Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Nisan '08

 
Kategori
Futbol
 

Üç büyükler Avrupa maçlarında birbirlerini destekler mi ?

Üç büyükler Avrupa maçlarında birbirlerini destekler mi ?
 

Bu tablo Türkiye'de zor.


Sorun, yine malumunuz; Türkiye’de 3 büyüklerin Avrupa maçlarında birbirlerine destek olmamalarının yanında rakip takımlar lehine de hareketlerde bulunmaları.

Havaalanlarında karşılamalardan tutunda, kendi maçında takımının forması yerine rakibinin rakibi olan takımın formasıyla maça gitmeler falan…

Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş takımları Türk futbolunun lokomotifi olarak gösteriliyor. Elbet son yıllarda pek esamesi görülmese de, taraftar potansiyeli ve kazandığı şampiyonluklarıyla 4.takım olarak da Trabzonspor.

Fakat dünyanın ilk 3 derbisinden biri olarak gösterilen ezeli FB-GS karşılaşmalarını derbi maçtan öteye dünyanın azılı rekabeti içinde de algılamak mümkün. Böylece bu azılı rekabet futbol sahasının da dışına taşmış “düşmanımın düşmanı, dostumdur” felsefesine dönüşmüştür.

Bu bakış açısıyla FB’nin rakibi GS’nin dostu, GS ‘nin rakibi de FB’nin dostu olmuştur. Bu nedenle bir Fenerbahçeli olarak Galatasaraylıların havaalanına gidip rakiplerimize kolonya tutup, lokum ikram etmelerine şaşırmayacağım gibi üzülmeyeceğim ve ayıplamayacağımda.

Günümüzde gelişen endüstriyel futbol sektöründe, başarı denilen şeyin daha çok paraya dönmesi, paranın da başarıya daha çabuk ulaşması rekabeti biraz daha agresif boyutlara taşımış bulunmakta...

Galatasaray taraftarlarının, geçmiş dönemlerde, mesela Fenerbahçe’nin MTK veya Sigma vs. gibi takımlarla karşılaştıklarında neden havaalanlarına gitmediğini anlamak pek zor değil. Ama bugüne döndüğümüzde bunu anlaşılabilir kılan Galatasaray’ın içinde bulunduğu dönemin geçmişe göre başarısız kabul edilmesi olduğudur.

Zira kendinizi başarısız gördüğünüz dönemlerde rakibinizin de başarısız olmasını istemeniz gayet anlaşılabilir bir olgu. Elbet bu durumu çok daha derin analizlerle anlatmamız mümkündür ama yapılacak her analiz mutlaka bir taraf için tahrik unsuru olarak algılanacaktır.

“Annenizin ligi” söylemi de böyle bir tahrik olarak çıkmadı mı ?

Ayrıca bu duruma her şeyden önce futbol medyası da çanak tutmakta. Eskiden gazetelerde spor veya futbol yazarları vardı ama taraftar yazarları yoktu. Şimdi gazetelerin Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş sayfaları olduğu gibi, bizzat taraftar-kulüp yazarları da mevcut. Üstelik bu kulüp yazarlarının, Allah korusun !! diğer rakipleri lehine olumlu bir şey yazmaları da çok zor... O yüzden bir derbi maç sonrası gazeteleri açıp baktığımızda, bir takım yazarının penaltı dediği pozisyona, diğer takım yazarı “değil” demektedir.

Bu nedenle Türkiye’de bu konunun fazla uzatılmaması ve pek tartışılmaması gerektiğini düşünüyorum. Destekleyen destekler, tebrik eden de eder, ama etmeyenleri de rahat bırakmak gerek. Avrupa'da bunun birçok örneğide mevcut üstelik. En yakın örneğini de Sevilla'da Betis taraftarların da gördük. Hepsi Fenerli olmuştu.

Galatasaraylı arkadaşların “Sevilla olmadı ama Chelsea’den kurtulamazlar” deyip TV karşısına zevkle geçmelerinin kabul edilebilirliği mevcut benim açımdan. Bundan da keyif alıyorum açıkçası. Çünkü geçmiş yıllarda bende aynı duyguları taşımıyor değildim.

Fenerbahçe’nin Galatasaray’ın desteğine ve tebriğine ihtiyacı olmadığı gibi her türlü davranışı da rahatsız etmemektedir.

Elbet bu durum Galatasaray içinde geçerli olacaktır.

Ha, mutlaka yiğidin hakkını yiğide teslim edenlere de teşekkür ederiz.. (Bknz.link) http://www9.gazetevatan.com/haberdetay.asp?tarih=11.11.2007&Newsid=170998&Categoryid=4&wid=136

Umarım 1 hafta sonraki yeni söylemleri, “Sevilla olmadı ama Chelsea’den kurtulmazlar” yerine “Çeyrek final olmadı, ama yarı final’i alamazlar” şeklinde olur…

Ahmet ÇELİKSÜNGÜ

05.04.2008
 
Toplam blog
: 252
: 936
Kayıt tarihi
: 17.03.08
 
 

74'ün İstanbulunda, Sultan şehri Üsküdar'ın, kız çocuklarına "Zeynep" erkeklerine "Kamil" adı kon..