Üç eyvallah bir yallah

- Ülkemi seviyorum.

- İnsanımızı seviyorum.

- Huzur istiyorum.

- Barış istiyorum.

- Yaşam tarzıma kimsenin dokunmasını istemiyorum.

- Tercihlerim için kimse bana hakaret etmesin istiyorum.

- Bu uğurda gerekirse eylem yaparım, sokağa çıkarım, kimse bana başka bir yaşam tarzı dikte etmesin.

Uzaktan da, yakından da baksanız haklı istekler. Ve hepsine eyvallah.

- Ülkemi seviyorum ama herkes bana saygı duysun.

- Ben başkasına saygı duyacak değilim, kimse benden böyle bir şey beklemesin.

- Seksen yıldır benim dediğim oluyordu ve gene benim dediğim olsun.

- Çocuğumu istediğim okulda okuturum ama bir başkası da çocuğunu benim istediğim okulda okutsun.

- Ülkede muhafazakâr sermaye artmaya başladı, önlem alınsın.

- Başörtüsü özgürleşiyor, İmam Hatip okullarının sayısı artıyor, Kur’an Kursları açılıyor, engel olunsun.

- Yargı artık bizim isteğimiz doğrultusunda kararlar vermiyor, yargı bağımsızlığını yitirdi demek istiyorum.

- Asker kışlasında işine bakmasın ara sıra bana destek çıksın.

- Tüm devleti yönetenlere ağza alınmayacak hakaretler edeyim, hakkımda dava açılırsa özgürlüğüm kısıtlanıyor diye feryat edeyim.

- Seçimle iş başına gelemediğim için sokaklara çıkıp çoğunluğa karşı diş bileyim.

- Sadece benim yaşam biçimime müdahale edilmesin, benden başkası umurumda değil.

Nereden bakarsanız bakın sakat, neresinden tutarsanız tutun elinizde kalacak istekler. Fikir özgürlüğü açısından buna da eyvallah.

- İsteklerimi gerçekleştirmezseniz yakarım, yıkarım.

- Ülkeyi kaosa sürüklemekten asla çekinmem.

- Ağacı, otu, çöpü bahane eder ortalığı ayağa kaldırırım.

- Polise, gerekirse askere defol derim. Seçilmişlerin ellerinden tüm imkânların alınması için her yolu denerim.

- Önceleri emperyalist, kapitalist, “Go Home” dediğim ülkelerle bile işbirliği yapacak kadar alçalmayı göze alırım.

- Önüme gelen her türlü muhafazakâr insanlara ağzıma ne gelirse söylerim.

- Elimden alınan imkânların ne olduğunu biliyor musunuz? Yatağımda rahat uyuyamıyorum, hükümet yıkıp, hükümet kurduğum dönemler bitti, bana da anlayışlı olun biraz, derim.

Hiçbir yerinden bakmanıza gerek yok. İlkokul öğrencisine bile sorsanız hadi oradan, der lakin bunlara da, “Gel bi soluklan yeğenim, derdin ne anlat hele” denilmesine eyvallah.

Ama durun bir dakika…

Karanlık odalarda, kapalı kapılar arkasında yazılan senaryolarda rol alıyorsan, onlar yak deyince yakıyor, yık deyince yıkıyorsan…

İster sağcı ol, ister solcu ol, ulusalcı ol istersen, milliyetçi-muhafazakâr ol, istediğin kadar hükümet karşıtı ol, tahammülsüzlüğün dip yapsın isterse…

İpe çıkarttıkları cambazı seyrettirirken, seyredenlerin cepleri boşaltılıyorsa, sen de buna alet oluyorsan…

Kusura bakma ama devletin yumruğu tepene iner.

mustafasus@hotmail.com         

www.mustafasus.com