Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ağustos '08

 
Kategori
Anılar
 

Uç Bey sokak, Edirnekapı/İstanbul

Uç Bey sokak, Edirnekapı/İstanbul
 

Nano ve Henna Sevgili eşim Robert'in kamerasına poz veriyorlar, sanmayın! Her zamanki halleri.


Mektup bu adresi bulur mu? Bulsa ona kapıyı açan olur mu?

Sarı saçlı gamzeli!

Sevgili Halakızı! Seni sokakta görsem tanımam! Çok zaman geçti! Babamın bizi, sizin eve koyup gittiği günü, hatırlar mısın? Annen önce mırın kırın etmişti sonra Allah razı olsun bizi kabullendi!

..Abi işlerini çabuk hallet, görüyorsun evimiz on kişiye küçük geliyor!

Halam eniştem; dört biz, üç siz yedi çocuk; bir de dedemiz!

Çamaşır, bulaşık makinesi ve televizyon telefon yok o zamanlar!

Senden yedi ay önce dünyaya gelmiş, ilk torun olmuşum! Sen benden güzel olmana rağmen, yedi ayın arasını bir türlü kapatamamıştın!

Birdenbire her şey değişti! Sahipsiz karşına çıktım!

Şaşalı devrim sona ermiş; destek veren kalelerim yıkılmış yok olmuştu!

Önce babaannem, sonra annem ebediyen; şimdi de babam bir müddet için de olsa beni terk etmişlerdi; artık senin esirin olmuştum! Dar evinizi bana dar etmek çok hoşuna gitmeye başlamıştı ama sen daha çocuktun! Dikkat etmedim düştün ön dişini kırdın! O günü hiç unutmam, aldığım ceza büyük olmasa da gözyaşı dökmeden çok ağlamıştım! Karnım aç, yıkadığım bulaşık bitmez olmuş, bir türlü arınmamıştı! O yüzden kelle paçadan hep…

Herkes uyuduktan sonra yıkamak için odunluğa sakladığım bezlerin yerini neden halama söyledin? Hani bana söz vermiştin, hiçbir şey söylemeyecektin! “Yaşın henüz on iki buna rağmen fark etmez, beze ihtiyaç duyduğun andan itibaren sen artık çocuk sayılmazsın” diyen halam beni çok utandırmıştı! Ben çocuk kalmak istiyordum! Çaputlardan nefret ediyordum; pamuk almaya harçlığım yetmezdi!

Evinizde güzel günlerim de geçti; misafir geldiğinde annen bizleri hep bağrına bastı, gitmesinler diye dua ederdim! O genç akrabanı unutamadım. Benimle, seninle ilgilendiği kadar ilgilenir giderken tokalaşırdı. Akıllı becerikli güzel bir kız olduğumu söyledikçe, inanır olmuştum! Onun adını oğluma verdim. Senin de bir kızın olmuş yirmi beş sene önce birinden duymuştum!

Bunca zaman sonra neden sana yazdığımı sorarsan; içimden sana Nano ile Henna’yı anlatmak geldi, onlar o kadar güzel geçiniyorlar ki, 23. Nisan 2007 Henna (Kına-lı) kedi kız ardından dört ay sonra 15. Ağustos da Nano kuçu kuçu kız bahçeme doğdular!

Onlar kendiliğinden mi sarmaş dolaş oldular? Siyah beyaz uyumlu; avcı Orti ve Hitit prensesi Mogli gibi örnek olanlar var etraflarında!

Yaptıkları yaramazlıkları ikisi de benden saklıyor! “Kim yaptı bunu?” sorusu hep yanıtsız kalıyor!

Farklı güzellikte farklı türler!

Benim en güzel halam, senin biricik annen: “Kedi köpek gibi bunlar abi! Doğrusunu söylemek gerekirse geçimsiz çocukların var” derdi!

Talihsiz adam!

Benim tüylü çocuklarım gül gibi geçiniyorlar!

Ben çok talihli bir kadınım!

Her zaman olduğu gibi bu mektubu da postaya vermeyeceğim!

Yine buram, buram sitem kokuyor! Olmamalı! Satırlar sana hasretimi iletmeli! Yalnızca!

Bahanelerim çok; elimde doğru adres yok, bir şeyler eksik!

Gamzeli sarı saçlı halakızı seni özlüyorum!

İzmir 26. Ağustos 2008 Salı

R.A.M Bu gün seni bekliyoruz! Gözlerimiz yollarda!

 
Toplam blog
: 584
: 853
Kayıt tarihi
: 01.03.07
 
 

Dinleyenin olmadığı yerde anlatmanın önemi! Nasıl YAZAN oldum. 'Yalnız doğar, yalnız göçer' eskile..