Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Kasım '08

 
Kategori
Deneme
 

Üç mevsimli şehir

Sahilde orta halli bir kafedeyim. Tabelasında kafe yazılı. Ben de öyle diyorum. Dilimizi yitiriyormuyuz ne? Üzeri kareli bezle örtülü, küçük kare bir masa ve tahta sandalyeler. Az önce geçen simitçiden aldığım çıtır çıtır bir akşam simitim var. Ve yeni demlenmiş , mis gibi kokan bir akşam çayım. Hüzünlü bir şarkı duyuluyor hafiften. TRT radyosu olmalı. Başka kim çalarki Türk Sanat Müziğini ve türküleri. Az önce demiştimki;dilimizi yitiriyormuyuz ne? Şimdide diyorumki ; galiba müziğimizi de yitiriyoruz. Şarkının sonunda birde fasıl döktürmezmi radyo. Keyfim iyice yerine geldi. Simitten şöyle okkalı bir ısırık aldım ve çaydanda höpürtülü bir yudum. Elim cebime gitti.

Sigara aranıyordum. Ama mereti bırakalı üç yıl olmuştu. Bazen keşke bırakmasaydım diyorum. Arkama yaslandım. Güneş gitmeye hazırlanıyordu.Deniz hafif kıpırtılıydı. Garsondan bir çay daha istedim. Tadı kaçmadan bir bardak daha içmeliydim. Bu saatlerini seviyorum Fethiyenin. Kasımın sonuna geliyoruz. ama sanki ilk baharı yaşıyoruz. Galiba burada sonbahar yok. İki defa ilkbahar ve uzun bir yaz. Üç mevsim var. Biri ni beklemiyorum. Ama sanki biri gelecek gibi. Kim bilir belki sonbaharı özlemişimdir. Fethiyede olmayan sonbaharı. Garson çayımı getiriyor. İnce belli bardakla. Tabağın kenarında iki adet kesme şeker var. Şekerler eski bildiğimiz şekerlere hiç benzemiyor. Toz şekerleri birbirine yapıştırmışlar sanki. Üstelik giderek küçülüyorlar. Ben çayı şekersiz içiyorum. Şekerleride masanın etrafında dolaşan kedilere veriyorum. Güneşin kızıl rengi denize düştü. Ve radyodaki şarkılar bitti. Şimdi sessizlik zamanı. Birini beklemiyorum. Ama, sanki biri gelecek gibi.
,

 
Toplam blog
: 820
: 326
Kayıt tarihi
: 02.10.08
 
 

Nerede, nasıl, ne zaman, umursamıyorum. Bir şekilde dünyadayım, yaşıyorum. Hayatı seviyorum. Tanr..