Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Şubat '08

 
Kategori
Kültürler
 

Üç renk!

Üç renk!
 

Beyaz;barışın, saflığın ve masumiyetin rengi. Beyaz, üç renge ayrılır; yağmurla olan dansında...


Haykırdı güneş! Sen, sen ve sen dedi...

Mezopotamyalılar ayağa kalktı; bizimdi o, bizim güneşimiz.

Aylar, yıllar, asırlar geçti; Mezopotamya onun her şeye ve her yere rengini vermesini seyretti.

Bıçak gibiydi sıcaklığı.

Görkemli görünüşü ve dağların ardından yükselişi.

Atmosferi, dağı, taşı ve karın soğukluğunu eritircesine;

yedi tabaka öteden gelir gibi; yedi tabaka yerden ve yedisi de gökten.

Tam tepemizde durdu, bir çocuk gibi şımarık ama yüzüne bakılası bir masumiyet...

Hepimizin dirildiği andı bu; keza hepimiz masum birer damlaydık.

Sarıyla karıştı kanlarımız; güneş sarısı.

Sarıyı bulduk; yeşilin sevgilisi, kırmızının yoldaşı...

Sarıyı bulduk; cehennem ateşi, cennetin sesi, aslan pençesi...

Gökten gayrı her yere, her şeye giydirdik.

Berçelan’a çiçek, çobanın kavalı, çayın ateşi; her şeye her yere sarı verdik.

Annemin yazması, berivanın süt kovası...

Herkese sarıyı sevdirdik...


Akşamın kızıllığını, sonbahar dallarını, Şemdinli balını ve Amed’in türküsünü;

Tütünü, kaçak çayın demini ve bakırı alıp sarıyla harmanladık.

Kırmızıyı bulduk o vakit;

Kan kırmızısı, işkencenin yarası, ırgat Memo’nun kan çanağı gözlerinin kırmızısı;

Falakanın izi, acı ve acının sesi...

Berfin’nin, Rojda’nın Şerwan’ın fanilası, eldiveni, atkısı...

Sarıya yoldaş oldu kırmızı.

Kırmızı; romanların ismi,

Kırmızılım; aşıkların bestesi.

Boynu bükük güllerin; guldewxinin rengi, elbisesi...


Güneş sarıyla gelip kızılla gider.

Günler, haftalar, aylar ve mevsimler derken;

Gök sevinç gözyaşları döker; toprağa düşen her damlayla

Tenine cemre düşer Mezopotamya’nın.

O vakit duvağını kaldırıp yeşili giyer toprak.

En güzel entarisidir yeşil; aşk yeşili.

Baharın ve bahar ile kardelenin aşkı.

Bereketin tadı, bolluğun adı, bağlar ve bahçelerin süsü.

Pınarların coşkun sesi.

Herkesin, her şeyin kendisi; özü, özütü, aroması.

Ve sarının sevgilisi.


Ve beyaz; barışın rengi, ışığın kendisi;

Güvercinin masum yüzü,

Gökte, gök kuşağında; yağmur zerreleriyle güneşin dansında,

Beyaz üç ana renge ayrılır;

Yeşil, Kırmızı, Sarı...

En güzel üç renge.

Mezopotamya’da hayatın adı ve herkesin umudu olan üç renk.

Kültürün, dilin, şiirin, emeğin, aşkın;

hayatın en güzel ve en anlamlı renkleri.

Bizim kültürümüz olan üç renk.

Umutlarımız, derdimiz, dermanımız, emeğimiz, şarkılarımız, sigaramız, çayımız, sazımız...

Yaşama sevincimiz;

Onları çok görmesinler bize.


Yer İstanbul. Toplu taşıma araçlarından birine bir genç biner;

Akşama kadar emek vermenin yorgunluğu ve evine varacak olmanın telaşıyla.

Özlemleri, hasreti yada masum zevklerinden olsa;

Yada sadece üşüdüğü ve o soğuk havada ısınması için vesile olur diye;

Boynuna kırmızı, yeşil ve sarı renklerin ağırlıkta olduğu bir atkı takar.

Ama ne haddine!

Taktığına takacağına pişman olur.
Hatta üşüdüğüne bile pişmandır ama üşümesi onun suçu değildir.

Olsa olsa o renklerde bir atkı almak olmalı suçu ama nerden bilirdi ki?

Otobüsteki ekşi suratlı, büyük ihtimal kendisini insan olarak tanımlayan bir kişi;

‘Hey sen! Çabuk çıkar o atkıyı! O renkler kanımı donduruyor.’ der.

Defalarca ve etrafındakilere de bir şey ima edercesine,

İçindeki kötülüğü ve barbarlığını insanlara bulaştırmak için yüksek sesle;

‘Hemen o atkıyı çıkar!’ der.

Bir insan neden renklere düşman olur ki?

Donmuş ve gözlerinin feri sönmüştür gencin. Yapabileceği ve söyleyebileceği hiçbir şeyi yoktur. Hoş, söylese de bir faydası olmazdı ama neyse...

Yorumu yok ki devamının. Belki de yorgunluktan kalemime söz geçmiyor artık.

Buna benzer binlercesiyle aynı havayı solumaktan yoruluyor insan...


Ama bilinir ki bizim renklerimiz bizim yaşama umudumuzdur.

Renklerimiz bizim yaşama sevincimiz...

Çok görmesinler onları bize. Bilinir ki biz tükeniriz ama umutlarımız asla...

Yeşil, Kırmızı ve Sarın’ın huzuruyla...

 
Toplam blog
: 19
: 772
Kayıt tarihi
: 05.12.06
 
 

İstanbul'da oturuyorum. Marmara Üniversitesi İşletme Bölümü 3. sınıf öğrencisiyim. Tabi bu iktisadi ..