılıyor ki İleri Demokrasi için yola çıkanlar toplumun nasıl beslendiğini bir yana bırakarak yollarına devam etmektedirler. Söz konusu İleri Demokrasi için çırpınanların büyük bir çoğunluğunu Yeni Osmanlıcı olmaları ise yaşanılan sorunun nasıl örtülenmeye çalışıldığının bir başka yönü değil de nedir?

TRT yapımcısı ve yönetmen 'araştırmacı gazeteci' Uğur Dündar’ın 1980'lerdeki cesur yayınları ile sağlıklı bir toplum olmak için harcadığı çabalarını unutamayız. Uğur Dündar ile başlatılan 'gıda' sorunumuzun değişik yönlerden irdelendiği TRT yayınları artık unutulsa bile onu izleyen pek çok gazeteci ve yayıncı arkadaşlarımızın bu konudaki önemli çalışmaları kamuoyunu aydınlatmaya devam ediyor. Bu yayınlar bir toplumsal sorumluluk bilincinin birer yansımasıdır. Bu durum yayıncılık ahlâkı (etiği) bakımından da ısrarla sürdürülmesi gereken bir görevdir bence.

Kemal Özer'in 2010'un başında yazdığı ‘Deccal Tabakta’ adlı kitapta 'gıdalarımız üzerinde oynanan kirli oyunu ve bu oyunun soğukkanlı deccalî oyuncularını' açıklamaya çalışmıştı. Ne yazık ki bu konuda ‘deccal tabakta’, ‘deccal çarşıda’ veya ‘gıda terörüne son’ ya da ‘gıda denetimi ne oldu?’ konularında hiç bir eylem görmüyoruz toplumda. Bu sorunun çözümüne katkıda bulunabilecek hiç bir sivil örgüt  çıkışı da yok ülkemizde. Çoğu sivil toplum kuruluşları ise kendinden menkul ‘siyasi propaganda’ içerisinde ‘ne şiş yansın ne kebap’ benzetmesine de uygun olarak  yollarına devam ediyorlar.

Gıdaların üretimi ile denetimini de kağsayan bu durum karşısında bakalım Tarım ve Hayvancılık Bakalnlığı, Sağlık Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı ne yapacak? Kaldı ki RTÜK ile basın yayın kuruluşları da bu konuda gerekli çıkışlar için yeterince çalışmıyorlar bence.

Para kazanmak ya da bir an önce 'köşeyi dönmek' için kafaları ile kollarını sıvayan kimilerinin hiç de güvenilecek üretimler gerçekleştirmediğinin bir kanıtı olan bu anketi sizlerle paylaşmak istedim.

‘MSN soruyor:

Gıdada sahteciliğin önlenmesi için yeterli önlem alındığını düşünüyor musunuz?’

Şimdi bu konudaki sanal anketin sonuçlarına bakalım: 

Ankete katılanların toplamı : 7.792 kişi.

Evet diyenler 381 kişi : % 5

Hayır diyenler 7.411 kişi : %95

İlgili yayın alanındaki önemli açıklamada: (Anketin) ‘Bilimsel geçerliliği yoktur.

Sonuçlar dakikada bir güncellenmektedir’ denilmektedir.

Bu anketteki son duruma erişebilmek için aşağıdaki alana bakılabilir:

http//haber.tr.msn.com/ntv/org 

 
Toplam blog
: 570
: 1034
Kayıt tarihi
: 14.09.08
 
 

1974'te H.Ü. Sosyoloji ve İdare Bölümü'nü yüksek lisans tezi ile bitirdim. 1976 yılında yapımcı y..