- Kategori
- Şiir
Üç Kavasoğlu
Gökçeler Köyü'nün Kavaslar mahallesinden
İsmail,Sedat, Celal, denize girmişlerdi o gün
Filyos'tan akşam trenine bindiler, köye gidiyorlardı
Kompartıman boşluğunda ayaktaydılar
Kapı açıldı sert bir şekilde, İsmail'in omuzuna çarptı birisi
Doğru geç! diye uyardı İsmail sert bir şekilde
Üç kişiydiler, birisi ters ters geri baktı ve gitti
İsmail tanımıştı ters bakanı, Saltukova beldesindendi
Boşta gezer, çevrede bilinen berduşlardandı
Beş dakika geçmedi on iki kişi geldiler iniş yerine
Diğer yolculara 'siz çıkın ' dedi birisi, derin bir sessizlik
İsmail'in elinde nelson marka mayo vardı, Celal'e verdi tut diye
Ve başladı yumruklaşmalar, İsmail sağ direkle başladı
Sağ direk, sol kroşe, sağ direk sol kroşe
Tabi yumruklar da geliyordu kendisine
Ensesine de yumruk yedi, sanki yumruk savaşı yaşanıyordu
Yanında Celal'e baktı yan gözle, o da birisiyle kapışmıştı
Bir ara iniş kapısına itildi İsmail, tren hızla gidiyordu
Kapı koluna tutunmuştu, göğsüne sert bir tekme yedi
Son gücünü vererek yaptı hamlesini,çıktı trene
Tekrar başladı dövüşmeye, birisinin başını eğmişti
İki eli de oğlanın üzerindeydi, yüzü boş kalmıştı
Birden sağlı sollu dört yumruk yedi, uzun boylu oğlandan
Final olmuştu, berduş oğlanlar kaçmıştı diğer kompartımana
Bir kişi kalmış, Sedat başını eğmiş, bana bakıyordu vur der gibi
Tek kişiye vurmadı İsmail, 'Sedat bırak' dedi
Köy durağında indiler trenden, Galiş'in çeşmesine gitti İsmail
Köyün adamı Deli Selahattin geldi İsmail'in yanına,
Ne oldu diye sordu, yok bir şey Saltukova gençleriyle kapıştık dedi.
Halk Kütüphanesi müdürüyde İsmail o zaman, izine gelmişti
Kısa dönem askerlik yapacaktı, oldu bir kere
Onlar müdür yumruğu yemiş oldu
Müdür de berduş yumruğu, dört yumruk sert gelmişti
Sol göz morarmış, kafasında şişlikler vardı
Kavaslar'ın üç delikanlsıydı onlar, yaşları altmışı geçti
Hala dost hala arkadaşlar, hayat devam ediyor.